Bu ayda, herkeste tatlı bir telaş meydana gelir. Özellikle çarşı pazar kendini bu aya göre ayarlar. Evler de davet hazırlıkları büyük bir özenle yapılır. Trafikte öfkelenenler birbirlerine oruçlu olduklarını hatırlatırlar. Teravih namazı çocukların camileri sevmeleri için bir vesiledir. Yani ramazanın toplumun bütününe tesiri vardır.
Bunların yanın da özellikle manevi dünyamızda büyük gelişmeler olur. Kimse kimseyi günaha davet etmez. Toplumsal bir diriliş vardır sanki. Burada önemli olan bu güzellikleri kalıcı kılmak için ne yapabiliriz? Acaba bayramlık elbiselerimizi giyiyor gibi günahlardan arınmış bir şekilde manevi elbiselerimizi giyebilecek miyiz? Farkında mıyız kalbi marazlarımızın? Bin aydan hayırlı Kadir Gecesini yakalayabilir miyiz? Soruları çoğaltabiliriz.
Burada dikkat edilmesi gereken husus Ramazan Ayı'nın zahiri güzelliklerini doya doya yaşarken manevi güzellikleri sakın gözümüzden kaçmasın. Rahmet kapılarının sonuna kadar açık olduğu bu ayın manevi kârı, iftar eğlenceleri ile kaybolmasın. Sakın yanlış anlaşılmasın insanın neşelenme ihtiyacını önemsizleştirmiyorum. Bu ihtiyaç aile fertlerini birbirine kaynaştırır. Özellikle çocuklarda müspet kalıcı izler bırakır. Vurgulamak istediğim şey "Ramazan eğlenceleri" günahlardan arınmak için hiç yeterli olur mu? Nefisle mücadele etmeden asla… Hatalar işlemiş olabiliriz, çok yanlışa da düşmüş olabiliriz. Tövbe kapısından günahlar geçmez. Vazgeçemediğimiz bırakamadığımız alışkanlıklarımızda olabilir. Tövbede ısrarlı olursak Allah' (Celle Celalühü)'nin yardımı şüphesiz gelir.
Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar hatalarımıza tövbe etmeli ve ibadetlere de devam etmeliyiz. Allah'ü Teâlâ'nın razı olduğu işleri yapmalı, ahireti kazanmak için bir fırsat bilmeli.
Bu konuda imam-ı Rabbani Hazretleri buyuruyor ki: "Mübarek Ramazan Ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azad olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz."
Kur'an-ı Kerim, Ramazanda indi. Kadir gecesini son on günde içinde ve tek günlerde aramalı. Böyle kıymetli bir geceyi sadece yirmi yedinci gecesi size uygun bir TV de izleyerek yâd edemezsiniz. Kadir Gecesinde fakirliğinize bitmek tükenmek bilmez ihtiyaçlarınıza sakın ağlamayın. Burada size şunu söyleyeyim ; azgın nefsimizin bütün hastalıkları ile mücadele edemiyoruz, bari en azından fark ettiğimiz bir manevi hastalığımız ile ciddi ciddi uğraşalım. Mesela, kendimizde cimriliğin farkına mı vardık. Cimrilik hastalığımızı bir ele alalım. Başkası bize "Sende cimrilik var" dese ona da nefis yaparız. Ama menfaatimiz ve manevi geleceğimiz için dürüst olmalıyız kendimize karşı. Her ramazanda bir hastalığımızla mücadele etseydik kim bilir kaç hastalığımızın farkına varır ve mücadele ederdik. Kaç ramazan geçti biz gaflet bahçelerinde dolaşıyoruz. Maalesef ramazanın da gaflet bahçeleri var. Biz rahmet bahçelerine girelim.
Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce müslüman affolur, azad olur. Bu ayda, Cennet Kapıları açılır. Cehennem Kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Ne yaparda bu rahmet kapılarını aralayabiliriz acaba? Bu soruyu sormakla işe başlayabiliriz.
Cömerlik yapmak ve cimriliği bırakmamız için önce ailemizden işe başlayabiliriz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz bize bu konuda yol gösteriyor; "Ramazan Ayında ailenizin nafakasını geniş tutunuz! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır." Hadisi Şerif (İbni Ebiddünya)
Ramazan ayında mümin mubah ortamlarda bile olsa feyz yağmurları ile temizlenir. Bunu bilelim ve öyle olduğuna inanalım. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyuruyor: "Oruç tutan müminin susması tesbih, uykusu ibadet, duası müstecap ve amelinin sevabı da çoktur." Hadisi Şerif (Deylemi)
Trafikte, caddelerde ve iş yerinde karşılaştığımız tüm insanlar bizim imtihan vesilelerimizdir. Şayet öfkeli biri isek, ramazan tamı tamına bir fırsat ayı. Öfkelendiğin kişiye "Bak ben oruçluyum oruçlu olmasaydım başka olurdu" bile desen zararı yok. Bu yaptığın öfke kontrolü seni ramazandan sonrada öfkene galip gelmen için bir alıştırma olur. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyuruyor: "Temizlik imanın yarısı, oruç da sabrın yarısıdır." Hadisi Şerif (Müslim)
"Bilhassa oruçlu iken çirkin, kötü söz söylemeyin! Birisi size sataşırsa, ona "Ben oruçluyum" deyin!" Hadisi Şerif (Buhari)
İftarımızı yaptık karnımız doydu. Şimdi geri kalan zamanı malayani ve çirkin sözlerle geçirmek olmaz. Gündüz kazandığımız sevap oruçla bitti, şimdi de gecesi var demek gerekiyor.
