Fetvalar

SORU 1. Bir kimse seferde iken dört rekatlı bir namazı kazaya kalır ve mukim iken kaza etmek isterse nasıl kaza edecektir?
CEVAP 1. Seferde iken dört rekatlı bir namazı kazaya kalan ve mukim iken kaza etmek isteyen kimse Hanefi mezhebine göre seferde olduğu gibi ikamette de iki rekat olarak kaza edecektir.
Şafi’i mezhebine göre ise seferde değil, hazerde bu namazını kaza ederse dört rekat olarak kaza edecektir. Fakat mukim iken kazaya kalmış olan dört rekatlı bir namazı kaza etmek isterse seferde de olsa hem Şafi’i hem Hanefi mezhebine göre dört rekat olarak kaza edecektir.
(Günümüz Meselelerine Fetvalar, H. Günenç, C.l, S. 170)
SORU 2. Kadının örtünmesini emir eden ayeti kerimede zikredilen cilbab ne demektir, manto giymek haram mıdır?
CEVAP 2. Cahiliyette insanların birçokları terbiye ve edepten yoksundu. Ahlak, iffet ve namus meselesi lafta idi. Bugün olduğu gibi kadın açılıp saçılıyordu, vücudunu, namahrem yerlerini göstermekle böbürleniyordu. İlahi rahmet olarak gelen İslam dini, tefessüh etmiş bu insanlığı ıslah etmek için bir takım emir ve prensipler getirdi. Bunlardan birisi de kadının cilbab ile örtünmesini emreder.
"Ey Peygamber, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle! Baş ve boyunlarını örtmek için cilbablarını üzerlerine alsınlar". (Ahzab 59).
Cilbab’ın mahiyeti hakkında birkaç görüş vardır:
1-Cilbab, bütün vücudu örten uzun gömlek veya entaridir.
2-Entari üzerine giyilen geniş elbisedir.
3-Başı, boynu ve çevresini örten atkıdır.
4-Üst tarafı göbeğe kadar örten ve rida’ denilen örtüdür.
Sibeveyhinin üstadı olan Halil; "Bu manalardan hangisi kastedilirse caizdir" diyor. Müslüman kadın, el ve yüzü müstesna bütün vücudunu örtmek mecburiyetindedir. Bir kimse buna inanır fakat uygulamazsa gühahkar olur. Amma inkar ederse dinden çıkar, mürted olur. İslamın kabul etmediği tevillere baş vurup halkın inancını bozmak sapıklıktır. Tesettürün dinen makbul olabilmesi için birkaç şartı vardır, onlara riayet etmek gerekir:
1-Elbisenin vücudu gösterecek tarzda ince,
2-Nazarı dikkati çekecek kadar süslü ve renkli,
3-Vücudun hatlarını gösterecek şekilde dar olmayacaktır.
Bir memlekette manto giymek adet ise, dar olmamak şartıyla onu giymekte beis yoktur. Çünkü İslam dini, ne erkek ne kadın için belli ve muayyen bir kıyafet getirmemiştir. Her memleketin kendisine has bir giysisi vardır. Hatta buranın çarşafı, Suriye, Irak ve Hicaz’da giyilen çarşafa benzemiyor. İlla şu veya bu kıyafet lazımdır demek doğru değildir.
(Günümüz Meselelerine Fetvalar, H. Günenç, C. 1, S. 146)
SORU 3. Birisinin çantasında veya valizinde Kur’anı Kerim ve dini kitaplar bulunduğu halde başı altına koyup yatması caiz midir?
CEVAP 3. İçinde Kur’anı Kerim ve dini kitap bulunan çanta veya valiz üzerine başını koyup yatan kimsenin gayesi onu hırsızlardan korumak ise üzerine başını koymakta beis yoktur. Yoksa günahkar olur.
(Günümüz Meselelerine Fetvalar, H. Günenç, C. 1, S. 85)
SORU 4. Bir kimsenin cebinde, üzerinde ayeti kerime yazılı bulunan para veya parmağında Allah'ın veya Peygamberin ismi yazılı bulunan bir yüzük bulunsa helaya gidebilir mi?
CEVAP 4. Cebinde, üzerinde ayeti kerime veya Allah’ın ismi yazılı bulunan para veya parmağında Allah ve Peygamber ismi bulunan bir yüzük bulunursa helâya gitmek istediği zaman onu çıkarması icâb eder. Enes bin Malik’den rivayet edilmiştir. Peygamber (sav) helaya gittiği zaman elindeki yüzüğü çıkarırdı. Çünkü üzerinde "Muhammed Resulullah" ibaresi yazılı idi.
(Günümüz Meselelerine Fetvalar, H. Günenç C.l, S. 85)
SORU 5. Bir sergi veya namazlık üzerine bir ayeti kerime veya Allah’ın ismi yazılı bulunsa üzerine oturmak caiz midir?
CEVAP 5. Bir sergi veya namazlık üzerine ayeti kerime veya Allah’ın ismi yazılı olursa üzerine oturmak veya namaz kılmak caiz değildir. Ayeti kerime’ye ve Allah’ın ismine karşı sû-i edebdir.
SORU 6. Yatakta Kur’ânı Kerim okumak caiz midir?
CEVAP 6. Kur’anı Kerimi okumak isteyen kimsenin abdest alıp kıbleye doğru oturması, huşû ve manasını düşünerek okuması sünnettir. Bununla beraber ayakta ve yatarken de Kur’anı Kerimi tilavet etmekte beis yoktur.
(Günümüz Meseleleri Fetvalar, H. Günenç, C. 1, S. 86)
SORU 7. Bir kimse sabah namazını kılamayıp güneş doğduktan sonra kılsa, eda diye mi yoksa kaza diye mi niyet eder?
CEVAP 7. Bir şahsın güneş doğduktan sonra ve kerahat vaktinin çıkmasını takiben kılacağı namaz artık eda değil kazadır. Ancak bu namaz öğleden önce kılınacak olursa sünneti ile birlikte kaza edilir. Daha sonra kılınır ise yalnız farzını kaza etmek gerekir. Bir namazı vaktinde kılmaya gayret göstermeli, şayet kazaya kalmışsa daha fazla geciktirmeden onu kazaya çalışmalıdır.
(Zamanımız Meselelerine Fetvalar, Mehmet Emre, C. 1, S. 25)