Tasavvufta VUKUF-İ KALBİ
Zakirin zikir esnasında kalbini mezkurun (zikredilen Allah'ın) dışındaki bütün alakalardan temizlemesi, Allah'tan gayriye iltifatı kaldırmasıdır. Buna <huzur-vusul-şuhud> da deriz. Zakirin zikir halinde bütün hallerine muttali olarak zikrin manasını her an mülahaza etmesidir. Gaflete hiç bir hal ve şeraitte fırsat vermemektir.
Vukuf-i kalbiyi ne kadar çok yaparsan o kadar çok kısa zamanda şeytandan da gizli olarak Rabbini zikretme alışkanlığına kavuşmuş olursun.
Vukuf-i kalbi bizim tarikatımızda hiç bir suretle ve hiç bir vakit vaz geçilmesi mümkün olmayan ve salikin tüm hallerinde vacip derecesinde bir rükündur.
İman kalbde nurlu bir parıltıdır. İnsan iyi işler ve bir takım ibadetler yaptıkça o parıltı arttıkça artar ve hatta kalbin her tarafını sarar.
Nifak ise kapkara bir nokta olarak başlamaktadır. Allah'ın Rasulunun yasaklarına bulaşmakla bu nokta büyüdükçe büyür ve kalbin her tarafını sarar. Kalbi bunlardan koruyabilmenin tek ve kestirme yolu "vukuf-i kalbi"yi iyi kavramaktan geçmektedir. Vukuf-i kalbi'den hali (boş) olan taat ve zikirler itibardan mahrum, ruhsuz, renksiz surat gibidirler.
Vukuf-i kalbi muhafaza edilerek lafza-i Celal'in (Allah lafzının) kalbte mülahazası mümkün ve muvafık olmalıdır. Zakir tam bu sırada dili damağa yapıştırmış, cem-i hareketlerini sukuna erdirmiş, faaliyetlerine ait bütün ihtiyar ve idrakini selbetmiş (kendinden uzaklaştırmış) olmalıdır. Bundan sonra murad-ı ilahiyeye tüm azaları ile endekslenmiş olarak İsm-i Şerifin zikriyle meşgul olmaya başlar.
Böylece vukuf-i kalbi ile; ortalama dakikada 72 den fazla, günde ise 103.680 den fazla "Rabbimiz" ile beraber olma şuuruna erecektir.
Eğer kalpte vesvese, gaflet, hatıralar, kabz, futur sebebiyle yaptığın zikirler, mezkurun şanına yaraşır tarzda kıvamına gelmemiş ise hemen soğuk su ile gusletmelisin. Eğer bu mümkün olmuyorsa, tamamen sıcak su ile gusletmelisin. Guslu müteakip, 25 kere istiğfar ve tevbe etmek suretiyle rabıtaya devam etmelisin.
Bunlara rağmen kendine gelememiş isen akar suya bakmalısın, rüzgar sesi dinlemelisin. Gene olmuyorsa; uzlete çekilmeli veya dağlara çıkarak, sürekli bir şekilde ağlamalı. Çünkü bu zikir vuslat ve mahbubiyete sebeptir. Ancak (cc)'ın gadabına uğramış şaki insanlardan selb olunur (çekip alınır).
Kalb zikri o derece ilerler ki, salikin kalp hizasındaki omuzundan bir nur çıkar ve yükselir veya kalpte bir muazzam güç teşekkül eder.