Dua, ibadetlerin özüdür, sınırlı varlık olan insanın Kadir-i Mutlak'ı imdada çağırmasıdır. Dua, kulluk esprisi içinde ve sıradan isteme anlamlarının ötesinde, Allah Teâlâ'nın rablik ve ilâhlık hakikatine en köklü bir sığınma hâdisesidir, "De ki: Kulluk ve duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin ki!" (8) âyet-i kerimesi buna işaret eder.
Kadir Gecesi, yalnızca namaz kılınmaz. Dua edilir, Kur'an-ı Kerim de okunur. Bunlar da sünnettir. Hatta Süfyan-ı Sevrî: "Kadir Gecesi dua ve istiğfar etmek, namazdan sevimlidir. Kur'an-ı Kerim okuyup sonra dua etmek daha güzeldir." demiştir. Bu sebeple, idrak ettiğimiz şu mübarek gecede, içimizi ve dışımızı bilen Rabbimize ellerimizi ve gönüllerimizi açıp dua edelim. "Bana açılan dua elleri- ni boş olarak geri çevirmek benim şânı- ma yakışmaz." buyuran Rabbimizin bu vadinden istifâde ederek, açık olan tevbe kapısına iltica edelim. Tevbe edelim; O, tevbemizi kabul eder. Yüce Rabbimizden mağfiret isteyelim, bizleri affeder. O, bizlere ana ve babalarımız- dan daha şefkatli ve merhametlidir.
Hz. Aişe Radıyallahu Anhâ validemiz, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimize: "Ya Resûlallah! Kadir Gecesi'ne ulaşır- sam nasıl dua edeyim?" diye sormuş. Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem de: "Allahümme! Inneke afüvvün, kerimün tühibbü'l-afve fa'fu annî." "Ey Allah'ım!... Sen çok affedicisin, kerimsin, affetmeyi seversin, beni de affeyle." buyurmuş.(9)
Yâ Rabbi! Kulluk borcu olarak ve sırf ilâhî rızanı kazanmak niyeti ile bugüne kadar tuttuğumuz oruçları, huşû içinde kıldığımız namazları ve okuduğumuz hatim ve mukabeleleri dergah-ı izzetinde kabul eyle.
Ya Rabbi! Cümlemizi rahmetine gark eyle. Mağfiretine nâil eyle. Yeryüzünün neresinde olursa olsun, Müslümanlara zulmeden bu zalimleri-kâfirleri sana havale ediyoruz, yâ Rabbi!
Sen Müslümanları halâs eyle! Âmin, yâ Rabbel-alemîn ve yâ Erhame'r-rahimîn.