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyuruyor: "Gerçek oruç, sadece yiyip içmeyi değil, boş ve hayâsızca sözleri de terk ederek tutulan oruçtur." Hadisi Şerif (Hakim)
Gençler özellikle şehvetinin kurbanı oluyor. Niçin böyle yapıyorsun dediğimizde ne yapayım engel olamıyorum mazereti ileri sürüyorlar. O zaman bize bir yardım gerek. O yardım yine ramazan. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyuruyor: "Oruç şehveti keser." Hadisi Şerif (İ. Ahmed)
Tüm bunları yaparak nefse muhalefet etmesini öğrenelim. Açlık nefise muhalefettir. Şehvete sahip çıkmak nefise muhalefettir. Öfkeye ve gazaba sahip çıkmak nefise muhalefettir.
Ramazanda oruç tutarken çok aç kaldım çok sevap kazandım diye sevap müslümanı olmamak lazım. Tabi ki çok sevap kazanıyoruz. Lakin nefise muhalefet etmek ve ramazan ayını da böyle değerlendirmek ne büyük bir nefis mücadelesidir. Nefsini dize getiren kahramanlara hayranım…
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Efendimizin ibret verici rüyası: "Rüyamda acayip şeyler gördüm. Ümmetimden birini azap melekleri yakalamıştı. Aldığı abdestler gelip, onu içindeki zor durumdan kurtardı. Birini gördüm, kabri onu sıkıyordu. Kıldığı namazlar gelip, onu kabir azabından kurtardı. Birine şeytanlar musallat olmuştu. Ettiği zikirler gelip, şeytandan onu kurtardı. Birinin de susuzluktan dili çıkmıştı. Tuttuğu Ramazan Orucu gelip, susuzluğunu giderdi. Birini zulmet sarmıştı. Yaptığı hac gelip karanlıktan çıkardı. Birine ölüm meleği gelmişti. Ana babasına yaptığı iyilikler gelip, ölümüne engel oldu, geciktirdi. Birini müslümanlarla konuşturmuyorlardı. Sıla-i rahim gelip, ona şefaat etti, onlarla konuştu. Peygamberinin yanına gitmek isteyen birine engel oluyorlardı. Aldığı gusül, onu alıp yanıma getirdi. Ateşten korunmak isteyen birisine, sadakası gelip ateşe perde oldu.Birini zebaniler alıp Cehenneme götürürken, yaptığı emr-i maruf ve nehy-i münker gelip kurtardı. Biri Cehennem ateşine atılmıştı. Allah korkusu ile döktüğü gözyaşları gelip oradan kurtardı. Birine amel defteri solundan verilirken, Allah korkusu gelip, defterini sağa aldı. Sevapları hafif gelen birine, kendinden önce ölen çocukları gelip, sevabını ağırlaştırdı. Cehennemin kenarında, korkudan titreyen birine, Allahü Teâlâya olan hüsnü zannı gelince, titremesi durdu. Sırattan zorla geçen biri, Cennete geldi. Fakat kapılar kapalıydı. Kelime-i şehadeti gelip, onu Cennete koydu." (Taberani, Hakîm-i Tirmizi)
Bu feyz yağmurlarında tövbe edelim. Sıkı bir tövbe edelim. Nefsimizin binbir aldatmacası karşımıza çıkacaktır eminim. Bu dünya imtihan dünyası tabiî ki sıkıntılar olacak.
Bir velinin dediği gibi "Dertlerinizi sıkı tutun şikâyet etmeyin. Şayet şikâyet ederseniz Allah size bilmediğiniz belalar verirde daha çok sıkıntı çekersiniz. En iyisi bildiğiniz dertlerdir."
Kasım Efendi sohbetinde şöyle buyurdu "İnsanlar camilere Allah'a işlerini gördürmek için geliyorlar. ‘Ya rabbi sana dilekçe ile geldim. Bana ev ver, araba ver para ver, çok para ver. İşimi yapmasan gelmem ha…'diye geliyorlar gerçekten ben kul olayım diye gelen yok." İnşallah biz tövbe edenlerden olalım. Ramazanınız mübarek olsun bayramınız af edilmişlerin bayramından olsun.
"Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennemden kurtuluştur." Hadisi Şerif