Terbiye sistemizmiz ülmezide nedens azar ve dayak üzerine kuruludur. Övgü ve teşvik gereken önemi vermeyiz.
Çocuğumuz güzel ve faydalı faaliyetle yaptığında onu övelim, teşvik edelim. Evladımızı kucaklayalım, öpelim. Birzim için değerli ve önemil olduklarını söyleyelim. Bunu onlara gösterelim.
Çocuğumuz sevildiğini, takdir edildiğini hissetsin. Yeterince övgü almayan çocukların kendilerine saygı duymayacaklarını ve kendilerini sevmeyeceklerini bilelim.
Övgüden yoksun çocuklar, duygusal açıdan zayıf ve akranlarının baskısı karşısında korunmasızdırlar. Yaşıtlarının gözüne girmek için onlara uyum gösterecek ve her türlü üzücü işi yapabilecektir.
Ayrıca ne kadar kötü davranışlarda bulunduklarını sık sık duyan çocuklar çok geçmeden öyle olduklarına inanmaya başlayacak ve kendileriden beklenen rolü beniseyeceklerdir.
Halbuki bol bol övgüde bulunmak, özsaygının yanı sıra aile içindeki olumlu duyguları da geliştirecektir.
Bu yüzden çocuklarımıza;
- Derin şefkat ve saygı gösterelim. “Seni seviyorum” ve “sen müthişsin” gibi sözleri sık sık tekrarlayalım.
- Sevgimizi kucaklamak ve öpmek gibi fiziksel şekilde ifade edelim.
- Övgüde karmaşık olmayan, sade bir ifade kullanalım. Övgüye, olumsuz unsurlar karıştırmayalım.
- Şartsız sevelim, “daima, ne olursa olsun seni seviyorum” mesajını verelim.
- Çocuğumuza inanalım ve bunu ona gösterelim.
- Hata yaptığında, bunu normal olduğunu ve bu durumun büyemesinin bir parçası olduğunu ve onu inandıralım. Aşırı eliştirici olmayalım. Bu, çocuğun kendine olan güvenini zedeler.
- Tabi övelim, ama övgüde aşırıya da gitmeyelim. Olumlu, yapıcı davranışlarını pekiştirmek için övgüyü kullanalım. Hak ettiği durumlarda fırsatı değerlendirelim ve övelim. Ancak içi boş, hak edilmemiş göklere çıkarmadan ise uzak duralım.