Her Geceyi Kadir Bilmek

Kadir Gecesi; hem taşıdığı önem hem de faydaları itibariyle insanlık tarihinin en önemli hadiselerinden birini teşkil etmektedir. Hayatımıza nizam veren rehber kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'in dünya semasına inmeye başlaması bu gecede olmuştur. Yüce Allah (Celle Celalühü) hakkında bir sure göndererek gecenin en istisnâ zaman dilimlerinden olduğunu bizlere bildirmektedir.

Kullarına lütfettiği en feyizli ve bereketli bir zaman olmasının yanı sıra Kur'an-ı Kerim ayetlerinin Hz. Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in kalbine ilham edilmesi de yine Kadir Gecesinde gerçekleşmiştir.

Tan yeri ağarıncaya kadar ilahi tecelli ile ziyafetlerin insanlara sunulduğu "leyle-i kadirde" melekler yer yüzüne yağmur gibi inerek her tarafı doldurmaktadır...

Kadir Gecesinde yapılan ibadetlerle elde edilecek sevap, içinde Kadir Gecesi bulunmayan bin ayda elde edilebilecek sevaptan daha çok ve daha hayırlıdır. Yani bu gece, bir ömre bedeldir denilebilir. Bin ay yaklaşık seksen üç yıl ettiğine göre; dolu dolu yaşanmış bir insan ömrü demektir. Kilitlenmiş kalpleri hidayete açan insanlığın şifa kaynağı, ilim ve sırlar hazinesi Kur'an-ı Mübin'in Kadir Gecesinde inmiş olması gecenin şereflenme sebebidir. İhya edildiği takdirde bütün cürüm ve isyanların affedileceği müjdelenen bu kutlu zaman dilimi, hepimiz için ele geçmeyecek fırsatlardandır. Öyle ise bizlerde kadir gecesinin hakkını verecek şekilde ihya etmeliyiz… Nitekim bu hususta Ebû Hüreyre (ra), Resûlullâh'ın (Sallallahü Aleyhi ve Sellem): "Her kim, imânından dolayı ve mükafatını yalnız Allâh'tan umarak Kadir Gecesi'ni ihya ederse, geçmiş günahları affedilir." (1) buyurduğunu bizlere nakletmiştir.

Efendimize (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kendisinden önceki ümmetlerin ömür süreleri bildirilince, kendi ümmetinin ömrü ile kıyaslamış ve Ümmeti Muhammedin ömrünü kısa bularak üzülmüştür. Uzun ömürlü olan diğerlerinin işledikleri salih amelleri işleyemeyeceğimizi düşündüğünde ise Yüce Allah Habibinin bu üzüntüsüne karşılık Kadir Gecesini vererek bin aydan daha hayırlı kılmış ve böylelikle hadise, Kadir Gecesinin gönderilme sebebi olmuştur.

Kadir Gecesine bu kadar önem verilmiş olması Allah'ın (Celle Celalühü) biz kullarına merhametinin açık bir göstergesidir. Yüce Allah (Celle Celalühü) kullarına çok acıdığı için, ibâdet, duâ ve tövbe etmelerinin bir fırsatı olarak bu geceleri sebep kılmıştır. Kainatta kendi kendine hiçbir durum gerçekleşmediğine göre, bizlerde bağışlanmamıza vesile olacak "Leyle-i Kadiri" ruhuna uygun olarak değerlendirmeliyiz ki, kandilden beklenen menfaat gerçekleşmiş olsun. Çünkü ömür sermayemiz içinde bir daha ki Kadir Gecesine ulaşıp ulaşama-yacağımızın garantisi yoktur…

Kadir Gecesinin ne zaman olduğunu Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kesin bir şekilde belirtmemiştir. Ancak; "Siz Kadir Gecesini Ramazan'ın son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız." (2) Yine; "Bana Kadir Gecesi tek gecede gösterildi..." (3) buyurmuştur. Ümmetin âlimlerinin büyük bir çoğunluğu da Kadir Gecesinin Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi olduğu şeklinde görüş beyan etmişlerdir. İbnü Hacer Heytemî (ra); "Kadir Gecesini görene, saklaması sünnettir. Gecenin kemâliyle faziletine ancak Allah Teâlânın bildirdiği kimseler nail olur. O gece hava berrak ve güzel olur. O gece her şey Allah'a secde eder. Denizlerin suyu bir an tatlılaşır. O gece ne soğuk, ne sıcak olur, fırtına olmaz. Sabah güneş doğunca, sisli olmaz, tatlı ve hoş bir hava olur." demiştir.

