Allah'ım en güzel isimlerinle sana sığınırım, sana yönelirim, sana yalvarırım. Kendisinden başka ilah olmayan Allah, 1- ALLAH: Tüm isim ve sıfatları kendinde toplayan yüce Allah'ın zatının, başka hiçbir varlığa verilemeyen ismidir. 2- RABB: Terbiye eden, yaratan, besleyen, mâlik, en mükemmel, sahip tutan ve idare eden anlamlarına gelir. 3- er-RAHMAN: Allah'ın pek merhametli, çok rahmet sahibi olması anlamlarına gelen bir sıfat ismidir. Sıfat ismi olmakla beraber, bu ismin Allah'tan başkasına verilmesi uygun görülmez.
4- er-RAHÎM: "Çok merhamet edici' anlamında bir isimdir. Allah'ın sıfat ismi olmayıp, Allah'tan başka varlıklara da verilebilen bir isimdir.
5- el-MELİK: Yüce Allah Melik'tir. Yani mülk sahibi, bütün eşyanın ve yaratılanların tek mâlikidir.
6- el-KUDDÛS: Her türlü hata, gaflet ve acizlikten uzak, eksiklikten beri, mutlak kemâl sahibi anlamında. Allah, sonradan olma ve hiçbir tasvir kayıtlarına sığmayan, hakkında hiçbir eksiklik düşünülemeyen en mukaddes olan en yüce varlıktır (Haşr suresi, 59/23; Cum'a suresi, 62/1).
7- es-SELÂM: Allah, her türlü eminliğin, salimliğin aslı olup, ayıptan kusurdan ve her çeşit eksikliklerden uzak olan yüce yaratıcı anlamındadır. (Haşr suresi, 59/23).
8- el-MÜMİN: Allah'ın iman ve güven veren her türlü şüphe ve tereddütleri kaldıran anlamında bir ismidir. Allah, korku içinde olanlara emniyet ve güven verendir. Bu bakımdan her türlü korkudan emin olmak için Allah'a iltica edilmeli, O'na sığınılmalıdır.
9- el-MÜHEYMİN: Allah'ın görüp gözeten, her şeye şahit olan, her şeyi koruması altına alan, onları muhâfaza edip saklayan olduğu anlamına gelir.
10- el-AZİZ: Allah'ın, hiçbir yönden mağlup edilemeyen, her işinde mutlak gâlip gelen, son derece izzetli ve yüce olduğu manasına gelir. Hiçbir yönden benzeri olmayan dilediğini yapan ve buna güç yetiren, yüce varlığını ve kudretini hiçbir gücün mağlup edemediği tek yaratıcı Allah'tır.
11- el-CEBBAR: Allah'ın yarattığı tüm varlıklarının ihtiyaçlarını karşılayan, onların her türlü sorunlarına çözüm ihsan eden, her türlü dertlerine deva olan anlamındadır.
12- el-MÜTEKEBBİR: Allah'ın her hususta çok büyük ve azamet sahibi ulu bir yaratıcı olduğu anlamındadır.
13- el-HÂLİK: Allah'ın yaratıcı olduğunu belirten bir sıfattır. Yaratmak ise bir şeyi var etmek, hiç benzeri olmayan bir şeyi meydana getirmek demektir. Bu manada Allah'tan başka hiçbir yaratıcı yoktur.
14) el-BÂRÎ: Allah'ın, yarattıklarını temiz ve sağlam bir nizâm üzere yaratması, olgunlaştırarak birbirinden farklı niteliklerde meydana getirmesi mânâsındadır.
15- el-MUSAVVİR: Allah'ın yaratmış olduğu varlıkların şekil ve durumlarını takdir edip, dilediği şekilde meydana getirmesi, şekillendirmesi anlamına gelir.
16- el-GAFFÂR: Kullarının günâhlarını affeden ve çok bağışlayan yüce varlık anlamına gelir. Günâh işlemek insanların özelliği olduğu gibi, onların günâhlarını örtmek ve bağışlamak da yüce Allah'ın ayrılmaz sıfatlarındandır.
17- el-KAHHÂR: Allah'ın ziyadesi ile kahredici, yok edici yüce bir varlık olduğu manasına gelir.
18- el-VEHHÂB: Allah'ın çok hibe eden, çok fazla bağışlayan olduğu anlamına gelir. Hak sahibi olmadıkları halde yarattıklarına çok çok verendir.
