İnsanlık olarak çaresizlik içerisinde debeleniyoruz. Her yönden gelen dertler, sorunlar altında göğüslerimiz mengeneler arasında sıkılıyor sanki. Kurtuluş acaba nerede diye çevremize bakınıyoruz. Ama, bu arada gerçekten bütün dertlerimize derman olabilecek çok önemli bir çağrıyı, bir feryadı kulaklarımız bir türlü duymuyor. Veya duysa da önemini kavrayamıyor.
Allahu ekber! Allahu ekber! Allahu ekber! Allahu ekber
Eşhedüenlâilâhe illallah"! Eşhedüenlâilâhe illallah!
Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah.! Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah!
"Hayye alesselâh (Haydin namaza)!" "Hayye alesselâh (Haydin namaza)!"
Hayye alelfelâh !(kurtuluşa geliniz) Hayye alelfelâh !(kurtuluşa geliniz)
Allahu ekber! Allahu ekber!
Lailahe illallah!
Bu çağrı, binbeşyüz yıldan beri bir an bile ara vermeden insanlığa kurtuluş için sesleniyor. Yeryüzünün her yerini gezinip duruyor. Ama bu çağrıyı hiç duymayanlar var. Bu çağrıyı duyup da gereği gibi anlayamayanlar var. Bu çağrıyı duyup, önemini gereği gibi kavrayanlar ise inanın azdan da az bir zümre. Hâlbuki bu ezanların bize anlatmak istedikleri şeylere ne kadar çok ihtiyacımız var.
Peki, dünyayı kuşatan sıkıntılar karşısında resmen ciddi bir acziyet hali yaşayan ve çaresizlik içerisinde kıvranan ve bu sebeple psikolojileri harap olan insanlığa bu ezanlar acaba ne demek istiyor. Elden geldiğince onu anlamaya ve bu duygularımı sizlerle paylaşmaya çalışacağım bu yazımda.
Bütün Kapılar Kapanır Ama Bu Kapı Kapanmaz
"Allahu ekber! Allahu ekber! Allahu ekber! Allahu ekber!"
Müezzin üzerine basarak ve haykırarak dört defa bu gerçeği tekrarlıyor. Allah en büyüktür. O'ndan hiçbir konuda daha büyük yok. Büyük bildiklerimizi de yaratan, onlara geçici büyüklük havası yaşatan da O.. Ey insanlık; sorunlarınız ne kadar büyük dertleriniz ne kadar çaresiz görünürse görünsün, ye'se kapılmayın, ümitsizliğe düşmeyin. Her büyüğün üstünde büyük olan Allah var. Bu büyüğü hatırlayın, bunu unutmayın. Bu çağrıyı yalnız kulaklarınızla değil kalplerinizle işitin. Bütün ümitlerin tükendiği yerde bu ümit tükenmez. Bütün kapılar kapanır ama bu kapı kapanmaz. Bırakın artık bütün yalancı fani kapıları ve bu gerçek kurtuluş kapısına yönelin. Bu kapının tokmağını vurun. Bu kapının zilini çalın. Müezzin vasıtasıyla Rabbimiz kullarına hatırlatmasına devam ediyor.
"Eşhedüenlâilâhe illallah! Eşhedüenlâilâhe illallah!"
Güvendiğiniz ve taptığınız Allah'tan başka bütün putları kırın, onları bırakın. Çünkü ondan başka var sandığınız ve dahi dayandığınız, ümit beslediğiniz bütün ilahlarınız bir gölge ve bir seraptan başka bir şey değildir. Ve size seraptan başka hiçbir mutluluk vaat edemezler.. Onların boş vaatlerine aldanmayın. Şeytan onları kandırdı. Zannın peşine düşürdü. Zan ise hiçbir şeydir. Bu Ezanları işiten canlı cansız bütün mahlukat şahit olsun ki, sizlerin Rabbi birdir. Ve O'da herşeyi yoktan var eden, varlığı kendisinden olan, her şeyi yaratan ama kendisi yaratılmayan, ezeli ve ebedi sıfatlara sahip olan yüce Allah'tır. Allah'tan başka size kimse gerçek huzur, mutluluk ve kurtuluş vaat edemez. Bu gerçeği ölmeden önce, size verilen süre bitmeden önce fark edin..