Allah'ın (Celle Celalühü) Kadir Gecesini ramazan ayı içerisinde gizlemesinin sebebi bir takım hikmetlere dayanmaktadır. Bundan maksat müminlerin uyanık, dikkatli ve devamlı Allah'a ibadet ve itaat içerisinde olmalarını sağlamak içindir. Çünkü gizlenmemiş olup belli bir günde olduğu bildirilmiş olsaydı, bizler diğer günlerde gayret etmez, atalet içerisinde ve gafletle zaman geçirir, sadece kandile rastlayan o gün veya gecede ibadet etmek isterdik. Halbuki Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem); "İbadetlerin en hayırlısı azda olsa devamlı olanıdır." (4) buyurmuşlardır. Nitekim Hazret-i Ömer (ra): "Allah (Celle Celalühü) altı şeyi altı şeyde gizledi. Rızasını taatte, gazabını günahlarda, İsm-i A'zamı Kur'an-ı Kerim'de, Evliyayı insanlar arasında, ölümü ömür içinde, Kadir Gecesini Ramazan-ı Şerif içinde gizledi ve orta namazı beş vakit içinde gizledi" buyurmak suretiyle konuyla ilgili bizlerin dikkatini çekmektedir. Mübarek gece Allah'ın (Celle Celalühü) bir takdiri olarak, her yıl tekrar etmekte olup, bereketiyle tüm dünyayı ve içindekileri kuşatmaktadır.

Geceye "Kadir" isminin verilmesi şeref ve kıymetinden dolayıdır. Bu şerefi, hem Kur'an-ı Kerim'in inmeye başladığı gece olmasından hem de bizzat Allah (Celle Celalühü) tarafından "Kadir Gecesi" isminin Kur'an-ı Kerim'de tasdik edilmesinden dolayı almaktadır. Duhan Suresinde, İlâhi takdirce belirtilen hükümlerin Kadir Gecesinde belirlendiği açıklanmaktadır. (5) Gelecek bir seneye kadar cereyan edecek olan her türlü hadisenin görevli meleklere Allah tarafından bildirilmesi, yeryüzüne Cebrail başta olmak üzere çok sayıda meleğin inmesi, tanyerinin ağarmasına kadar gecenin yaratıl-mışlar alemi için bir esenlik olması ve her türlü kötülükten uzak kalabilme fırsatının da bizlere sunulması gecenin istisnalarındandır. Bu gece yeryüzüne inen melekler uğradıkları her mümine selam verirler. Bir Hadis-i Şerifte; "O gece yeryüzüne inen meleklerin sayısı çakıl taşlarının sayısından çok daha fazladır" (6) buyurarak bu duruma işaret edilmektedir.

Kadir gecesi önceki günün öğle namazı vaktinden, o gecenin fecrine kadar olan zamanı kapsamaktadır. Kur'an-ı Kerim'in 97. sûresi Kadr Suresidir. Yüce Allah (Celle Celalühü) bu surede; "1. Doğrusu, Biz, Kur'an'ı Kadir gecesinde indirdik. 2. Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin? 3. Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. 4. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. 5. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir." buyurmaktadır.

Kadir Gecesini ihya etmenin fert ve toplum hayatına da önemli katkıları bulunmaktadır. Bu geceyi ihya etmek, kişinin kendi iç muhasebesini yapmasının kapılarını aralar, kötülüklerle mücadele gücünü artırır, insanların dert ve sıkıntılarına ortak yapar. İnsanı Yüce Allah'ın bahşettiği güzel ahlaka götürür.Yaratılmışların en şereflisi olduğunun zevk ve mânâsını hissettirir. Kişinin kendi iç dünyasındaki manevi hastalıkları teşhise ve tedaviye yöneltir. Gecenin ihyası ile ruhumuzun açlığı giderilir. Bunalım ve sıkıntılardan uzaklaşarak manen rahat ve iç huzura kavuşmanın hazzı yaşanır. Gecenin gönüllere akıttığı sevgi, merhamet ve şefkat gibi duygularla toplumda birlik ve beraberlik ruhu gelişerek dayanışma artar. Ruhen zengin, güzel ahlaklı ve kendi ile barışık nesiller yetişir. Adalet ve hak ölçülerinde toplumsal bir yapı oluşur. Kadir Gecesinin bereketi ile kardeşlik, sevgi ve saygı bağları kuvvetlenerek İslâm âleminin tek yürek olması da sağlanmış olur.

