İhtiyacından üç beş kuruş fazla para geçince eline, bu parayı nasıl değerlendireceği konusu insanların genelini bir hayli meşgul eden, yoran düşüncelere salıyor... Dövize mi yatırsa tahvil mi alsa altınla mı değerlendirse… Hangisi daha kârlı bir yatırım olur? Nitekim dünya hayatını seven ona kıymet veren insanlar için bunlar elbette olması gereken normal düşünceleridir. Aksine böyle düşünmeyen insanların akıl sağlığından şüphe edilir. Ömür de bizim en kıymetli sermayemizdir. Hem de ne kadar bir sermayemizin olduğunu ve geriye ne kadarının kaldığını bilemediğimiz çok önemli bir sermayemiz. Bu sebeple nefes aldığımız şu anların dahi kıymetini bilmek bunu çok iyi hissetmek ve onları en kârlı manevi kazançlarla değiş tokuş yapmak imanı kuvvetli, ahiret hayatının öneminin farkında olan müminleri de dünya işleri gibi meşgul etmeli ve çok düşündürmelidir. Evet, ömür denen en kıymetli sermayeyi en değerli işlerde kullanmak ve yüksek ücret ve sevap kazandıran amel ve ibadetleri öne almak da akıllı Müslüman’ın girmesi gereken psikolojidir.
Ramazan Bereket ve Bağışlanma Zamanı
Bu girişten sonra Ramazan ayı ile ilgili bahsimize gelebiliriz. 11 ayın sultanı Ramazan ayının gölgesi üzerimize düştü. Bu ay müminler için çok önemli ve çok kârlı yatırımların olabileceği zaman dilimidir. Muhtelif ayet ve hadislerde geçtiği üzere Ramazan ayı, müminlerin ibadetlerinin bire on, bire yedi yüz veya ancak Rabbimiz’in bilebileceği yüksek dereceler ve sevaplarla mükâfatlandırıldığı ve yine Rabbimiz’in bağışlama ve ihsanının en çok olduğu zamandır.
“Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.” (Müslim)
“Farz namaz, sonraki farz namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazan’a kadar olan günahlara kefaret olur. Büyük günah irtikab edilmedikçe aralarındaki günahları affettirirler.” (Müslim)
“Ramazan’ın başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu da cehennemden kurtuluştur.” (İ. Ebiddünya)
“Allah, rızası uğrunda bir gün oruç tutan bir kulunu, cehennemden yetmiş yıllık mesafeye uzaklaştırır.” (Buhari, Müslim)
“Ramazan bereket ayıdır. Allah, bu ayda günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.” (Taberani)
Bu konu üzerine daha bir hayli hadis vardır ki tüm bunlardan çıkan netice, Ramazan’da kendini bağışlatamayana yazıklar olsun denilmiştir.
“Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün. Anne ve babasına veya bunlardan birine yetişip de onlar sayesinde cennete giremeyen kimsenin de burnu sürtülsün. Ben yanında zikredildiğim zaman bana salât okumayan kimsenin de burnu sürtülsün!” (Tirmizi)
Oruç Sadece Aç Kalmak Değildir
Orucun insan ahlakının gelişiminde önemli bir etkisi vardır. Sabrı artıran, açları, yoksulları anlama anlamında empati duygusunu geliştiren, zikirle yaşayan melekler gibi insanı melekleştiren bir ibadettir. Nefse acziyet ve fakriyetini hatırlattığı, nefsi disiplin altına alıp iradeyi kuvvetlendirdiği için, maneviyat büyükleri nezdinde orucun nefsin terbiyesinde önemli bir yeri vardır. Şurası çok önemlidir ki oruçla bizden beklenen yalnız ağzımızı bağlamak değil kötü olan bütün duygularımızı bağlamaktır ve bu duyguların çevremize zarar vermesine engel olmaktır.
“Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terk etmezse, Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez.” (Buhari)
“Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Birisi size sataşırsa ‘Ben oruçluyum.’ deyin!” (Buhari)
Efendimiz’in (sav) uyardığı gibi Ramazan ayı içerisinde öfkemizi, kinimizi, kıskançlık ve hasedimizi, gıybet, lâf getirip götürme, insanların arasını bozma, yalan söyleme gibi her türlü kötü duygu ve fiillerimizi de kontrolümüz altına almalıyız. Sadece midemizi değil, elimizi, gözümüzü, kulağımızı, kalbimizi… bütün azalarımızı haram ve kötülüklerden korumalı veya en azından bu mücadele içinde olmalıyız ki oruçludan beklenen tavır budur. Böyle yaparsak Rabbimiz’in bizden beklediği anlamda kâmil bir oruca inşallah yaklaşmış oluruz ve orucun vadedilen yüksek ecir ve mükâfatlarını Rabbimiz’den ümit edebiliriz.
Oruçta İhlası Muhafaza Etmek
Orucun ihlâsını muhafaza etmek de çok önemlidir. Bu konuda dikkatli olmalı, rejim ve zayıflama, sağlık için değil Allah için oruca niyet etmeliyiz. Bu niyetle gerçekleştirilen oruç elbette ki diğer faydaları da içinde barındıracak, hem Rabbimiz’in rızasını hem cennette yüksek dereceler hem sağlık gibi her türlü kazanıma vesile olacaktır.
