Dr. Semin Güler ile Röportaj; Mahremiyet ve Aile Hayatı

Eşlerin Sağlıklı Cinsel Bilgileri Uzman Bir Danışmandan Alması Gerekiyor:

Feyz: Evliliğin sağlıklı yürümesinde cinselliğin önemi nedir?

Dr. Semin Güler: Cinsellik kapalı kalmaya mahkûm edilmiş ama çok çok önemli bir mevhum. Evliliği dört duvara benzetirseniz; sevgi temelinde ama gelişmeye açık olduğu için kapısı yok diyoruz. O duvarlardan birisi cinsellik. Mutlaka sağlam olmalıdır. Sağlıklı olmalıdır. Cinsellikte problemlerimiz çok fazla. Kadınların bu konuda bastırılmış, korkutulmuş ve tiksindirilmiş olarak evlendirildiğini görüyoruz. Sebebi namus korumakmış. Beyefendiler de cinsel bilgi ve beceriden yoksun, içten gelen hareketlerle karşıdakini korkuttuğunu görüyoruz.

Bir, olay yanlış başlıyor. Evlilik öncesi cinsel danışmanlık almıyorlar. Bunu mutlaka öneriyorum. Özellikle nişanlılık döneminde biraz daha ünsiyet peydah olduğu zaman, evlilikten bir hafta önce; eskilerin sağdıçlık mekanizması dediği, bugün bozulmuş olan mekanizmaya ben cinsel danışmanlık diyorum ve cinsel danışmanlığın alınması gerekiyor. Bizim verdiğimiz cinsel danışmanlıklar hep pozitif geri bildirimle döndü. Ancak cinselliğin c'sinden korkan insanların, hakikaten sorun yaşadıklarını görüyoruz.
Sorunlarımız var. Bir araştırmaya göre, Türkiye de %70 cinsel fonksiyon bozukluğu var. Şimdi her iki tarafta istek var, ama fonksiyon bozukluğu var. Tedavi konusunda insanlar; bu konu tedaviye gitmez, kol kırılır yen içinde kalır şeklinde düşünüyor. Kol kırılır yen içinde kalır bunun için söylenmemiştir. Sır için söylenmiştir. Ve bununla uzmanların ilgilenmesi gerekir. Herkese anlatılması da zaten gerekmiyor. Artık cinsel tedaviler, gerek kimyasal anlamda gerekse terapi anlamında çok iyi durumda. Sorunlar büyük oranda çözülüyor.

Hipnoterapiden çok fazla fayda görüyorlar mesela. Bunları bilmiyorlar insanlarımız. Biz burada anlattığımızda, hipnoz yapan arkadaşlarımıza yönlendirdiğimizde; yok canım benim kafamın içindeki sorunları hipnoz nasıl yok etsin diyor. Baştan tedaviye karşı. Hipnozun ne olduğunu biliyor musun hayır, hiç hipnoz oldun mu hayır. Peki, nerden biliyorsun çözülemeyeceğini. Eğer gerçekten çözmek istiyorsan deneyeceksin. Başın ağrıyor, on tane ilaç kullandın. Geçmedi ya şu ot çayını da deneyim dersin. Zararı yoksa tabi o ot çayının. Onun gibi bir şey bu. Mutlaka cinsel tedavide alternatifler değerlendirilmeli ve tedavi yoluna gidilmelidir.
Belki, şiddetli geçimsizlik gibi görünüyor ama boşanma gerekçesinin altında büyük bir oranda bu yatıyor. Bu tür sorunlarımız var.

  Cinsel Sorunlar İçin Eşler Tedavi Edilmeli

  Feyz: Toplumda cinsellik tabu gibi algılanıyor. Dolayısıyla yetersiz bir eğitim var. Cinsellik konusundaki eğitimsizliğin evlilikteki etkileri nelerdir?