19- er-REZZÂK: Allah'ın bütün yaratıkların rızıklarını veren olduğunu ifade eder. Her canlı için gerekli gıdayı bahşedip yaratan ve bol bol veren Allah'tır.
20- el-FETTAH: Kulların, her türlü güçlük ve sıkıntılarını açan ve kolaylaştıran manasına gelir. Faydalı ilimlere karşı insanların kalbini açarak, onların işlerini kolaylaştıran, bütün zorluklarını ortadan kaldıran yüce Allah'tır.
21- el-ÂLİM: Allah'ın, çok bilen, bilgisi ezelî ve ebedî olan, her şeyi her yönüyle bilen tek yaratıcı olduğu manasını ifade eder.
22- el-KÂBIZ: Allah'ın, her şeyi sonsuz kudreti altına alan, bu kudretiyle kuşatıp kavrayan, her şeyi emri altına alıp tutan en yüce varlık olduğunu ifade eder.
23- el-BÂSIT: Allah'ın, her hayrı veren, lütuf ve rahmetini kullarına yayan yüce yaratıcı olduğunu ifade eder. Allah, insanlara rızık, neşe, rahatlık ve bolluk vererek onlara lütuf ve rahmetiyle muâmele etmektedir.
24- el-HÂFID: Allah'ın, emirlerini dinlemeyen, başkalarını beğenmeyen, büyüklenip hak ve hukuk tanımaz zorbaları rezil, perişan eden anlamına gelen bir ismidir.
25- er-RÂFİ: Kaldıran, yükselten ve yüksek olan anlamlarına gelir. Gönülleri iman ve irfan ışığıyla parlatan, yüksek gerçeklerden haberdar eden yüce Allah'tır. Her yönüyle yüce ve yüksek olan O'dur.
26- el-MU'İZZ: İzzet ve ikrâm edici, şeref sahibi anlamına gelir. Yalancılığa, samimiyetsizliğe itibar etmez.
27- el-MÜZİLL: Yüce Allah'ın, lâyık olanları zillete düşüren, zelil kılan, onları hor ve hakir eden anlamına gelen bir sıfat ismidir.
28- es-SEMI: İşiten, işitme kuvvetine sahip olan ve işitme gücünü verendir. O, hiçbir şarta ve kayda bağlı olmaksızın işitir.
29- el-BASÎR: Herşeyi her yönüyle eksiksiz gören, yaratıklarına da görme duyusunu veren anlamını taşır.
30- el-HAKEM: Hüküm koyan, emir veren, varlıklar hakkında hükmünü tamamen icra eden anlamına gelir.
31- el-ADL: Allah'ın herkese hakkını veren, koyduğu âdil hükümleriyle zulme razı olmayan, zulmü ve zâlimi sevmeyen anlamına gelen sıfatının ismidir. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır (A 'raf suresi, 7/85; Yûnus suresi, 10/109; Yûsuf suresi, 12/80).
32- el-LATÎF: En ince işlerin bile bütün inceliklerini bilen, nasıl yapıldığına nüfuz edilemeyen en ince şeyleri de yapan, seçilmez yollardan da kullarına çeşitli faydalar ulaştırandır. (el-En'âm, 6/103).
33- el-HABÎR: Herşeyden haberdar olan, herşeyin iç yüzünden ve gizli tarafından her yönüyle haber sahibi bulunan, onlara yumuşak davranarak cezalarını geriye bırakandır.
34- el-HALİM: Acele etmeyen, günahkârların cezasını vermeye güç yetirdiği halde bunu acele yapmayıp, onlara yumuşak davranarak cezalarını geriye bırakandır.
35- el-AZİM: Çok yüce ve çok büyük olan; sınırsız ve kayıtsız büyüklük, üstünlük de yalnız O'nda olandır.
36- el-GAFÛR: Mağfiret eden, yargılayan, suçları bağışlayan, affeden, insanların beğenilmeyen taraflarını gizleyendir.
37- eş-ŞEKÛR: Çok şükre lâyık olan, kendi rızası için şükredilen, şükür olarak yapılan iyi işlerin daha fazlasıyla karşılığını veren, insanlara nimetlerini artırarak şükür muamelesi yapandır.
38- el-ALİYY: Yüksek, büyük ve yüce olan; kudrette, bilgide, hükümde, irâdede ve diğer bütün kemâl sıfatlarında üstün olandır. Herşey O'nun hükmü ve emri altındâdır.