"Eşhedü enne Muhammed'en Resulullah! Eşhedü enne Muhammed'en Resulullah!"
Şahadet ederim ve yemin ederim ki, sizi bu Yüce Yaratıcının kapısına götürecek Muhammed'den başka elçi yoktur. Başka rehber, başka kılavuz yoktur. Ondan başka kimseyi dinlemeyin. Ben yüce Rabbiniz olarak bu gerçeği günde beş defa müezzinler aracılığıyla sizlere hatırlatıyorum. Sonra bizim haberimiz yoktu demeyin. Bulutlar rahmetimin habercisi olduğu gibi müezzinler de rahmetimin habercisidir Sakın bundan gafil olmayın. Rabbimiz bizimle konuşmuyor sanmayın. Muhammed Resulüm aracılığıyla sizlerle konuşan benim. Ona gönderdiğim kitabımla sizlerle konuşan benim. O'nun yolunu bırakmayın. Çünkü ancak onun gösterdiği yolda gidenler bana kavuşacaklar. Bugün artık başka hiçbir peygamberin ve ya başka hiçbir elçinin bana çıkan yolu yoktur. Çıkmaz sokaklara dalmayın. Sonu bana ve cennetime değil de uçurumlara, gayyalara, ateşlere çıkan yollara sakın ola sapmayın.
"Hayye alesselâh (Haydin namaza)!" "Hayye alesselâh (Haydin namaza)!"
Haydin! Sizleri yoktan var eden ve size sayısız nimetler bahşeden rabbinizi hatırlamaya, O'na dua etmeye, O'na şükretmeye ve O'na olan kulluk ahdinizi yenilemeye.
Haydin, baştan sona bir imtihan olan bu hayatın zorluklarına karşı manevi direncinizi artırmaya ve ruhen dinlenmeye… Gökyüzünde ve yeryüzünde Allah'ı zikreden sayısız meleklerle beraber, manevi kirlerimizden arınarak melekleşmeye.. Hatta meleklerin bile imreneceği mevkilere yükselmeye…
"Hayye alelfelâh !(kurtuluşa geliniz) Hayye alelfelâh !(kurtuluşa geliniz)"
Yalancı kurtarıcıları da, yalancı kurtuluş kapılarını da bırakın. Gerçek kurtuluşa yönelin. Sakın heva ve heveslerinize ve şeytana uymayın.. Heva ve hevesine uyarak size kurtuluş kapıları takdim eden, yoldan çıkmış insanların beşeri söylemlerine, felsefelerine de itibar etmeyin.. Çok hilekar düzenbaz şeytanın kurtuluş vaatlerine inanmayın. O'nun yoluna yönelmeyin. Şeytanın ins türünden asker ve komutanları cenneti vaat ederken sizi Cehenneme yollamasınlar. Uyanık olun, akıllı olun, aldanmayın.
"Allahu ekber! Allahu ekber!"
Tekrar hatırlatırım büyük ancak Allah'tır. O'ndan başka büyüklük iddia edenlerin iddiaları büyük bir yalandır. Bir zamanlar Allah'a ortaklık iddia eden Nemrutların ve Firavunların saltanatları nerede.. Kendileri nerede... Asrımızn firavun ve şeddatları da gün gelip efsane olacaklar. Ama Allah'ın saltanatı ezeli ve ebedidir. Vaatleri de sonsuza kadar geçerlidir. Bundan asla gafil olmayın..
"Lailahe illallah!"
Ondan başka güç ve kudret sahibi olmadığını, ilah olmadığını asla unutmayın.
Evet, kıymetli okurlar, semalarımızdan hiç eksilmesini istemediğimiz mübarek ezanlar, her defasında bizlere sanki bu gerçekleri hatırlatıp bu uyarıları yapıyor.
Yine duamız olsun. Rabbim, Semalarımızdan ezan sesi hiç eksik olmasın! Amin!
Allah'a emanet olun.
Yazar; Abdulkadir YILMAZ