Şenel İlhan Beyefendi bir irfan yolcusu, bir hakikat temsilcisi, 30 yıldır yayıncılık faaliyetleri sürdüren bir yazar, orijinal fikirleri olan özge bir fikir adamıdır. İlmî-ahlakî-felsefî-dinî yönden insan yetiştiren sıkı bir eğitici ve topluluklara sürekli hitap eden örnek İslam âlimidir.
Şenel İlhan Beyefendi yapımcıdır, kurmuş olduğu “FFP MEDIA” bünyesinde çekilen ilk sinema filmi “Adanış Kutsal Kavga” dır. Aynı zamanda, Hankando Savunma ve Mücadele Sanatının da kurucusudur. Dövüş sanatlarındaki üstün yeteneği ve birçok sistemi derinlemesine bilmesi nedeniyle, Hankando dövüş sanatı, Şenel İlhan Beyefendi’nin kırk yılı aşkın bir birikimi olarak doğdu ve olgunlaştı. Ülkemizin mücadele sanatlarında dünyada hak ettiği yeri alması, Grandmaster Şenel İlhan Hocamızın bu sistemi kurmasındaki ana amaçlardan biridir.
Kendisi sadece bir yazar değil, etrafındaki tüm insanlara sevgiyle yaklaşan bir dost, ince duygulara, derinlikli düşüncelere sahip gerçek bir bilgedir. İhtiyaçlar çerçevesinde kimin hangi boyutta neye ihtiyacı varsa, rahatlıkla O’nda bulabilir. Hayatı bunun canlı örnekleriyle doludur ki, bir insanın akıl, ruh, zekâ, nefs, sosyal statü, yetişme biçimi, sevebilme gücü ve ihtiyacı, zorluklara dayanabilme direnci, hizmet aşkı; aşk, şevk ve muhabbet dâhil daha pek çok şey Şenel İlhan Beyefendi’nin gündemindedir. Bir insanın kişiliğini, problemlerini, kendini zorlayabilme sınırlarını, potansiyelini ondan daha iyi bilir ve gayet güzel yönlendirir. Tabir caizse onunla tanışma mutluluğuna kavuşan insanı adeta yeniden imar eder. Ve o insana, kendinden daha fazla tanıdığı yeni bir “ben” sunar. İleride gelmesi ve olması gereken; çalışırsa olabileceği “ben’e” binaen... Eğitim metotları, akıllı bir insanda çok yol aldırıcıdır. Akıl, yürek ve talebi esas alır.
İnsan yetiştirmede ilgi alanı sadece yetişkinler değildir. En küçük çağlarından alıp yetişkinlik çağlarına kadar çocuklar da büyükler gibi daima O’nun gündemindedir. Çocukların sevgi ile büyümeleri, sevildiklerini, kıymet verildiklerini bilmeleri, özgüven sahibi olmaları gibi hususlara çok dikkat eder.
Okumayı çok sever, çok yönlü okur ama okurken çok da seçicidir. Kimseye ihtiyaç hissetmeden ve yardım almadan en girift meseleleri kolayca öğrenmiştir. Kolay öğrenir ama öğrendiğini kolay unutmaz. Şenel İlhan Beyefendi’nin, ilim yelpazesi çok geniştir. Kur’ân, Hadis ve Fıkıh ilminde (Fıkh-ı ekber, fıkh-ı zahir, fıkh-ı batın) mütehassis olduğu gibi, ilm-i kelam, ilm-i ahlak, Felsefe (Modern Felsefe, Epistemoloji), Mantık, Sosyoloji, Psikoloji, Tıp, Tarih, Siyaset, Fizik, Rüyaların ve Olayların Yorumu… gibi ilim dalları da yine en mütehassıs olduğu ilim dallarıdır.
Ehl-i Sünnet’i hep müdafaa etmiş, sünnet ve hadis-i şerif muarızlarına her zaman karşı çıkmıştır. Ehl-i Sünnet’e karşı, bir görüş olarak ortaya çıkmış bidat ve sapık mezhepler, batınî fırkalar, İslam’a alternatif gibi duran beşerî sistemler, özellikle fikir çilesi yıllarında derinliğine araştırma yaptığı konular olmuştur.
Şenel İlhan Beyefendi’nin en çok titizlendiği, üzerine en çok titrediği ve gayret gösterdiği konu iman mevzuudur. Şüphesiz ilk önce iman, bir insan için en lüzumlu şeydir. Bir kişi imanını zararlı düşünceler ve bozuk inançlar karşısında koruyabilirse günahlarının boyutu ne olursa olsun sonunda affa uğrayabileceği ve cennete gidebileceği için, iman kadar hiçbir ibadet, önem açısından emsal teşkil etmez. Bu nedenle İslam inancını ve Ehl-i Sünnet akidesini her türlü bid’at inanışa ve küfür düşüncelerine karşı korumak için ortaya çıkmış bir ilmî disiplin olan Kelam ilminde Şenel İlhan Beyefendi, tam bir kaledir... Yıkılmaz, sarsılmaz, bir iman kalesi... Özellikle fikir çilesi yıllarında elde ettiği bilgi ve tecrübeler, onu, vesveseli ve şüpheli insanların sığınacağı sağlam bir kale haline getirmiştir. Şenel İlhan Beyefendi’nin bilgi dağarcığı, insanlık tarihinin geçmişinden günümüze kadar gelmiş veya günümüzde icat edilmiş olan bütün küfür düşüncelerinin cevaplarıyla doludur.
Burada onu tanıtmak adına gösterilen çabanın tek nedeni Allah için yaşanmış bu hayatın “örneklik” oluşturacak bir kudrete haiz oluşu… Onunla tanışınca insanın duyguları iyilik ve güzellik adına coşuyor, galeyana geliyor, nefse karşı bir “ahlak ayaklanmasına” dönüşüyor. Evet, öyle bir hayat ki derinlerde bir yerde iyilik, güzellik, doğruluk adına sizde ne varsa adeta oraya ayna tutan, ışıklandıran, o hazineyi herkesin görebileceği bir yere çıkaran bir hakikat savaşçısı…