Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin küçük yaşta hastalanırlar. Hz. Ali ile Hz. Fatıma çocuklar iyi olunca, ikisi birden adak niyetiyle oruç tutarlar. Birinci gün, iftar için hazırladıkları yemeği, o esnada kapılarına gelen yetimlere vererek o günü iftar etmeden geçirirler. ikinci günün orucuna başlarlar. O akşam için hazırladıkları iftarlığı da, yine o saatte kapıya gelip, (Allah için bir şey verin!) diyen fakir ve miskinlere verirler. Yine O geceyide, iftar edemeden geçirirler.
Üçüncü günün orucuna başlarlar. O akşam dahi, kapılarına gelen esirleri boş çevirmemek için iftarlıklarını onlara verirler...
Bunun üzerine Cenabı Hak Şu, Ayet-i Kerimeyi indirir.
Ayet-i Kerimenin Meal-i Alisi şöyledir:
"O kullar, adaklarını yerine getirirler. Uzun ve sürekli olan kıyamet gününden korktukları için, çok sevdikleri ve canlarının istediği yemekleri yoksula, yetime ve esirlere yedirirler. (Yedirdikleri kimselere şöyle derler:) Biz bunları, Allah-u Teala'nın rızası için yedirdik. Sizden karşılık olarak bir teşekkür, bir şey beklemiyoruz. Rableri onlara tertemiz bir içecek içirecektir."(İnsan, 7,8,9, 21)