Şiire karşı kara sevda denecek bir hayranlık meylini kalbimde duyardım. İşittiğim dini ve gayr-ı dini güfteyi bir dinleyişte ezberlerdim desem mübalağa yapmış olmam. Bu hal yıllarca ruhumda kaynayıp coşmuştur. Vakta ki Mısır'a gidip sebeb-i feyzim ve saadetim olan üstadlarım merhum Tokatlı Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, Düzceli ders vekili Kevseri Efendi, Yozgatlı Mehmed Ihsan Efendi ve şair İbrahim Sabri Bey'le şerefyap olup bunların her celsesi bir akademi hüviyetinde olan ilmi, ebedi, manevi irfan ve fazilet sohbetleriyle mütenevvir olduktan sonra şiir ve şair ne demekmiş, şiir nelerden doğarmış ve kimlere şair denirmiş, anladım.
Her ismi güzel Rabbini, bin şevk ile an da,
Kalbindeki mihraba, büyük cazibe insin!..
Gözden boşanan sel gibi yaşlarla yıkan da,
Güllerden uçan rayiha, her zerrene sinsin!.
Ali Ulvi Kurucu