Eski resimlerin hiçbiri tanıdık gelmiyor artık diyenlerdenseniz ve yıllar yılı baktığınız aynalara düşman olduysanız asırlarca yaşamış gibi kendinizi yorgun bitkin hissediyorsanız mutluluğu mu kaybettiniz acaba? Yaşama sevinciniz mi tükendi?
Elbette ömür gece gündüz akan bir su gibi, bir gün hasretini çektiği o koca ummana varacak ama o zamana kadar hep akacak, akacak, akacak. Hayat ne çabuk biter ne anlaşılır hep acı mıdır? Mutlu olmak hayal midir? Dün daha mı güzeldi? Yarın daha iyi olacak mı? Yoksa gelen gideni aratacak mı?
Peki ya bugün evet bugün işin sırrı bu günde galiba öyle ya dün geçmiş gitmiştir. Geride dönmeyecektir. Yarın ise belki hiç gelmeyecektir. O halde an bu andır: Her şey gibi mutluluk içinde bu günde yaşamak yeterlidir.
Bugün mutlu olacağım demeli insan, bugün mutlu edeceğim birilerini mesela; yıllardır görüşmediğim arkadaşımı arayacağım, güzel düşünüp güzel göreceğim.
Her gün kapımı çalan güneşe bakıp bugün de geldiği için teşekkür edeceğim.
Bir nefes sıhhat çekeceğim ciğerleri-me. Gözlerimi alabildiğine açacağım kâinata karın beyazlığı rüzgarın tenimi yakan soğuğuna şükür edeceğim... Parmaklarımın soğuktan kızarmasına, ayaklarımın çizmenin ağırlığından yorulmasına şükredeceğim, iyilik yapacağım inadına bugün ukalalık yapmayacak, kalp kırmayacağım...
Günaydın, nasılsınız? Elinize sağlık diyeceğim asık suratlı temizlikçilere...
Bugün çok şık olacağım. Bir mesaj atacağım eşime, akşama da en sevdiği yemeği yapacağım.
Çocuğuma iyi ki varsın diyeceğim, sen olmasaydın ne yapardım hayatımın tadı tuzu.
Köşedeki sarmaşıkla camdaki kuşla konuşacağım.
Bugün dudaklarımın kenarı hep yukarda olacak, yüz kaslarımı yormayacağım, tebessüm edeceğim.
Bugün hiç bir şeyden yakınmayacağım.
Mutluluğu da aramayacağım, sadece gözümü açacağım, gönlümü açacağım.
Sadece fark edeceğim, hissedeceğim, kulak kabartacağım ve dua edeceğim Allah Resulünün ettiği gibi ''Yarabbi bize yaşama sevinci ver.''