Huzurevleri Huzurumuzu Kaçırıyor

 

Onlar, biz doğunca, "size daha iyi bakarlar" deyip huzurevlerine mi yerleş-tirdiler? Huzurevleri, aile gele-neğimizi, milli birliğimizi bozarak huzurumuzu kaçırmaktadır.

Binbir zahmete katlanarak karnında aylarca taşı, doğur ve sırf kendi sütünle besle, bir an, bir saniye dahi gözlerini ayırma.. En ufak bir ağlamasında yerinden fırla.. Okut, büyüt, acılarını ve sevinçlerini paylaş.. Sonra.. "Gelin istemi-yormuş madem, ben de sizi rahatsız etmeyeyim. Ömrümün kalanını huzurevinde geçiririm, çok sevdiğim torunlarımı da ara sıra bana getirirseniz, çok mutlu olurum." Deyip ayrılıver.

Olacak iş mi bu? Bu nasıl bir vicdan, bu nasıl bir insanlık.. Annemizi ve babamızı yanıba-şımızda istemeyenin, bizim yanıbaşımızda durmaya ne hakkı var?

Hem Müslümanız diyeceğiz, hem de anamızı ve babamızı yanımızda istemeyeceğiz, onlara hizmet etmeyeceğiz. Bakın Allahu Teala Lokman suresinde bu konuda ne buyuruyor:

"Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır." (Lokman, 14)

Anne ve babamız nasıl fedakârlıklar yaparak bize bakmışsa, bizim de kendilerine gereken saygı ve sevgiyi muhakkak göstermemiz gerekir. Onlar, biz doğunca, size daha iyi bakarlar deyip, huzurevine mi yerleştirdiler? Bakın, Allahu Teala İsra Suresi'nde şöyle buyuruyor:

"Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine "of!" bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle" "Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et! diyerek dua et." (İsra,24)

Peygamber Efendimiz(sav), "Cennet anaların ayağı altındadır." buyurmuştur. Öyleyse neden biz Cennet'ten uzaklaşıyoruz?

"Rabbin,  sadece  kendisine  kulluk etmenizi,    ana-babanıza    da    iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti."(İsra, 23)

Bizi hiç yoktan yaratıp sayısız nimetlere gark eden Rabbimize ibadet nasıl bir görev ise,  bizim sebebi vücudumuz olan ana ve babamıza hürmet, saygı ve ihsanda bulunmak da Allah'ın üzerimize yüklediği bir borçtur. Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim onlara nasıl davranmamız gerektiğini şöyle öğütler:

"Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz ancak banadır. O zaman size, yapmış olduklarınızı haber veririm." (Lokman,15)

İki cihan serveri Efendimiz (s.a.v.) den hadisler:

"Rıza-i ilahî, ana-babasını kendisinden hoşnut etmekle elde olunur."

"Ana-babaya itaat, Allah'a itaattir.  Ana-babaya isyan Allah'a isyandır."