İSTİĞFARIN FAZİLETİ HAKKINDA ÂYET VE HADİS'İ KUTSÎLER
Cenâbı Ecelli ve Âlâ: (Ey Habibim) "Sen onların arasında oldukça Allah onlara azâp etmez ve onlar tevbe ve istiğfar ederlerken Allah onlara azap etmez" buyurmuşlardır.
Hadis'i kudside Allah Teâlâ buyuruyor ki "Ey Adem oğlu, sen benden ümitli bulundukça, senden meydana gelen günahları her ne olursa olsun mağfiret ederim. Ey Adem oğlu, senin günahların gök yüzünü ihata edecek dereceyi bulsa da, benden mağfiret dilesen, seni mağfiret ederim. Ey Adem oğlu, bütün yer dolusu günahlarla gelip de hiçbir şerik koşmayarak huzuruma çıksan, ben seni yer dolusu mağfiretle karşılarım."
Semâvât ve yerler yaratılmadan dört bin sene evvel Arşı azamın etrafında şu âyet yazılmıştır. "Ben Azimüşşan tevbe eden ve îman edip de salih amel işleyen ve sonra hidayete giden kimseyi muhakkak affederim."
[Allâhümme ente Rabbî lâilâhe illâ ente halakteni ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va'dike meste da'tü eûzü bike min şerri mâ sana'tü ebûü leke bi ni'metike aleyye ve ebûü bi zenbi fağfırlî innehû lâyağfıruzzünûbe illâ ente]
Mânâsı: Ey Allah'ım, Sen benim Rabbimsin. Senden başka ilâh yoktur. Beni Sen yarattın. Ben de Senin kulunum. Zat'ı Ecelli âlâ'na verdiğim sözde elimden geldiği kadar sebat etmeye çalışıyorum. Yaptığım günahların şerrinden sana sığınırım. Sana karşı yaptığım günahları itiraf ediyorum. Yâ Rabbî, beni mağfiret et çünkü Senden başka günahları affedecek ilâh yoktur.
BU İSTİĞFARI OKUMANIN FAZİLETİ
Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) "Bir insan akşamleyin buna itikat ederek okur ve ölürse, cennete girer. Sabahleyin itikat ederek okur ve ölürse cennete girer" buyurdular.
[Allâhümme lekel hamdü lâilâhe illâ ente RabbÎ ve ene abdüke âmentü bike muhlisan leke dînî innî asbahtü (emseytü) alâ ahdike ve va'dike mesteta'tü etûbü ileyke min seyyii amelî ve estağfiruke bi zünûbilletî lâ yağfiruhâ illâ ente]
Mânâsı: Ey Allah'ım, sana hamd olsun, senden başka ilah yoktur. Sen, benim Rabbimsin, ben de senin kulunum. Ve ben sana halis olarak iman ettim. Sabah ve akşam sana söz verdiğim ve vad ettiğim halde hasbel beşer, yaptığım fena amelimden sana tevbe eder, estağfirullah derim. O günahlarım ki, senden başka onları kimse affetmez.
PEYGAMBERİMİZİN FAZİLETİ HAKKIN YEMİN ETTİĞİ İSTİĞFAR
Resûlullah (SAV) Efendimiz hiçbir şeye yapmadıkları yemini bu istiğfar için yaparlar: "Vallahi bir insan bunu gündüzleri üç defa okur vefat ederse cennete gider" yalnız akşamları "inni asbahtü" yerine "İnni emseytü" diye okumalıdır. (Taberani, Evsat Kebir kitaplarında rivayet etmiştir)
İSTİĞFAR HAKKINDA RESÜLÜ EKREM'İN HADİSİ ŞERİFLERİ
Şeytanların istiğfara ne şekilde sed çekeceklerini Cenabı peygamberimiz haber vermişlerdir: "İstiğfar ayetleri inince şeytanların başlarına kıyamet koptuğunda yaptıkları büyük bir toplantı esansında hatipleri olan büyük şeytan: "Ey şeytan arkadaşlar, başımıza gelen büyük belayı görüyor musunuz? İstiğfar âyeteri nâzil oldu. Cenabı Hak, insanların canları bu vücutta oldukça her kim istiğfar ederse affedeceğini vaad ediyor. Bu takdirce bizim sa'yü gayretimizin ne hükmü kaldı" dedi. Şeytanlar birçok tedbir neticesi olarak insanlara bidatları sevdirip, istiğfar ettirmemenin çaresini bakalım diye karar verdiler ve dağıldılar."
Resülullah'ın İstiğfar Hakkındaki Hadis-i Şerifleri:
1-"Her kim her namazın arkasından üç defa (estağfirullahellezi lailahe illa hüvel hayyel kayyume ve etübü ileyh) derse. O kimse harbden kaçmış olsa bile günahı bağışlanır."
2-"İstiğfarın nuru, amel defterinin sahifesinde parlar."
3-"Her kim günde yetmiş defa Allah'dan affolunmasını isterse, o kimse yalancılar zümeresinden yazılmaz. Geceleri de yetmiş defa istiğfar ederse, gafiller zümresinden yazılmaz."
4-"Her kim mümin erkek ve kadınlar için günde yirmi yedi defa istiğfar getirirse, o kimse duası kabul olunan kimselerden olur. O istiğfar sebebi ile yer ehli rızıklanır."
