Kalp Gözü

İsmail KATMIŞ
Camii GörevlisiK.MARAŞ
1951 Kahramanmaraş doğumluyum. 1975 yılında Diyanet Teşkilatının bir görevlisi olarak Kahramanmaraş'ın Ulu Cami'nde müezzinliğe başladım.
Tasavvufa, tarikata ait birkaç tane kitap okudum. Kitaplarda, evliya ve velilerden, ehlullah’tan olan "Abdulkadir Geylani’den, İmamı Rabbani’den, İmamı Gazali’den, Mevlana’dan,Yunus Emre’den, Hacı Bektaşi’den, Hacı Bayram Veli’den v.s. bahsedilirken, bu Allah dostlarının menkıbeleri, yaşantıları beni etkiliyor, cezbediyordu. Ancak biz bu velilerden hiç birisini görmemiştik. Benim gönlümde şöyle bir istek ve duygu geçiyordu: Bu zamanda da böyle velilerden, ehlullahtan birisi olsa da dünya gözüyle görebilseydim."
1977 yılında İzmitli birisi K. Maraş’a misafir oldu; bir hafta beraber kaldık. Bu kişi, Güneydoğu’da gerçekten güvenilir "Allah Dostu" bir zatın olduğunu söyledi. Bizde gidip ziyaret etmeye karar verdik ve gittik.
Gördüm ki; oraya Türkiye’nin her yerinden gelmişler. Herkes derdine derman arıyor. Çok kalabalık olmasına rağmen, O zat, herkesin derdini teker teker dinliyor, iyi olması, şifası için derdine derman için Allah’a dua ve niyaz ediyordu. Ben ise, içimden şöyle dedim:
Ey Zatı Muhterem, Allah’ın Dostu, sen gerçekten bir veli, evliya isen, benim de derdimi bilmeni ve dermanı için dua etmeni istiyorum.
Ben herkes gibi, sana açıktan, dil ile derdimi söylemeyeceğim. Derdim şu idi, küçük yaştan itibaren başımda çok feci bir ağrı devam ediyordu.
Annem hocaya götürdü, okunup, muska yazıldı yine geçmedi. Doktorlar, ilaçlar tıbbi müdahaleler yine geçmiyordu.
Askerlik bitti hâlâ baş ağrısı devam ediyordu. Artık tamamen çaresiz kalmıştım. Bu Zatı ziyaret edip, memlekete döndüm. Bir gece rüyamda bu Zatın ziyaretine gitmişim. Huzuruna vardığımda, bana ismimle "İsmail Hoca hoş geldin" diye iltifat etti. Ben de eğilip elini öptüm. Kalkıp geri çekilmek istiyordum, oturmamı söyledi. Sol eliyle omuzumu tutup, sağ elinin şehadet parmağıyla gözlerimi ovalamaya başladı. Derken göz kapakları, kaşlarım ve kaş üstünü ovalarken şöyle diyordu:
"İsmail hoca, sendeki bu hastalık, rahatsızlık, doğuştan, bugüne kadar devam ediyordu. Bundan sonra ise İnşallah bir daha ağrımayacak."
Birden uyandım, gece saat üç idi. Çok heyecanlı idim. O kadar açık olarak farkına vardım ki, sanki başım tamamen değiştirilmiş, o günden bugüne kadar 15 yıldır o rahatsız edici baş ağrısını bir daha görmedim. Elhamdülillah.
Bu hadisenin üzerine içimden şöyle dedim:
Bu Zat gerçekten bir Veli, bir Allah Dostuymuş ki, isterse bir kişiyi rüyasında bile tedavi ediyor.
Temennim odur ki, bugünün Ümmeti Muhammedi gidip bu Zatı ziyaret edip, duasını alsınlar.
Allah-u Teala, bizleri bu Allah dostlarının yolundan, saflarından, himmet ve dualarından mahrum etmesin. Amin.

Badı seher selam söyle Sultan’a
Mübarek hatırı hoş mudur nedir?
Ah nideyim, yitirdim nefsime çare
Mübarek gözleri yaş mıdır nedir?
** *
O nazlı Sultan’a uğrasa yollar
Bana mesken oldu virane hanlar
Sultan Meclisi"nde oturan canlar
Tefekkür eyledim, hoş mudur nedir?
* * *
Ermek için dosta figan edersin
Bilemezsen yolu nice gidersin
Yaş döker gözünden feryat eylersin
Ağlamayan gönül taş mıdır nedir?
* * *
Ömür geldi geçti kadrini bilmedim
Sohbetler sermaye nasib almadım
Nefsimden kaçıp da dosta varmadım
Geçirdiğim günler boş mudur nedir?
* * *
Aşıklar zar edip candan geçerler
Aşk şarabın dost elinden içerler
Dost yoluna kefenler biçerler
Uğruna verilen baş mıdır nedir?
İsmail KATMIŞ