Sohbet Abdülkadir-i Geylaniden

Allah yoluna can koyanlar, varlıklarını dağıtırlar. İşleri, halka huzur getirmektir. Ganimet toplar, halka dağıtırlar. Onların aldığı ganimet, Allah’ın fazlıdır. Onu alır, ihtiyaç sahiplerine karşılıksız verirler. Darda kalmışları sıkıntıdan kurtarırlar. Borcunu ödemekten çaresiz kalanlara yardımda bulunurlar; borçlarını öderler.
Onlar şahlardır; lâkin dünya şahı değil. Dünya şahları ganimet toplar; fakat kimseye vermez. Halbuki Allah yoluna baş koyan cemaat, mevcut olanı başkalarına dağıtır, henüz ellerinde olmayanı da dağıtmak için beklerler. Bir şey alacakları zaman, Hak ve hakikat eli ile alırlar. Halkın onlara karıştığı yoktur. Zaten kendileri halkı iyilik yapmaya çalışır; ayrıca onlardan yardım almaya tenezzül ederler mi? Onlar, dış varlıkları ile halka; iç varlıkları ile de Hakk’a koşarlar. Boş şeyler ve uygunsuz duygular, onlara tesir etmez. Nefsin garazı onları tesiri altına alamaz. Övülmek, onları yoldan alıkoyamaz.
Kibri at; ne kullara, ne de Hakk’a karşı büyüklük sat. Kibir azgın kişilerin halidir. Allah onları yüzüstü cehenneme atacaktır. İlahi öfkenin önüne duran olamaz. O bir defa darıldı mı, her şey yerle bir olur. Sen hangi halinle ona büyüklük tavrı takınıyorsun?
Ona karşı yaptığın büyüklük birçok yollardan gelir. Ezan okunduğu zaman yerinden sıçramıyorsan Hakk’a büyüklük satıyorsun. Kullara yaptığın zulümle Hakk’a büyüklük satıyorsun.
Tövbe et. İhlas sahibi ol. Seni en küçük yaratığı ile öldürür. Nemrudu küçük sinekle öldürdü. Birçoklarını aynı şekilde öldürmüştür. Allah, kibir ehlini, dilerse göze gözükmeyen yaratıkları ile de helak eder.
Dünyalık sahiplerini Allah, büyüklük sattıkları için çok kere zelil etti. Her şeye sahip iken bir pula muhtaç kıldı. Nimet içinde yüzdükleri halde en çaresiz kişi oldular. Dipdiri yaşarken ölüp gittiler. Nasıl öldüklerine kimsenin aklı ermedi.
Muttaki olunuz. Şirk ehli olmayınız. İçinizi dışınızı temizleyiniz.
Dıştan putlara taparak iç âleminizle Hakk'a şirk koşmayınız. Halkı yaratıcı bilip Hakk'ın ortağı tanımayınız. İnsanlara dayanmayınız. İyiliği ve kötülüğü onlardan beklemeyiniz. Sizin elinizde bir şey olmadığı gibi onlarda da bir şey yoktur.
İnsanlar arasında öyle kimseler vardır ki, elinde dünyalık olduğu hâlde kalbi sevmez. Dünyalığı hizmetçi yapar. Fakat kendisi hizmetçi olmaz. Dünyalığı parça parça eder, dağıtır. Fakat kendisi parçalanmaz. Dünyalığı kendine mal eder. Ona mal olmaz. Dünyalığı ardından koşturur; fakat kendisi onun ardına düşmez.

Dünyayı takdirle anma. O kimse gibi ol ki, dünyayı tasarrufunda tutar; fakat hiçbir zaman onun tasarrufu altına girmez.
Peygamber (sav) Efendimizden iki hadîs-i şerif rivayet edilmiştir. Biri şudur:
“İyi insan için, temiz mal ne hoştur.” Öbürü de şudur:
“Dünya malında hayır yoktur. Ancak malını alıp şu, şurada yapılacak hayır içindir, şu da, şurada yapılacak iyi işler içindir, diyebilen hariç.”
Dünyalığı elinizde saklayınız. Kulların iyiliği için harcayınız. Ama onu kalbinize koymayınız. Şüphesiz böyle olan mal hayırlıdır. Zarar vermez. Dünya nimeti sizi aldatmasın. Onun sözüne kanmayın. Yakında dünyadan taşınacaksınız, peşinizden de o nimetler...
Ey evlat! Kendine güven vermekle yetinme, batarsın. Kendi görüşü ile yetinen batar. Zelil olur. Düz yolda ayağı kayar. Kendi görüşünü beğenen, hidayetten mahrum olur. Kimse seni himaye etmez. Çünkü sen kimsenin reyini almadın. Ve hiç kimsenin fikrini dinlemedin. “Bilgi sahiplerinin bilgisi beni ilgilendirmez” diyorsun. İlim iddiasında bulunmaktasın. Hani amel? Boş davanın ne tesiri olabilir? Hani bu davanın tasdiki? Yapmakta olduğun davanın sıhhati, gereğini yapmakla anlaşılır. Amel etmelisin; ihlâs sahibi olmalısın. Âlim olduğunu bunlarla ispat edebilirsin.
Bela geldiği zaman sabırlı olmak, ilmin faziletini belirtir. Bir darlık anında yüzün bile buruşmamalı. Hakk'ı halka kesme. Tam ilim sahibi olsan dediklerimi yaparsın.
Gözlerin görmüyor; basiret iddiasında bulunuyorsun? Senin anlayışın kıt; neden anlayıştan dem vuruyorsun? Bu yalancı davalardan vazgeç. Allah'a yalvar.
Sen başkasını bırak, O'na dön. Her şeyin karşılığını O'ndan bekle. Cümle şeyin Yaratan'ını ara.
Nefsin özelliklerini anla. Tatmin olman ve Yaratan'ı bilmen, onu bilmenle kabil olur. Nefsi anladıktan sonra başkalarını görebilirsin. Allah'ın dilediği geniş yoldan yürü. Dünya ve âhirette O’nunla olmayı dile. Takva sahibi ol. Zat âlemine geçebilmek için sıfat illetinden sıyrıl. Nefsini, yalnız emir ve yasakları yaparken tanı. Aslında nefsine sebat kuvveti veren yine O'dur.
Ey erkekler ve kadınlar, içinizden kimde ki zerre miktar ihlâs var, takvaya o kadar sahip olur. Kimde ki, zerre kadar sabır var, şükür yolunu o kadar tutuyor demektir ve kurtulacak kişi odur. Dikkat ediniz; sizi iflâs halinde görmekteyim.