Günümüzde insanlara baktığımızda çok rahat cinsel günahlara düşebiliyorlar. Peki dağlarca günahımızı ne yapacağız derseniz; bakın o zaman asr-ı saadete gidelim. Resûlullah ile bir genç arasında nasıl bir diyalog geçiyor? Cüleybib isminde bir genç, Resul-ü Ekrem'in (a.s.m.) huzuruna çıkıyor ve "Ey Allah'ın Elçisi! Zina etmeme izin ver!" diyor. Sahabeler onun davranışına sinirlenip müdahale etmek istiyorlar. Ama "İki Cihan Güneşi", o genci yanına oturtup, konuşmaya başlıyor: "Söyle bakalım. Bir başkasının senin annenle zina etmesine razı olur musun?" "Canım feda olsun, hayır, olmam." "Zaten hiç kimse annesiyle zina edilmesine razı olmaz. Peki kızınla zina edilmesini ister misin?" "Uğrunda öleyim ya Resulallah! Hayır, istemem." "Öyleyse hiç kimse kızıyla zina edilmesini istemez. Bir başkasının kız kardeşinle zina etmesini ister misin?" "Yoluna feda olayım, hayır, istemem." "Hiçbir kimse, kız kardeşiyle zina edilmesini istemez. Peki halanla zina edilmesi seni memnun eder mi?" "Canım feda olsun, hayır, kesinlikle." "Halasıyla zina edilmesi hiç kimseyi memnun etmez. Peki birinin teyzenle zina etmesine razı olur musun?" "Uğrunda öleyim, hayır buna da razı olmam." "Teyzesiyle zina edilmesine kimse razı olmaz." Evet, bu konuşma ile akıl mantık planında Allah Resulü, Cüleybib'in aklını ikna eder ve onu doyurur. Ardından da elini bu gencin göğsüne koyar ve şöyle dua eder: "Allah'ım! Onun günahını bağışla, kalbini temizle ve namusunu muhafaza buyur." Cüleybib, bu duadan sonra iffet abidesi haline gelmiştir. Gelmiştir, ama daha önceki hayatı bilindiği için kimse ona kız vermemektedir. Allah Resulü, aklını ikna ettiği bu sahabenin daha sonra derdine de derman olur. Bir kız babasına elçi göndererek kızını ister ve o kızla Cüleybib'i evlendirir. Daha sonraları vuku bulan bir muharebede Cüleybib şehit düşer. Muharebe sonunda Allah Resulü etrafındakilere sorar: "Hiç eksiğiniz var mı?" Sahabe-i Kiram, "Yok ya Resûlullah, hepimiz tamamız!" derler. Ama Allah Resulü, "Benim bir eksiğim var" der ve şehit olmuş Cüleybib'in başucuna gelir. Başını dizine koyar ve şöyle buyurur: "Cüleybib benden, ben de Cüleybib'denim." Ve Cüleybib bu payeye kavuşarak ötelere uçar. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/256-257)
Peygamberimiz bir gence sadece "günaha düşme!" demiyor; onun aklına gönlüne hitap edip, bütün sıkıntıları için uğraşıyor. Bizde herhangi bir yerde karşılaştığımız günaha düşmüş bir insana ön yargılı davranmamalıyız. Velev ki bu kendimiz bile olsa "benden adam olmaz" dememeliyiz…
Tövbe edip yolumuza devam etmeliyiz. Lakin nefsin istek ve alışkanlıkları, insan için öldürücü birer zehir ve insanı aşağılara çeken ağırlıklar gibidir. Ruh, nefsle mücadele ederse kemale erer. Nefsle mücade etmesini öğrenmeliyiz ve ona muhalefet etmeliyiz. Bir insan cinsel günaha düşüyor, "neden yaptın?" deyince "şehvetime mani olamadım, kendime hakim olamadım" diyor. Zaten sorun da bu; belki de şehvetine mani olmak istemedin...
Hazreti Yusuf Aleyhisselam, vezirin hanımından gelen bir günah çağrısı karşısında ne diyor "Ya Rabbi! Bu kadınların beni davet ettikleri o işten zindan daha iyidir" (Yusuf, 12/33)
Hatalara düşebiliriz ama asla bunlar ilelebet devam etmemeli. Allah'tan kormak lazım. Bu sorumsuzluk ve umarsamazlık sakın bizi cehenneme sürüklemesin...