39- el-KEBİR: Büyük, yüce anlamında olup, Allah'ın kâinatı ve ondâkileri hüküm ve kudretiyle idâre eden, herşeyi hükmü altına alan sıfatının ismidir.
40- el-HAFIZ: Muhafaza eden, koruyup saklayan, yapılan işleri bütün ayrıntılarıyla saklayıp, herşeyi belli vaktinde afet ve belâlardan koruyandır.
41- el-MUKÎT: Rızıkları yaratıcıdır.
42- el-HASÎB: Herkesin yaptıklarını takdir eden, yapılanları bütün ayrıntılarıyla bilip her insanı hesaba çekerek yaptığının karşılığını verendir (Ahzâb suresi, 33/39).
43) el-CELÎL: Büyüklük ve ululuğu pek yüce olandır. Sıfat ve isimleriyle her türlü büyüklük kendine ait olandır.
44- el-KERÎM: Cömert, kerem sahibi; muktedir iken affeden, cömertlik duygusunu veren, va'dini yerine getirendir.
45- er-RAKÎB: Görüp gözeten, murâkebe eden, bütün varlıklar üzerine gözcü olup bütün işlerini kontrol altına alandır (Nisâ suresi, 4/1).
46- el-MUCÎB: İcâbet eden, isteyene karşılık veren, teklifleri bilen ve O'na yalvaranların isteklerine icâbet eden ve karşılık verendir (Bakara suresi, 2/186).
47- el-VASİ: Bağışlaması bol ve rahmeti çok olandır. Yarattıklarına maddi ve manevi genişlik verendir (Bakara suresi, 2/247).
48- el-HAKIM: Herşeyi inceliğiyle bilen, bu bilgisine göre emir ve yasakları vâzeden, buyrukları ve bütün işleri yerli yerinde olandır.
49- el-VEDÛD: Çok şefkatli, muhabbetli, salih kullarını çok seven ve onlarca çok sevilen, onları rahmet ve rızasına erdiren; sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya yegane lâyık olandır. Sevgi ve dostluk hissini yaratandır (Hud suresi, 1 1/90).
50- el-MECÎD: Şan, şeref, büyüklük ve kudretinden dolayı yüce olan ve güzel işlerinden dolayı da sevilip övülendir. Şeref, ancak kendi emir ve yasaklarına uymakla elde edilebilir (Hud suresi, 11/73).
51- el-BAİS: Sebepleri yaratan ve ölüleri diriltendir. İhtiyaçlarına göre insanlara peygamberler gönderendir.
52- eş-ŞEHÎD: Herşeye şahit olan, herşeyi hakkıyla gören, bilen ve muamelesini de buna göre yapandır.
53- el-HAKK: Varlığı hiç değişmeyen, hiç yok olmayan ve gerçek olandır (Hacc suresi, 22/6).
54- el-VEKİL: Hayatını, O'na tevekkül ederek düzenleyen ve böylece O'na sığınanların işlerinde kendilerine yardım edendir; İdaresinde hiçbir kayda ve şarta bağlı olmayandır.
55- el-KAVÎ: Kudretli, güçlü ve sınırsız kuvvet sahibi olandır. Herşey O'nun kudret ve kuvveti karşısında güçsüzdür; O'na boyun eğmek zorundadır.
56- el-METİN: Metânetli, kuvveti çok şiddetli olup, hiçbir iş O'na zor değildir.
57- el-VELÎ: Emir sahibi ve iyi insanların yani müminlerin dostu (velisi) olup, onlara yardım ederek işlerini yönetendir.
58- el-HAMÎD: Çok övülen, övgüyle değer sıfatlarıyla hamd edilendir. Bütün varlığın diliyle övülmeye lâyık ve her an hamd edilen tek yüce varlıktır.
59- el-MUHSÎÎ: Allah, çokça veren, sonsuz düşünülse bile her şeyin sayısını her yönüyle bilendir.
60- el-MÜBDÎ: Hiç yoktan ortaya koyan, vareden, yaratandır. O'ndan başka yaratıcı yoktur.
61- el-MU'ÎD: Yaratılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratandır. O'ndan başka yaratıcı olamaz.
62) el-MUHYÎ: Dirilten, canlandıran ve hayat verendir. O'nun öldürdüğüne kimse hayat veremez. (Fussilet suresi, 41/39)
63- el-MÜMÎT: Öldüren, ölümü her canlıya takdir edip bunu uygulayandır.
