Büyük arif Muhyiddin b. Arabî hazretleri (k.s) demiştir ki: "Allah Resûlü (s.a.v), Allah Teâlâ'nın (Şura Suresi 23 ayetinin )emriyle bizden yakınlarına muhabbet etmemizi istemiştir. Bundan sonra bir mümin Hz. Peygamberin (s.a.v) bu talebini kabul etmezse, yarın kıyamet gününde ona hangi yüzle bakacak ve onun şefaatini nasıl umacaktır?"
Hz. Resûlullah'ın (s.a.v) gerçek âşığı Ebû Bekir Sıddîk (r.a) demiştir ki: "Resûlullah'm Ehl-i Beytini sevip memnun ederek Resûlullah'ın (s.a.v) hatırını gözetin. Vallahi, Resûlullah'ın yakınlarının haklarını korumak, benim için kendi yakınlarımın haklarını korumaktan daha sevimlidir." (Buhârî, Fedâilü Ashâbi'n-Nebi, 12.)
İmam Şafiî (rah.) başka bir sözünde Ehl-i Beyt sevgisinin farz olduğunu şöyle dile getirir: "Ey Resûlulllah'ın Ehl-i Beyti! Sizi sevmek bize farzdır. Allah indirdiği Kur'an'da böyle emretmiştir. Size salât okumadan namaz kılanın namazının kabul olmaması, sizin için en büyük bir övünç kaynağıdır ve bu size kâfidir." (Muhammed Afif ez-Za'bî, Divânu'ş-Şâfii, 72)