“Kim, faziletine inanarak ve karşılığını yalnızca Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, Müslim)
Orucun Mükâfatı Allah Katındadır
Oruca Rabbimiz diğer ibadetlerden ayrı bir anlam ve değer vermiş ve karşılığını da bizzat vereceğini vadetmiştir.
“Oruç dışında insanoğlunun her ameli kendisi içindir. Oruç ise benim içindir ve mükâfatını da ben vereceğim.” (Buhari)
“Oruçlu müminin ferahlayıp sevineceği iki an vardır: Birisi iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbi’ne kavuştuğu andır.” (Buhari)
“Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.” (Buhari)
Ramazan Ayında Kur’ân ve Dua
Bilindiği üzere Peygamberimiz’in en büyük mucizesi olan Yüce kitabımız Kur’an, Ramazan ayında nazil olmuştur. Bu sebeple Ramazan ayına aynı zamanda Kur’an ayı da denir. İşte bu sebeple Efendimiz (sav) Kur’an’ı Kerim okumaya, anlamı üzerinde düşünmeye Ramazan ayında daha fazla bir ağırlık vermiş ve biz ümmetine de bunu tavsiye etmiştir. Bizler de Ramazan ayını Kur’an’la daha fazla haşir neşir olarak geçirmeli, bu konuda Efendimiz’e ittibaya azami gayret göstermeliyiz. Çok şükür, Ramazan ayına ait bu sünnet toplumumuzda Kur’an hatimleri ve camilerde toplu hatim merasimleriyle güzel bir gelenek olarak hala devam etmektedir.
Ramazan ayında dua da önemlidir. “Allah (azze ve celle) Ramazan’ın her gecesinde üç defa şöyle buyurur: Bir isteği için dua eden yok mu ona isteğini vereyim. Tövbe eden yok mu tövbesini kabul edeyim.” (Beyhaki)
“Allah, Ramazan’ın her gün ve gecesinde, cehennemi hak eden birtakım kimseleri bağışlar. Bir de Ramazan’ın her gün ve gecesinde her Müslüman’ın kabul olacak bir duası vardır.” (Bezzar)
Ramazan’a Has Özel İbadetler
Teravih namazı Ramazan’ın sembolü bir namazdır ki bir ülkeye Ramazan geldiği en çok bu ibadetle anlaşılır. Teravih namazı için camiler dolup taşar. Ama farz olan beş vakit namazla beraber teravihe devam etmek Ramazan ayı için önemlidir. “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan namazını (teravihi) ikâme ederse onun geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, Müslim)
“Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.” (Kadir, 97/3) ayetiyle hatırlatılan Kadir gecesi de bu ay içindedir ki bir ömürde kazanılabilecek mükâfatı bir gecede vadeder. Kadir gecesini isabet ettirme gayretiyle “Ramazan ayının son on gününde Resulullah (sav) geceleri ihyâ eder, ev halkını uyandırır, kendisini tamamen ibadete adardı.” (Buhari, Müslim)
Hazreti Aişe annemiz, Allah Resulü Efendimiz’e; “Yâ Resulallah! Kadir gecesini idrak edersem nasıl dua edeyim.” diye sormuş. Efendimiz de (sav) şu cevabı vermişlerdir: “Allahım! Sen çokça affedicisin, affı seversin, beni de affet.” (Tirmizi) Biz bu ve benzeri duaları, bütün Ümmet-i Muhammed’in ve insanlığın hayır ve hidayetini niyet ederek yapmalıyız.
Ramazan’da Hayırda Yarışmak
İbni Abbas (r.a.) şöyle dedi: “Resulullah insanların en cömerdi idi. Onun en cömert olduğu anlar da Ramazan’da Cebrâil’in kendisi ile buluştuğu zamanlardı. Cebrâil (a.s.), Ramazan’ın her gecesinde Hz. Peygamber ile buluşur, (karşılıklı) Kur’ân okurlardı. Bundan dolayı Resulullah, Cebrâil ile buluştuğunda, esmek için engel tanımayan bereketli rüzgârdan daha cömert davranırdı.” (Buhari, Müslim)
Bizler de Efendimiz’i örnek almalı, bu ayı her türlü hayır işleri ile doldurmalıyız. İftar ve sahur sofralarında tüm mümin kardeşlerimize ikramda bulunmaya özellikle önem vermeliyiz.
“Kim bir oruçluyu iftar ettirirse oruçlu kadar sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.” (Tirmizi)
Bir hadiste bildirildiğine göre Allah Resulü (sav) bir gün Hz. Sa’d İbni Ubâde’nin yanına geldi. Hz. Sa’d derhal bir parça ekmek ve zeytin çıkarıp Resulullah’a ikram etti. Efendimiz (sav) bunları yedikten sonra ona şöyle dua etti: “Evinizde hep oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyiler yesin, melekler de duacınız olsun.” (Ebû Dâvûd)
Mümkünse sahura kalkmak da Ramazan ayı için ayrı bir bereket ve güzelliktir. “Sahur yapınız; zira sahurda bolluk, bereket vardır.” (Buhari, Müslim)
“Bizim orucumuz ile Ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli fark sahur yemeğidir.” (Müslim)
Netice olarak bu ayı hem kendimiz adına hem cümle Müslümanlar adına faydalı işlerle, ibadetler ve dualarla geçirmek ömrü bereketlendirecektir. Bu şuur içinde Ramazan’ı değerlendirmek niyazıyla… Allah’a emanet olun.