64- el-HAYY: Diri, canlı, hiç ölmeyen, hayatı ezeli ve ebedi olandır.
65- el-KAYYÛM: Baki ve ebedi olan; her şeyin O'nun kudret ve iradesiyle varlığını sürdürebildiği tek varlıktır. (el-Bakara, 2/250; Âlu İmrân, 3/1).
66- el-VÂCİD: Var olan ve her şeyi vareden, icad eyleyen; varlığı kendinden olan; dilediğini istediği anda var edip yaratandır. O'na karşı hiçbir şey kendini gizleyemez.
67- el-VAHİD: Tek, bir olmak, Allah ikincisi olmayan tek bir'dir. Zatında, sıfatlarında, işlerinde ve hükümlerinde asla ortağı, dengi ve benzeri bulunmayandır.
68- es-SAMED: Hiçbir şeye muhtaç olmayan, tüm yaratıkların ihtiyacını gideren ve her türlü istekte doğrudan kendisine başvurulandır.
69- el-KADÎR: Kudret sahibi, tükenmez kudreti olan, istediğini dilediği gibi yapmaya muktedir olandır. Her türlü güç ve kuvvet de O'ndandır (Bakara suresi, 2/20).
70- el-MUKTEDİR: Gücü herşeye yeten, herşeyi dilediği duruma getiren, kuvvet sahipleri üzerinde istediği gibi tasarruf edendir.
71- el-MUKADDİM: Herşeyden önce olan, dilediğini öne alan; dilediğine maddi ve manevi nimetler verip yükselten, öne geçiren, ilerlemelerini sağlayandır.
72- el-MUAHHİR: Herşeyden sonra yine var olan; emir ve yasaklarına uymayanları zelil edip arkaya bırakan, istediğini geri koyandır. Sonunda yine sadece O var (olarak) kalacaktır.
73- el-EVVEL: Herşeyden önce, öncelerin öncesi, başlangıçların yaratıcısı ve varlığının öncesi olmayandır.
74- el-AHİR: Herşey son bulunca O, var olarak kalacaktır. Varlığının sonu yoktur.
75- ez-ZÂHİR: Görünen, varlığında hiç şüphe olmayan, varlığı her şeyden aşikâr olandır. Her yaratık yaratanının görülen bir şâhididir.
76- el-BATIN: Gizli, cisim olarak görülmeyen, varlığı gizli olan, ancak varlığı da kesin olarak bilinendir. (Hayal, duygu, akıl ve düşüncenin de görülmeyip eserle varlıklarının kesin olarak bilinmesi gibi.)
77- el-VALÎ: İdare eden, bu büyük kâinatı ve onda her an olup bitenleri idare edip yönetendir. İdare etme yeteneği O'nundur.
78- el-MUTE'AL: Yüksek ve yüce varlık... Bilinenlerin en üstün olanı... Mümkün gördüğü herşeyden çok yüce olandır.
79- el-BİRR: İyilik ve güzellik, bağışta bulunma, kullarına yardımcı olma anlamlarında, Yüce Allah'ın bir sıfat ismidir. İyiliği ve ihsânı çoktur. İyilik ve ihsan gibi hisler de sadece Ondadır. (Tûr suresi, 52/28).
80- et-TEVVÂB: Tövbeleri çok kabul eden, tövbe kapısını açık tutarak tövbe etme imkânı verendir. Samimi olarak günahlardan dönüp tövbe edenleri bağışlayandır.
81- el-MÜNTEKİM: İntikam alan, günahkârları, adaletiyle yargılayarak lâyık oldukları cezaya çarptıran demektir.
82- el-AFÜV: Merhametli, daima affeden, günâhlardan dilediğini affedip suçları bağışlayandır.
83- er-RAÛF: Çok merhamet eden, insanları yükümlü tutmada pek müsâmahalı ve yumuşak davranandır.
4- MALİKÜ'L-MÜLK: Herşeyin tek sahibi, her ne varsa O'nundur. Herşey üzerinde mutlak tasarruf yetkisi sadece O'na aittir. O halde Ondan başkasına kulluk edilmez.
85- ZÜLCELÂL-İ VE'L-İKRÂM: Celâl ve ululuk sahibidir. İkrâm ve ihsân edicidir. Hürmet ve saygıya yegane lâyık ve tüm büyüklüklere sahip olandır.
86- el-MUKSİT: Doğru hareket eden, bütün işlerini birbirine uygun ve yerli yerinde yapandır.