5-"Vallahi ben günde, Cenabı Hakka yetmiş defadan daha fazla istiğfar ve tevbe ederim"
6-"İstiğfar günahları yok eder"
7-"Şeytan der ki: İzzetin ve celalin hakkı için, kullarının ruhları vücutlarında oldukça onları sapıtmaya devam edeceğim. Cenabı Hak: İzzetime Celalime yemin ederim ki, onlar da bana istiğfar getirdikleri müddetçe ben de onları affedeceğim."
8-"Kalbler de demirin paslandığı gibi paslanır. Kalblerin cilası ise istiğafdır."
9-"Bir kul secdeye varır da üç defa "Yarabbi ben affet" dese, başını secdeden kaldırmadan affolunur."
10-"Yeryüzünde yaşayabilmeniz için emniyet edeceğiniz iki şey vardır. Ben emniyetinizim istiğfar emniyetinizdir. Lakin ben gidiciyim. İstiğfarın emniyeti bâkîdir. İstiğfar getirmeye devam ediniz."
11-"Bir kul istiğfar getirdiği müddetçe Allah'ın azabından emin olabilir."
12-"Bir kul farz namazlarını kıldıktan sonra onar kere istiğfar getirirse, o kimse yerinden kalkmadan mağfiret olunur. Velevki büyük kum tepeleri ve ulu dağlar gibi günahı olsa bile."
13-"Bir kul amel defterini güneşin batması ile, istiğfarla kapatırsa, o kulun diğer hataları affolunur."
14-"Bir kul güneş çıktığı vakit yetmiş defa istiğfar getirirse, o kulun yediyüz tane günahı affolunur. İnşallah bir mümin gece ve gündüz içinde yediyüz tane günah işlemez."
15-"Recep ayında istiğfarı çok yapınız. Allah Teala'nın Recep ayının her saati içinde cehennemden azad ettiği kimseler vardır. Cennette Allah Teâlâ'nın yarattığı köşk ve binalar vardır. O şehirlere ancak Recep ayında oruç tutanlar girecektir.."
16-"Her kim Recep ve Şaban ayında (7'şer defa) "estağfirullahel azim ellezi lailahe illahü el hayyel kayyume ve etübü ileyh tevbete abdin zalimin linefsihi la yemlikü linefsihi mevten vela hayaten vela nuşura" derse, Cenabı Eceli ve Ala hafaza meleklerine buyurur: O kulumun günah defterini yırtınız,"
17-"Bir kimse üç defa "Estağfirullahel azim ellezi lailahe illahü el hayyel kayyume ve etübü ileyh" derse, eğer günahı denizin köpüğü kadar olsa, semada ki yıldızların adedi kadar olsa, denizin dışarıya attığı çöplerin adedi kadar olsa, affolunur."
18-"Her kim Sübhanellahi vebi hamdihi ve estağfirullah ve etübü ileyh" derse, söylediği gibi yazılır, arşa asılır. İşlediği günah bunu arşdan gidermez. Nihayet getirmiş oludğu istiğfar mühürlü oluğu halde, Rabbine kavuşur.
19-"Her kim (günahtan tevbe ile) istiğfara devam ederse, Allah Teâlâ o kimseyi dünyevi ve uhrevi her darlıktan halas ve her gamdan kederden azad kılar, onu ummadığı yerden rızıklandırır."
20-"Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, siz günah işlememiş (tevbe ve istiğfar) etmemiş olsaydınız, sizin yerinize, günah işleyip de Allah Teâlâ'ya istiğfar edecek bir kavim getirir de onları affederdi."
21-Huzuru Peygambere biri gelir ve günahından ötürü dövünerek; vay günahlardan ötürü başıma gelecek musibet diye feryad eder. Resûlü Ekrem o kimseye der ki: "Ey Rabbim senin mağfiret deryan benim günahımdan daha geniştir, amelimden daha çok rahmetinden ümid ederim."
Bu kelimeleri Resûlullah o kimseye birkaç defa tekararlatır. Sonra; "kalk Allah seni affetti..." buyurur.
Tefsiri Nisaburide şu hadisi şerif nakl edilmiştir.
22-"Melekler levh-i mahfûzu seyrederlerken müminlerin güzel amellerini görürle. Ma'siyetlerini görecekleri anda üzerine hicap (perde) çekilir. Melekler günahları göremediklerinden derler ki: "Kulların sevabını gösterip günahlarını gizleyen Rabbimizi tesbih ve tenzih ederiz." O hali temaşa eden melekler bu ümmeti merhumeyi görmeye aşık olurlarda o vakit dünyaya gelirler. (kadir gecesinde) yeryüzünden yapılan ibadet ve taatı seyrederler de sema sakinlerinin bu kadar çeşitli ibadet yapamadıklarını görürler.
Asillerin Cenabı Ecelli Ala'ya ettikleri tevbe iniltilerinin seslerini işitirler. Bu inilti Allah Teâlâ'yı tesbih edenlerin tesbih seslerinden daha sevgilidir. Melekler birbirlerine seslenirler! "Geliniz öyle ses işitiyoruz ki o ses Allah Teâlâ'ya bizim ettiğimiz tesbihten daha sevgilidir."