İslam ümmeti, Hz. Ali’ye (kerremallahu vechehu) münhasır çok özel duygular hisseder... Her meşrepte bu böyledir... Hz. Ali Efendimiz’in insanlardaki örneklik boyutu nasıldır? Bu konuda düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Türklerin Hz. Ali’ye özel bir muhabbeti vardır. Şiileri istisna tutarsak hiçbir millet Türkler kadar Hz. Ali’yi benimseyip kendinden görmemiştir. Bizde biri evlendiğinde damada Hz. Ali, geline Hz. Fatıma örnek olarak gösterilir. Çocukluğumuzdan beri Hz. Ali hikâyeleri ile büyürüz. Bakmayın son yıllarda unutulduğuna; bu topraklarda asırlardan beri Hz. Ali’nin cenkleri anlatılır çocuklara, gençlere, büyüklere. Merhum Sezai Karakoç üstadımızın “Çocukluğumuz” şiirinde geçen şu dizeleri hatırlamak kâfi.
…
Babamın uzun kış geceleri hazırladığı cenklerde
Binmiş gelirdi Ali bir kırata
Ali ve at, gelip kurtarırdı bizi darağacından
Asya’da, Afrika’da, geçmişte gelecekte
Biz o atın tozuna kapanır ağlardık
Güneş kaçardı, ay düşerdi, yıldızlar büyürdü
Çocuklarla oynarken paylaşamazdık Ali rolünü
Ali güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar kahraman
Ali olmaktan bir sedef her çocukta
…
Hz. Ali bizim güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar kahramanımızdır. Hz. Ali bizim için üç bakımdan örnektir.
- Çocuklar ve gençler için bir kahraman; yiğitlik ve cömertlik, korkusuzluk sembolü.
- İlim yolcusu için ilim şehrinin kapısı.
- Tasavvuf yolcusu için de büyük bir veli.
Hz. Ali anlatıları, daha çok hangi edebi türlerde görülmektedir? Nasıl ele alınmaktadır? Ona olan muhabbeti anlatan çarpıcı örnekler vermek mümkün müdür?
Hz. Ali’nin cenk hikâyeleri meşhur. Cenknâme türünün en güzelleri Hz. Ali’nin kahramanlığının anlatıldığı hikâyelerdir. Haverzemin Cengi, Hayber Kalesi Cengi, Kan Kalesi Cengi, Berber Kalesi Cengi, Muhammed Hanife Beni Gatafan Cengi, Mağrip Ejderhası Cengi, Muhammed Hanife, İmam Hasan ve İmam Hüseyin’in Cenkleri. En yaygın olan tür hikâyedir.
Hikâyelerden sonra en çok Bektaşi nefeslerinde ve Alevi semahlarında geçer. Orada bir kutsiyet kazanır ve başka bir hürmetle yâd edilir. Hz. Ali’ye bağlılık ve muhabbet öne çıkarılır.
Bunların dışında meşrebine göre şairler de Hz. Ali’yi öven şiirler yazarlar. Divanlarda şart olmamakla birlikte dört halife için de naat yazılır. Kazım Paşa gibi neredeyse tüm divanı Hz. Ali ve Ehl-i Beyt sevgisiyle dolu şiirlerden oluşan divanlar yazanlar da vardır. Hz. Ali, Türk şiiri için çok önemli bir unsurdur. Hz. Ali’nin divanının tercümesi ve kimi sözlerinin de şiir diliyle söylendiğini de ilave edeyim.
İnsanın inşasında Ehl-i Beyt’in rolünü nasıl değerlendirmeliyiz?
Hz. Ali erkeklerin, Hz. Fatıma da kadınların rol modelidir. Hz. Hasan ve Hüseyin ise gençlerin… Onların modelliği dürüstlük, samimiyet, fedakârlık, saflık ve her türlü dünyevi hileli işlerden uzak durma noktasındadır. Bugün en çok ihtiyacımız olan şey de bunlar değil mi?
Ehl-i Beyt konusu, İslam ümmetinin ortak muhabbet unsurudur. Bu muhabbeti, günümüzde, kendi içimizde ve dışımızda nasıl izhar edebiliriz?
Bu soruya kâmilen cevap verecek ehliyette değilim. Önce onu ifade edeyim. Tam cevabı olmamakla birlikte bildiğim tarafıyla birkaç söz söyleyeyim. Muhabbetimiz var mı gerçekten? Bir düşünelim. Seven insan ne yapar? Biz ne kadarını yapıyoruz? Kaçımız Hz. Ali hakkında bir kitap okuduk? Kaçımız Hz. Ali’nin kahramanı olduğu hikâyeleri Sezai Karakoç’ın babasının okuduğu gibi çocuklarımıza okuyoruz? Hiçbir şey yapmadan sevdiğimizi söylemekle olmuyor maalesef.
Hz. Ali’nin içimizde olması demek zayıfın yanında olmak demek; güçsüzü, fakiri himaye etmek demek. Bir haksızlık gördüğümüzde onun tarafı olmamak demek. Din uğruna, devlet uğruna ihtiyaç olduğunda gözünü kırpmadan ayağa kalkıp yürümek demek. İbadeti huşu içinde yapmak demek. Cömert ve yiğit olmak demek. İlim öğrenmek demek. Bunları gösterebilirsek biz de âlî oluruz, Ali oluruz.
Ehl-i Sünnet’in mezhep imamlarının Ehl-i Beyt sevgisine dair neler söylemek istersiniz?
Ben ilahiyatçı değilim. Tam olarak ne düşündüklerini bilmiyorum. Bildiğim şey İmam Azam’ın Ehl-i Beyt’e karşı hürmeti ve muhabbeti olduğudur. Hz. Ali ve evlâdını sevmese Emevîler’in Ehl-i Beyt’e karşı takındığı sert tutumu eleştirir miydi? İmam Şâfiî’nin de kimi şiirlerinde Hz. Ali’yi ve Ehl-i Beyt’i övdüğünü biliyorum. Ahmed b. Hanbel’in evi, Hz. Ali taraftarından birini sakladığı zannıyla arandığına göre onun da Hz. Ali’ye karşı bir muhabbetinin olduğu anlaşılıyor.