87- el-CÂMİ: Derleyen, toplayan, herşeyi kudreti içinde bulundurup, dilediğini istediği anda ve istediği yerde toplayandır.
88- GANÎ: Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, hakkında noksanlık ve ihtiyaçtan sözedilemeyendir.
89- el-MACİD: Kerem ve müsâmahası sınırsız olandır. İnsanlara iyilikle muamele edip onları himâye etme lütfunda bulunan, her türlü sıkıntılarını giderendir.
90- el-MÂNİ: Herşey O'nun emir ve korumasına bağlıdır. O'nun emri olmadıkça hiçbir şey olamaz. İstemediği şeyin, yani takdir etmediğinin olmasına imkân yoktur.
91- en-NÛR: Alemleri, bütün kâinâtı nurlandıran, aydınlatan; istediği simalara, zihinlere ve gönüllere nur, aydınlık ihsan edendir.
92- el-HADÎ: Hidâyet eden, doğru yolu gösteren; hidayet yaratan; istediğini iyi işlerde başarıya ulaştıran, kullarına doğru yolu gösterendir.
93- el-BEDÎ: Eşi ve benzeri olmayan, bir şeyi en mükemmel yapan, yaratan, eşsiz ve görülmemiş şeyleri varedendir. Varlıklar âleminde O'nun eşi ve benzeri yoktur. Hayret verici âlemleri yoktan var eden, icad eden O'dur.
94- el-BÂKÎ: Sürekli var olan ve var olacak olandır. Sonu olmayandır. Allah'ın varlığının sonu yoktur.
95- el-VARİS: Tüm varlıkların gerçek sahibi, varisidir. Servetlerin geçici sahipleri yok olduktan sonra da varlığı devam eden ve o servetlerin sahibi olandır.
96- er-REŞÎD: Doğru yolu gösteren: İnsanları, peygamberlerin getirdiği ve tebliğ ettiği kitaplar vasıtasıyla doğru yola iletendir. Allah, bütün işleri ezeli takdirine göre yönetip, dosdoğru bir düzen içinde sonuca ulaştırandır.
97- es-SABÛR: Çok sabırlı, hiçbir şeyde acele etmeyen; kendine isyan edenleri cezalandırmada acele etmeyip, onlara süre verendir.
98- ed-DAR: Elem ve zarar verici şeyleri hikmetinin gereği olarak yaratandır. Yüce Allah, zarar veren şeyleri yaratmıştır. Fakat onlardan zarar görmemizi değil, aksine maddi-manevi bütün zararlardan sakınarak korunmamızı emretmiştir.
99- en-NAFİ: Hayır ve fayda verici şeyleri yaratandır. Bütün olaylar sebepleriyle meydana geliyorsa da, sebepler yok'u var edemez. Onlar ancak insanların elinde birer vesîle ve Hakk'tan isteme vâsıtası olmak üzere yaratılmışlardır.
Allah birdir, sameddir, eş ve evlat edinmez, doğmamıştır, doğurmamıştır, eşi ve benzeri yoktur, esma'ül hüsna ve yüce sıfatların sahibidir, en güzel örnekler onundur, gökteki ve yerdeki herşeyin malikidir, yücedir, hikmetin kaynağıdır.
O'nun benzeri hiçbir şey yoktur, o gören ve işitendir. Gözler onu göremez ancak o gözleri ve sahiplerini görür, bol lütuf sahibidir, her şeyden haberdardır. O, ilk ve sondur. Zâhir ve Bâtın'dır. O, her şeyi hakkıyla bilendir. Biz Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a), İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve Yakuboğulları'na indirilene, Mûsâ ve İsa'ya verilen (Tevrat ve İncil) ile bütün diğer peygamberlere Rab'lerinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz. Rabbimiz bize indirdiğin her şeye iman ederiz, resule tabi oluruz, bizi şahit olan kulların zümresine dahil eyle.
Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin, acının ve tatlının hepsinin Allah'tan geldiğine iman ederim.
Allah'ım sana, isimlerine, sıfatlarına, yüce zatına, mübarek ulu vechine, uluhuyyetine ve rabbaniyetine layık şekilde sana iman ettik.
Allah'ım sana, kitaplarına, peygamberlerine, kulun ve elçin Hz. Muhammed'e, senden bize getirdiklerine, senin ve peygamberlerinin rızası üzere, senin ezeli ilmindeki şekilde inandık. Bütün gizli sırları bilirsin, yeri ve gökleri ayakta tutan sensin.