Şayet Kadir Gecesini ihya etmezsek; bize ikram edilen manevi fırsatları da değerlendirmemiş oluruz. Gecenin ihmal ve terki sonucunda da kandilden beklenen menfaat elde edilemez. Kötü ahlaklarımız düzelmez, arsızlık, ahlaksızlık, haksızlık, hırsızlık ve yolsuzluk toplum genelinde yaygınlaşarak artar ve önlenemez bir hal alır. Kin ve intikam duyguları ile merhametsizlik ve sevgisizlik artar. İnsanın varlığı değersizleşir. Bir ömre bedel sayılan manevi bir fırsat kaçmış, değerlendirilememiş ve zayi edilmiş olur.

Öyleyse Kadir Gecesinin bize sağlayacağı katkıların farkında olarak gecemizi ihya edelim. Kandili oruç tutarak, zekât ve sadaka vererek, bol salavat ve zikirlerle, günahlara yapılan pişmanlık tövbeleri ile ve Kur'an okuyarak karşılamak çok menfaatlidir. Gecesini de; nafile namaz kılmak, akraba ziyareti yapmak, tövbe ve dua etmek suretiyle değerlendiririz. Bu geceye mahsus olarak Peygamber Efendimizin bizlere; "Allahümme inneke afüvvün tuhibbü'l-afve fa'fu annî (Allah'ım, Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle) duasını okuyun" (7) diye buyurduğu tavsiyelerini yerine getiririz…

Yine, yatsı namazında cemaatte hazır bulunmak, günah işlemekten sakınmak, gücümüzün yettiği her ne şekilde olursa olsun ibâdet etmek tavsiye edilmiştir. Namaz borcumuz var ise, kaza namazlarımızı kılmak, Peygamber Efendimize (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) salat-ü selam getirmek, nefis muhasebesi yapmak, bir daha günah işlememek azminde olarak bağışlanma dilemek bu gecede yapmamız gereken vecibelerdendir. Ayrıca, ana, baba ve yakınlarımızın kandillerini tebrik etmek, hasta, yaşlı ve bakıma muhtaçları ziyaret ederek gönüllerini almak, ahirete yolcu ettiğimiz geçmişlerimizin ruhlarına Fatiha ve Kur'an'lar okuyarak sevaplarını bağışlamak gerekir. Aile fertlerimize bu gecenin önemini anlatarak örnek davranışlar sergilemek, müslüman kardeşlerimizle tebrik-leşmek, kırgınlık ve dargınlıkları gidermek için çaba sarfetmek suretiyle gecenin feyz ve bereketine sığınabiliriz. Rabbimiz'den bütün İslam alemi için bağışlanma ve iyilikler dileyip, yukarıda anlatmaya çalıştığımız haseneleri de yapmaya çalışarak vaktin bereketinden istifade edebiliriz.

Yüce Mevla'mız (Celle Celalühü) Kadir gecesinin hürmet ve şerefini baştacı edenler arasında olmak yolunda vazifesini yerine getirmeye çalışanlar kervanına bizleri de dahil etsin…

Kadir gecesi dünyanın pek çok yerinde haksızlığa ve saldırıya uğrayan müslüman kardeşlerimizin de kurtuluşlarına vesile olsun.

Gecenin, bütün İslam ve insanlık alemine hayırlar getirmesi ve amellerimizin kabul olması dileklerimle...

İsa DİKMENLİ / e-mail: isadikmenli@hotmail.com

 Kaynaklar :
1- Sahih-i Buhârî Kitabul İman B.25, Hds.28
2- Buhârî, Leyletü'l-Kadir, 3; Müslim, Sıyam, 216
3- Müslim, Siyam, 215
4- Ebu Davud; 1368, Müslüm; 783, İbn Mace; 4240,
5- Duhan Suresi, 3.
6- Hak Dîni Kur'ân Dili, 9:5970
7- Riyazü's-Salihin, H. No: 1194