Mutluluk İstemekle Başlar

 

Ağlamayan çocuğa meme verilmez. Mutluluk, başka-larının gözlerimizde fark ettiği canlılıktır.

Mutluluk, çeşitleri bakımından uzamlı, derece bakımından yoğun ve süre bakımından yaygın bir nitelik taşıyan tüm eğilimlerimizin doyumudur.

Mutluluk, eksiksiz bir hoşnutluk durumu, saadet ve olgunluktur. 

Mutlulukla ilgili tanımlar ve açıklamalar sayfalarca sürdürülebilir. Hepsinin ortak noktası, huzurlu ve doyumlu bir sevinç halini ifade etmeleridir. Mutluluk, her an dalgalanan bir deniz değildir. En azından, belirli bir süre boyunca hissedilebilen kararlılık vardır mutlulukta. Bir huzur, bir rahatlama, bir olgunluk vardır…

Mutlu olmak, neyi istediğinizle doğrudan ilgilidir. Ama bu istek doğrudan bir şeyin olmasını değil, bizzat mutluluğun kendisini istemektir. Kısacası; mutlu olmamız için mutlaka arzuladığımız isteklerin gerçekleşmesi şart değildir. Onlar olsa olsa birer vasıtadır mutlu olabilmemiz için. Özlemek ve hayal etmekle de ulaşılabilir mutluluğa. Yeter ki, içimizde ona ulaşmak için yanan bir ateşimiz olsun. Yeter ki, ona ulaşmak için kayıtsız şartsız bir istek duyalım.

Bir sevgiliyi bekler gibi ona özlem duymalıyız. Bu gözle baktığımızda, mutluluğun maddeyle de doğrudan ilişkili olmadığını kolayca fark ederiz. Nice insanlar, Karun kadar varlıklı oldukları halde, "parayla saadet olmaz" kabilinden, mutluluğu tadamamışken, nice garibanlar vardır ki samanlığı seyran yerine çevirebilmişlerdir.

Burada gözden kaçırılmaması gereken önemli bir nokta var: Mutluluk başka, zevk başka bir şeydir. Kimi insanlar bu iki kavramı öylesine birbirine karıştırırlar ki neyi iste-diklerini ve nerede duracaklarını bilemezler. Zevk, daha çok geçici arzuların tatmini, hoş vakit geçirme, eğlenme ve bedensel hoşnutluklar şeklinde ifade edilebilirken, gerçek mutluluk "zihin ve kalp arasındaki bağlantı" sözlerinde anlamını bulur. İşin garip tarafı: birçok insan zevki, alkolde, uyuşturucuda, aşırı cinsellik gibi geçici heveslerde ararken, kendilerine kötülük yaptıklarının da farkına varamazlar.

Önemli olan, karşılaştığımız her duruma, geniş bir görüş açısı ile bakıp sorgulayarak gerçek mutluluğa yönelmemizdir. Bunun sonucu, bazı şeyleri kuvvetle benimserken, bazılarından el çekerek gerçek mutluluğu yakalamak adına önemli bir adım atmış oluruz. Ayrıca, bu el çekmeleri birer kayıp gibi de görmemeliyiz. Çünkü bu yolla elde edilecek mutluluk, hayatımız boyunca karşılaşabileceğimiz sürprizlere, iniş-çıkışlara ve ruh halimizdeki bazı değişimlere bağlı olmaksızın varlığımızın en büyük dayanağı olarak hep bizimle olacaktır.

Şunu asla unutmamalıyız; hangi konuda olursa olsun, kolay elde edilenler geçici, bilinçli bir şekilde emek ve gönül verilerek kazanılanlar daha kalıcı olmaktadır. Mutluluğu gerçek bir hedef olarak görmeli ve ona ulaşmak için emek vermekten, olumlu adımlar atmaktan geri durmamalıyız.

İste, iste ki yeniden başlasın her şey.

Gazanfer Sanlıtop