Dr. Semin Güler: Boşanmaya kadar gidiyor. Ancak biz bunu evlilik seminerlerimizin içine koyduk. Cinselliğe genel bakış diye. Cinsel sorunu olan eşler için grup terapisi yapabiliriz. Buna gücümüz var. Ancak gelen kişi az. Grup terapisi daha iyi olur. Ama kimse kimseye güve-nemediği için olmuyor. Maalesef birbirimize güvenmeyen bir toplum olduk. O grupta beş kişi varsa, bu beş kişi benim sorunumu dışarıda konuşabilir mi? Düşünün ki kendisi de o beş kişi hakkında dışarıda konuşma imkânına sahip ama konuşmayacak. Hâlbuki bütün konuşulanlar orada kalacak. İşte bundan dolayı gelmiyorlar. Kişisel olarak da konuyu açamıyorlar zaten. Sorulan sorulara da cevap vermiyorlar. Yani cinsellik danışmanlığı bu sebepten dolayı çok başarılı değil Türkiye'de.

Eşlerin, Birbirlerinin Nelerden Hoşlandıklarını Öğrenmeleri Gerekiyor

Feyz: Ailedeki bireyler açısından sevgi ve saygının öneminden bahseder misiniz?

Dr. Semin Güler: Aile bütünlüğü için sevginin mutlaka canlı olması gerekiyor. Yaşanması gerekiyor. Eşlerin birbirlerinin nelerden hoşlandıklarını öğrenmelerini ve bu konuda ona göre hareket etmelerini tavsiye ediyoruz. Hayır, bana ne ben kendi istediğim gibi sunarım, o da ona değer vermediğini düşünür. O kendi istediği gibi sunar ben bana değer vermiyor diye düşünürüm. Mutlaka evlilikte değer ilişkisini, ben bu evlilikte, bu ailenin içinde değerliyim'i hissetmesi gerekiyor. Çocuk olsun yaşlı olsun, genç olsun, eş olsun. O aile de değerliyim hissini sevgi ve güven tesis eder. Ben sana güveniyorum. Sen değerlisin benim gözümde. Benim değer verdiğim insan yanlış yapamaz, dediğimizde çocuğun bile yanlışlarını kendi kendine tedavi ettiğini görmekteyiz. Saygı zaten insani bir haktır. Her insanın diğer insana saygı duyması gerekiyor. Kapıya gelen dilenciden tutun, okulumuzun müdürüne kadar herkes değerlidir. Saygıya muhtaçtır ve saygıyı hak etmiştir. Çünkü o bir insandır. Bunu öğrettiğimizde de insanlar birbirlerine saygı duyacaklardır.

Ekonomik Krizler Aileleri Yıpratıyor

Feyz: Son yıllardaki ekonomik problemlerin evlilikler üzerindeki etkisi nedir?

Dr. Semin Güler: Mutlak etkisi var. Bundan önceki ulusal ekonomik krizde birçok aile dağıldı. Bunların çoğu da danışmalı ayrılıktı. Ben işte burada eşlerin ailelerinin köstek değil destek olmalarını isterdim. Ama çok aile ekonomik krizde ayrıldı. Herkes kendi ailesine gitti. Kendi ailesi onlara baktı. Oysa hadi diyelim ki ekonomik kriz oldu, iflas etti, yeni bir iş açacaktı borca girdi, eşyalar satıldı, eve icra geldi. Tamam, ona da olur. Ama sizin kalplerinize icra gelmemeli. İcra eşyaya gelir. Eşya yeniden alınır. Kalp değil. Niye icra geldi, niye başarılı olamadı. O artık karşında ki çocuk değil. Senin hayat arkadaşın. Başaramadıysanız ikiniz birden başaramadınız. Gel de şu işin ucundan tutalım, bu işi yürütelim demek yerine, ben aileme gideyim ailem bana baksın sen de ailene git. İkisi aynı aileye gidemiyor. Aileler kabul etmiyor. Oğlanın babası diyor ki tamam sen gel ama hanımı çocuklarını kabul etmiyorum onlara bende bakamam. Gelen adam da boş durmayacak herhalde.

Bu tip boşanmalar arttı o sene. Birde onun haricinde işini yürütemeyip iflas bayrağını çeken, yürütülemeyen evlilikler var. Yurt dışına gidenler oldu. Mecburen boşanıp gittiler. Oralarda birileri resmi nikâhına alsında oraya gidelim diyerek. Çok fazla aileye müdahale etti ekonomik kriz. Tabi ki işin acı tarafı.

  Mükemmelliyetçilik İkili İlişkileri Rahatsız Eder

  Feyz: Evlilikte mükemmellik var mıdır?

