"Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin.Onları da,biz besliyoruz.Onları öldürmek,büyük günahtır." (İsra süresi 31) Âyette fakirlik korkusuyla çocukların öldürülmesi yasaklanıyor. Müfessirler, evlat öldürme ile, kızları diri diri toprağa gömmenin kast edildiğini söylerler. Çünkü bazı Arap kabileleri, fakirlik kokusuyla, yahut aileyi savunamaz, düşmanlarla savaşamaz, âilenin namus ve şerefine leke getirebilir düşüncesiyle kız çocuklarını diri diri toprağa gömerlerdi. Kimi kadınların, doğan çocuğunu boğduğu rivayet edilir.
Eski toplumlarda da fakirlik korkusuyla çocuklarını öldürenler vardı. Fakat o zamanki öldürme tekniği ilkel olduğu için öldürülen çocuk sayısı fazla değildi. Bugün binbir türlü öldürme tekniği ile anne karnında organları belirlenmiş, ruh üflenmiş, beş altı aylık çocuklar parça parça doğranıp alınmaktadır. Kendilerini sırf çocuk öldürmeğe ayıran, günde kimbilir kaç çocuğu annesinin karnında parçalayıp alan, kürtaj yapan doktorlar vardır. Hem anne sağlığıyla oynamakta hem de bir yaşama son vermektedirler. Bugün de cahiliye dönemi modern tekniklerle yapılmakta fakat zihniyet değişmeden devam etmektedir. Hiçbir sebep yokken bu kötü işi yapanlar, hesabını Allah (Celle Celalühü) huzurunda ve parçaladıkları çocukların ruhları karşısında vereceklerdir!
Abdullah ibn Mes'ud diyor ki:
"Ey Allah ın Elçisi, hangi günah daha büyüktür? Dedim.
-Seni yaratan Allah'a ortak koşman dedi.
-Sonra hangisi? dedim.
-Senin yemeğini yer, rızkına ortak olur düşüncesiyle çocuğunu öldürmen dedi.
-Sonra hangisi? dedim.
-Komşunun karısıyla zinâ etmen dedi. (Buhari Tefsir süre:2.25,)
Bu ayetlerde fakirlik yüzünden, anne karnında oluşmuş çocuğu düşürmek yasaklandığı kanaatine varanlar da vardır. Bu, Kurân'ın genel prensibidir. Organları oluşup ruh üflenmiş olan çocuğu düşürmek, canlı bir varlığı öldürmektir. Hele fakirlik korkusuyla bunu yapmak büsbütün haramdır. Şayet annesinin sağlığı içinse çocuğu almak caiz olur. Çünkü " Zaruretler, sakıncaları mubah kılar" Yani zorunlu durumda yasak olan şeyler yapılabilir. Çocuk için anne feda edilemez.
Zaruret olmadıkça döllenmiş bir çocuğu düşürmek haramdır. Ancak istenmeyenin, döllenmeyi önleme yollarına başvurması caiz görülmüştür. Bunun öteden beri uygulanan basit şekli azldir.
Gazaliye göre azl, tahrimi veya tenzihi bir kerahetle mekruh değildir. Çünkü nehy, ancak nass veya kıyâs ile sabit olur. Azlin haram olduğunu kanıtlayacak bir nass yoktur. Çocuk olmasının dört sebebi vardır: Evlenmek, cinsel ilişkide bulunmak, boşalıncaya kadar beklemek ve boşalma ile meninin rahme dökülmesi. Birbirine aykırı olan bu eylemin dördüncüsünü yapmamak, üçüncüsünü yapmamak gibidir. Üçüncüsünü yapmamak, İkincisini yapmamak gibidir. Bunların hiç biri çocuk düşürme veya çocuk öldürme demek değildir. Zira çocuk düşürme veya öldürme, mevcut bir varlığa karşı işlenen cinayettir. (İhyâ'u-Ulumud din 2/49.)
İslam anne karnında teşekkül etmiş çocuğu düşürmeği yasaklamıştır. Hele rahim de organları oluşup ruh üflendikten sonra çocuğu düşürmek, "Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyiniz." Âyetinde yasaklanan evlâd öldürme yasağının kapsamına girer. Bu eylem, bir cana kıymak demektir. Çünkü ruh üflenmiş çocuk, artık ayrı bir kişilik kazanmış candır. Onun dünyaya gelip yaşama, kemal bulma hakkını elinden almak, cinayettir.
Bebek anne karnında iken ceninin ma'ruz kalacağı bazı tehlikeli haller vardır ki bu hallerde anneden sağlığı için çocuğa almak gerekir. Meselâ annenin, gebeliğin ilk aylarında Alman kızamığına yakalanması durumunda risklidir. Eğer anne, gebeliğin ikinci ayında bu hastalığa yakalanmışsa çocukta %70 ihtimalle vücut kusuru olur. Daha sonraki aylarda yakalanma durumunda bu oran azalır. Keza annenin röntgen ışınlarına maruz kalması, kanser tedavisi için verilen hapları alması, çoğu kez çocukta beden kusuruna yol açar. Bu durumlarda kürtaj yapılması uygun olur. Çünkü çocuğun kalması, mutlaka annenin ölümüne yol açar. Hatta çocuğun kalması, kendisinin ölümüne yol açacak tehlikeli beden kusurlarına neden olur. Ana karnında çocuğun ölmesi durumunda rahimde kaldığı her dakika annenin zararınadır. Mikroplu hastalıklara yol açmaması için o çocuğun derhal alınması gerekir.
Esasen canlılık, ilk döllenmeden itibaren vardır. Fakat insani ruhun üflenmesi, yüz yirmi günde tamamlanan yaratmadan sonra olur. Bundan dolayı fakihlerin çoğunluğuna göre kasten çocuk düşürmek haramdır, ancak ruh üflendikten sonra bu haramlılık daha büyür.
Fakihlerin bir kısmı ruh üflenmeden önce, kadının karnındaki çocuğunu düşürmesine izin vermişler ve bunu azl gibi saymışlardır. Ama bu, zayıf bir görüştür. Çünkü cenin, döllenmiş, belkide biçimlenmiş bir bebektir. Oysa azl de henüz çocuk ortada yoktur. Azl, çocuğun döllenmesine engel olmaktır.
Demek ki durup dururken çocuğu düşürmek caiz değildir. Ancak çocuğun kalması, annesinin veya kendisinin sağlığı için kesin tehlike teşkil ederse o zaman çocuk düşürülür.
Bundan ötürü kürtajın serbest bırakılmasına çağrı, bütün dinlerin yasakladığı bir eyleme çağrıdır. Bu, ahlaki çöküntüye, fuhuşun yayılmasına hizmet etmekten başka bir yarar sağlamaz. İşlenen zina suçuna, birde rahimdeki masum bir insanı kasten katletme cinayeti eklenir.
Yüce Allah, çocuklarını utanç duygusuyla veya fakirlik korkusuyla toprağa gömen, öldüren kimseleri şiddetle kınamakta, kötülemektedir. Bu işleri yapanlar, on beş asır önceki câhil insanlardı. Şimdi medeni sayılan dünyada günde bilmem ne kadar yavruyu ana karnında parçalayıp alan sözde doktorlar vardır ve bunu yüksek ücretler karşılığında yapmakta, şu geçici dünya menfaati için dünyaya gelmeğe hazırlanan masum yavruları parçalayarak öldürmektedirler. Hiç kuşkusuz onlar da Allah'ın huzurunda, o parçaladıkları günahsız yavruların hesabını vereceklerdir.