Yüce Allah'ın (cc) "Sen olmasaydın, bu alemi yaratmazdım" diye hitap ettiği temsilcisi; en güvenilir, en dürüst, en merhametli, en cesur ve en güzel insan, Ahmed Muhammed Mustafa'nın (sav) dün-yamıza şeref verişinin yıldönümünü kutluyoruz…
Bir daha böylesine değerli bir insanın(sav) dünyamıza gelmeye-ceğini bilerek kutlamak, ayrı bir hüzün veriyor bize… Üzüntümüz; Hz. Muhammed' in (sav) döneminde yaşayamamak, onun yakınında dahi olamamaktan kaynaklanıyor, elbette.
İnsan müsveddelerinin, hatta "Müslüman müsveddelerinin" bolca bulunduğu günümüzde, insanların en hayırlısını anmak, ayrı bir hüzün veriyor..
"Din nedir?" diye kendilerine sorulduğunda "din ahlaktır" yanıtını veren O yüce İnsan'ı(sav) hala anlayabilmiş değiliz..
Halâ, İslam'ı, "sadece namaz kılmak, oruç tutmak, zina etmemek, haram yememek ve hacca gitmekten" ibaret gören ve bu vazifeleri yapmakla da görevlerini tamamlamış sanan Müs-lüman yığınlarıyla dolu dünyamız…
"Bana dokunmayan yılan, bin yıl yaşasın", "İslam'ı sadece kendimiz yaşayalım, yeter; başkalarına anlat-masak da olur!" anlayışları yüzün-den günümüz Müslümanlarının iki yakası bir araya gelememektedir.
Her lafın başında, işte, "dünya nüfusunun bilmem şu kadarına sahip Müslümanlar neden güçlü değildirler, neden birlik içinde değildirler?" diye sorar dururuz, hem kendimize, hem de birbirimize… Koyunların, sığırların, sineklerin sayıları da çoktur; ancak hükme-demezler, bir aslan, birkaç kurt kadar dahi olamazlar ve sonunda bunlara yem olurlar.. İşte bugün de Müslü-manlar böyle yem olmaktadırlar..
Halbuki, sayısı bilmem ne kadar çok olan Müslüman nüfus yerine, bunun onda biri kadar samimi Müslümanlar olsa, dünyanın bir anda çehresi değişiverir.. Zaten bunun örneği, Peygamber Efendimizin döneminde yaşanmıştır.. Sadece birkaç kişiyle başlayan ve küçük bir şehir bile de-nemeyecek nüfusla devam eden kutsal mücadele bütün dünyanın çehresini değiştirmemiş miydi?
Demek ki, Hz. Muhammed (sav)'in doğumunu bu anlamda anmak gerekir. Bu anlayışla bizlerin yeniden doğuşu gerçekleşecektir, inşallah.
Evet, iyi ki doğdun Ahmed Muham-med Mustafa (sav), diyoruz.. Bütün peygamberlerin en yücesine, Allah'ın(cc) sevgilisine…
Doğum günlerini kutladığımız en yakınlarımıza "iyi ki doğdun" demek adet halini almıştır; onların doğuşu kimseye yarar sağlamamış olsa da…
Gelin, bu sefer de insanların en hayırlısına, insanların en faydalısına "iyi ki doğdun" diyelim… Adını Salavat-ı Şerifelerle analım ki, biz de anılalım.. "İyi ki doğdun Ahmed Muhammed Mustafa (sav)" diyelim tüm kalbimizle..
Önce Rabbimizin(cc) varlığına şükrediyoruz ve hemen ardından da "iyi ki varsın, ya Muhammed (sav)" de diyelim.. Çünkü biliyor ve inanıyoruz ki; O (sav) diridir…
Bazen en yakınlarımızdan yeterli ilgi, hoşgörü, vefa, teşekkür ya da yardım dahi göremiyoruz. Böyle zamanlarda daha bir gönülden, içtenlikle "Yaradana sığınıyoruz Onun Yüce Peygamberinden (sav) Şefaat istiyoruz. " Çünkü biliyoruz ki böyle hüzünlü zamanlarımızda da bizim yanımızda olan, yüce Allah'ımız (cc) ve bize şefaat edecek olan Hz. Muhammed Mustafa (sav) Efendimiz var..
İhsan Doğrusöz