Günümüzde ebeveynler olarak "Nasıl bir çocuk yetiştirme idealindeyiz?" Klasik cevaplar genelde: Başarılı, ne istediğini bilen, özgüven sahibi, iyi bir makam ve mevkiye sahip, gelir düzeyi yüksek, kariyer beklentisi yüksektir.
Geleceğimiz olarak gördüğümüz çocuklarımızın önüne her türlü imkanı ve fırsatı sermekten kaçınmamalıyız. Bütün düşüncemiz, çocuklarımızın iyi bir eğitim alarak iyi bir gelecek elde etmesidir.
Bunun için neler yaparız?
Çocuklarımızı sanal bir sosyal ortama yerleştiririz.
Hayatı sanal ortamdan ve cam dışından gösteririz.
Ayrıca bir cam fanus hazırlarız onlar için.
Sonra bir yarış içerisine sokarız. O yarıştan çok şey beklerken kaygı duymamasını, stres yaşamamasını isteriz. Çocuklarımızdan iyi bir eğitim için sadece ders çalışmasını, kurs görmesini, test çözmesini bekleriz. Bunun için gerekli olan her türlü ortamı da oluştururuz.
Evde, yaşadığı ve yattığı odada herhangi bir işle dahi meşgul olmasını istemeyiz.
Hayatı varsa yoksa ders ve test. Dört seçenekli ya da beş seçenekli bir seçim hakkı. Seçenekler bile başkaları tarafından düşünülmüş. Ben başka bir yol arasam, yeni bir çıkış yolu bulmak istesem bunu yapmam mümkün değil. Çünkü almam gereken bilgi, sahip olmam gereken bakış açısı ve seçmem gereken tercihlerim bana ait değil.
Ben sadece bir figüranım.
Dört ya da beş seçenekli olarak önüme sunulan tercihler aynı zamanda birkaç saatlik bir zaman dilimiyle sınırlı. Ben seçeneği de zamanı da sınırlı olan bu çalışma ile hayatımın yönünü belirleyeceğim.
Gerçekten hayat benim mi?
Geleceğim bu birkaç saate bağlı öyle mi?
Peki sizler annem, babam, akrabalarım, öğretmenlerim bana hayata dair ne verdiniz?
Tefekkür ederek bir mefkure sahibi olmayı mı, yaşadığım evde bir işin ucundan tutarak gerçekte karşılaşacağım ev hayatını mı, hep birilerinin isteklerine, beklentilerine göre yaşamayı ve boyun eğmeyi mi, toplum içerisinde olan ölüm, doğum, düğün, nişan, başarı-başarısızlık, sıkıntı-huzur, acı- neşe ve mutluluk durumlarıyla karşılaşıp nasıl hareket edeceğimi mi, ekrandan hayatı öğrenerek yine hayata ekranmış gibi bakmayı mı, neyi öğrettiniz ve ben neyi öğrendim biliyor musunuz?
Hep Allah'dan söz ettiniz de beni hiç Allah ile tanıştırdınız mı?
Sınav korkusu ve kaygısı yaşarken, SBS ve ÖSS ile gelecek planlaması yaparken hangi geleceği düşündük?
Hep "başarırsın" dediniz, başarısızlığın olabileceğini göstermediniz. Şimdi ben başarısızlık endişesi yaşamıyorum. Çünkü başarısızlık ölüm demek, ben var olma-yok olma yani ölüm korkusu yaşıyorum.
Öldükten sonraki bir yaşam varmış dediniz. Ona nasıl hazırlanacağımı hiç söylemediniz. Şimdiki SBS ve ÖSS ile herhalde öldükten sonraki yaşamı da kazanırım.
Hayat yalnız bir eğlence ve oyun, tıpkı internetteki oyunlar gibi. O zaman ben neden korku yaşıyorum?
Bana hep her şeyi verdiniz. İstediğimi aldınız, alamadığınız olmadı. Olamazdı da zaten. Yıkardım dünyayı, karartırdım hayatınızı biliyorsunuz. Bir sınavdan kötü aldığım zaman hayalleriniz yıkılır. İsterseniz hadi almayın.
Cam fanustan çıkınca topluma karışınca ne yapacağımdan emin değilim. Hayat benim etrafımda dönmüyorsa yandım.
Bir de "kul olmak" diye bir şey duyuyorum. Ben kimseye kul köle olmam. Mafya olurum, çete olurum, ama kul olmam. Neden olayım ki?
İnanıyoruz işte, daha ne yapayım yani. Sanki sizin benden bir farkınız mı var, sevgili büyüklerim.
Oysa ilk önce yapılması gereken "kul olmak". Allah'a kul olmak.
Kul olunca her iş rayına oturur.
Kul olunca sıkıntılar da hastalıklar da belalar da bir çeşit nimet gibi görülür.
Dünyadaki hiçbir sınav benim yaşamıma yön veremez.
İşte kul olmak var ya, o benim bugünüme, yarınıma, öbür dünyama yön verir.
Sınavlar korku olmaktan çıkar. İyi bir eğitim alamamak korku olmaktan çıkar.
Hayata bakış açımız, niyetlerimiz yön verir. Niyet hayır ise akibet de hayır olur.
Neden iyi bir eğitim almalıyım? Allah için, onun kullarına yardım ederek Allah'ın rızasını, hoşnutluğunu kazanmak için.
Neden iyi bir meslek sahibi olmalıyım? Allah için, onun kullarına hizmet ederek Allah'ın rızasını, hoşnutluğunu kazanmak için.
Neden SBS ve ÖSS'yi kazanmalıyım? Allah için, birilerinin hayallerini gerçekleştirmek için değil, Allah (Celle Celalühü) yolunda hizmet edebilmek için.
Dünyadaki tüm olumsuzluklarla mücadele edebilmek için, insanlığa hayırlı hizmetler sunabilmek için, önce kul olmak, sonra kul olmak, daha sonra yine kul olarak hareket etmek gerekir. Böyle düşününce daha huzurlu ve mutluyum.