Ebul Munzur Ubey bin Kaab bin Kaysil ensarî el hazrecî.
Hicretten önce Müslüman olmuş, yetmiş ensariyle beraber ikinci Beyatü’l Akabe anlaşmasına katılmış. Ubey bin Kaab İslamiyetten önce cahiliye devrinde de yazı yazardı.
Rasulullah (sav) hicretten sonra Medine’ye gelince Ubey bin Kaab vahiy yazanlardan biriydi. Bedir ve Uhut savaşlarına, Rasulullah’la birlikte bütün savaşlara katılmıştır.
Rasulullah (sav) Medine’ye geldikten sonra ensar ve muhacirin arasında kardeşlik bağı kurdu. Yani bir muhacir kişiyi bir ensar kişiye kardeş yaptı. Rasulullah (sav) Ubey bin Kaab’ı (ensarî) aşere-i mübeşşereden olan Said bin Zeyd (muhacirin) ile kardeş yaptı.
Ubey bin Kaab’ın İlmi
Rasulullah’ın (sav) Medine’ye hicretinden sonra, Ubey bin Kaab Hazretleri Rasulullah’ın yanında kalmıştır. Sürekli Kuran’a yönelmiş, okumuş, anlamış ve ona göre amel etmiştir. Artık âlim olması, takva olması, verağ olması O’nun hakkıydı.
İbni Saad rivayet etmiş, senedini Enes bin Malik’e dayandırmış. Enes bin Malik dedi ki: Bir gün Rasulullah (sav) Ubey bin Kaab’ı çağırdı ve; “Cenab-ı Allah sana selam okumamı emrettiler.” dedi. Ubey bin Kaab Hz. dedi ki: “Cenab-ı Allah ismimi mi sana söyledi?” Rasulullah (sav) dedi ki: “Evet, Allah emretti.” Bunun üzerine Ubey bin Kaab Hz. ağladılar.
Mesruk dedi ki: Ashabı kiramlar içinde hüküm verenler 6 kişiydi: Hz. Ömer, Hz. Ali, Hz. Abdullah, Hz. Ubey, Hz. Zeyd, Hz. Ebu Musa (Allah onların hepsinden razı olsun.)
İmam-ı Ahmed Hanbelî Hazretleri “Müsned” kitabında şöyle yazıyor: Ubey bin Kaab Fatiha sûresini okurken Rasulullah (sav) dedi ki: “Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki bu sûre gibisi ne Tevrat’ta ne İncil’de ne Zebur’da ne de Furkan’da nazil olmuştur. Bu sûre yedi ayettir ve bana indirilen en büyük Kuran’dır.”
Tefsirde Yeri
Ubey bin Kaab, Kuran-ı Kerim’in bazısını Rasulullah’ın ağzından yazmıştır. Vahyin kâtibiydi. Kuran-ı Kerim’i Rasulullah’ın ağzından aldığı gibi kâğıda dökmüştür.
Kuran-ı Kerim’in geri kalanını, sair kıraat ve talim olarak ashab-ı kiramla beraber Rasulullah’tan öğrenmiştir.
Rasulullah (sav) Ubey bin Kaab hazretlerini övdü ve dedi ki: “Ubey bin Kaab, ümmetimin Kuran-ı Kerîm’i en güzel okuyanıdır.”
İbni Saad “Tabakat” adlı kitabında diyor ki: “Biz Kuran-ı Kerim’i Ubey bin Kaab’tan öğrendik.”
Zer bin Hubeyş’ten rivayet olundu. Zer bin Hubeyş, Tabilerin içinde Kuran-ı Kerim kurralarından biriydi. “Kuran-ı Kerim kıratını ve tefsiri Ubey bin Kaab’dan öğrendim. Ubey bin Kaab tefsir ilminde güçlü ve keskin olan biriydi. Ben bir gün ona dedim ki: ‘Ey Munzur’un babası, beni yanına alır mısın, ben sizden yararlanmak istiyorum.’ Ubey bin Kaab İslamiyetten önce hahamların (Yahudi âlimlerin reisi) reisiydi. Kuran-ı Kerim’den önceki kitapların içeriklerini ve sırlarını çok iyi bilirdi. Rasulullah hicret ettkten sonra (Medine’ye geldikten sonra), gelen vahiyleri yazanlardan biriydi. Kuran-ı Kerim’in kıraatı ve tefsir ilminde, sahabe-i kiramın ve tabiinin merci yeriydi (bilmediklerini ona sorarlardı); İbni Abbas ve diğerleri gibi. Çünkü Ubey bin Kaab Hz. ayetlerin nüzul sebeplerini ve yerlerini çok iyi bilirdi. Hz. Ömer (ra) O’nu “Müslümanların büyüğü” diye isimlendirirdi. Hz. Osman O’nu, Kuran-ı Kerim’i yazmak ve kitap haline getirmek için görevlendirdi.
Ubey bin Kaab Hz.’den Tefsir Rivayetleri
Kuran’ın beyanında ve tefsirinde Ubey bin Kaab Hazretleri’nin sözleri birçok yolla çokça rivayet olunmuştur. Bunların meşhurları iki yoldur:
1) Ebu Caferî Razî, o da Reb’b bin Enes, o da Ebil Aliye’den, o da Ubey bin Kaab’tan rivayet yoludur. Bu yol sahihtir. Ubey bin Kaab’tan tefsirde büyük nüsha varit olmuştur. Bunu Ebu Caferî Razî bu isnatla Ubey bin Kaab’a ulaştırmaktadır. İbni Cerin, İbni Hatem bu rivayetleri çok zikretmektedir. Nakim, Mustedrik kitabında da bu yol üzere çok rivayet etmiş. İmam Ahmed de “Müsned” kitabında bu yol üzere çok hadis rivayet etmiştir.
2) Vekil yoludur: Sufyan Abdullah bin Muhammed bin Akil, o da Tefeyl bin Ubey bin Kaab (oğlu Tuleyl)
İmam Ahmed “Müsned” kitabında bu yolla rivayetler yapmıştır, bu yol güzel bir yoldur.
Ubey bin Kaab Hz.’nin Vefatı
İbni Saad rivayet ettiği üzere, o da senedi Utey bin zumreti Saadi ibni Saad’den, dedi ki: Rüzgarlı ve tozlu bir günde Medine’ye gittim. Baktım insanlardan kalabalık bir topluluk gördüm. Dedim ki bu kalabalık nedir, niçindir? Dediler, sen buralı değil misin? Dedim ki; ben buralı değilim. Dediler ki; Müslümanların büyüğü Ubey bin Kaab vefat etmiştir.
Bu da Hz. Ömer hilafeti zamanında idi.