  Dr. Semin Güler: Evlilik bir tamamlanma, bir paylaşmadır. Mükemmelliyetçilik yanlışa taham-mülsüzlük olarak açılırsa kimse mükemmel değildir. Yanlış, biz insanlar için doğruya götürücü bir unsurdur. Yanlıştan sonra doğrular araştırılarak bulunur. Evli kişi kendinin mükemmel olduğuna inanıyorsa kendi kendi ile evlensin yani yalnızlığa mahkûm etsin kendini. İşin pratiği öyle değil mükemmeli karşıdan bekleme rahatlığı içindeler karşı dediğimiz eşinden burada biraz bencillik var. Mükemmelliyetçilik ikili ilişkileri rahatsız eder. Tabi evliliği de.

Bir Kadın Kendini ve Eşini Mutlu Etmek İstiyor mu?

  Feyz: Son olarak sizin eklemek istediğiniz şeyler var mı?

  Dr. Semin Güler: Son olarak eklemek istediğim, özellikle kadın olduğumdan ve bu işin eğitimine inandığım için söylüyorum. Bir kadın kendini, eşini, çocuklarını, komşularını, kendi ailesini, eşinin ailesini mutlu etmek istiyor mu? İstiyor. Hiç kimse hayır demez. Öyle ise eğitim alacak. Bu eğitim tıp fakültesinde verilmiyor. Ben tıp fakültesini bitirdiğimde bu eğitimi almamıştım. Bu eğitim herhangi bir lise de verilmiyor.

Milli Eğitim müfredatında da yok. Bu eğitim özel. Kişinin ihtiyaçlarını karşılıyor. Ve en doğal ihtiyacı hayat ihtiyacı. Her insan hayatta bir; mutluluk istiyor. İki; başarı istiyor. Başarı sana bana göre değişiyor. Ama mutluluk hissettiğin şeydir. O hissettiğin şeyin iyi, güzel, olumlu olması için ben insanların kendi yanlışlarını da görmeleri gerektiğini, bunun için eğitim alması gerektiğini, bunun için olumlulaşması gerektiğine inanıyorum. Bir kadın dedi ki; niye biz. Eşlerimiz gelsin, eşlerimiz bizi rahatsız ediyor. İyi de dedim eşlerinizi çağırdığımda, danışmanlık da konuşuyoruz. Eşleriniz biz mutluyuz diyorlar. Biz rahatız, biz mutluyuz. Yemeğimiz yapılıyor, temizliğimiz yapılıyor. Kim mutsuz ben, kadın…

O zaman sen geleceksin. Eğitime kim mutsuzsa, hissettiği şey olumsuzsa, o gelecek. Kendi hatasını görecek. Çünkü hislerde bakış açısı ile ilgili. Adamın biri yolda bir kadını dövüyor. Oradan geçiyoruz. Yedi kişi geçiyor. Yedisi de başka şey düşünür. Ve davranışını başkalaştırır. Biri der; ne yapıyorsun kardeşim sokak ortasında kadın mı dövülür. Onun düşüncesinde kadınlar sokak ortasında dövülmez. Hiç dövülmez, emanettir. Öbürü herhalde kocası, oda bir yanlış yapmıştır oh olsun dövüyor. İkisi de bakış açısı farklı olan kişiler. Onu söylemeye çalışıyorum. Bakış açımızı değiş-tirdiğimizde hayata, aileye, evliliğe, çocuğa, inançlarımıza bakış açımız değiştiğinde ve olumlulaştığında bizim doğrularımız olgunlaşacak.

Davranışlarımız otomatik olarak doğru olacak. Ve bu aileden artık huzur bekleyeceğiz. Yani bütün işimiz gücümüz huzuru sağlamak. Belki kıyısından köşesinden, ucundan tutuyoruz o aileyi. O bile şart diyorum. Ve sivil toplum kuruluşlarına sesleniyorum, her sivil toplum kuruluşunun aileye yönelik çalışması olmalı; aile eğitimi, aile huzuruna yönelik çalışmaları olmalı, özellikle gençlere yönelik çalışmaları olmalı. Bu gençler bizim geleceğimiz diye görüyorum. Bir şeyler yapmak zorundayız. Ve sorumluluğundayız.

  Feyz: Teşekkür ederiz…

Dr. Semin Güler: Ben de teşekkür ederim…