Ölüm İle Yüzyüze Yaşayan Bir Alman Müslüman Dr. Marcel Murat Rössel

 

Ali Kemal Pekkendir: Öncelikle ne zaman ve nasıl Müslüman olduğunuzu izah eder misiniz?

22 Yaşında İslamı Seçtim

Dr. Marcel Murat Rössel: 22 yaşında Müslüman oldum. O zaman sağlık memuru olarak staj yapıyordum. Bir taraftan Akademide Health Care (Sağlık Hizmetleri) konusunda iş İdaresi üzerine tahsilime devam ediyordum. 1998'de üniversite yıllarında, dini araştırmaya başladım. Önceden bir inancım yoktu yani ateisttim. Dini araştırmalara Hıristiyanlık ile başladım. 3 ay bu konuda okumalarım oldu. Zihnimdeki sorulara gerekli cevapları bulamadım. Arayışlarım devam etti. Sonra 3-4 ay Budizmi araştırdım. Çok realist-gerçekçi bir kişiliğim var ve okuduğumu anlayabilmem lazım. Din akla uygun,  mantıklı ve insan yapısına (fıtratına) ters olmamalı. Yani anlamlı bir mesaj vermesi gerek. Bu söylediklerimi incelediğim iki dinde de göremedim. Öncelikle bu dini anlatırlarken bazı olumlu tarafları var gibi hissettiriyorlar ama işin içine girince açık ve bariz şekilde hiç de söyledikleri gibi olmadığını hemencecik anlıyorsunuz… Daha sonra Hıristiyanlık ve Budizm'e olan ilgimi kaybettim.

Sağlık Hizmetleri Akademisinde eşimle tanıştım. Eşim Özlem Hanım o sırada öğrenciydi. Arayışlarım sürüyordu. Başka bir din mensubu birisi ile karşılaşmıştım.

Araştırdıkça gördük ki, hayatın anlamı İslam…

Özlem Rössel: Benim o zaman İslami bir yaşantım yoktu. Ama ben inançlı bir Müslüman'ım elhamdülillah. Marcel bana İslamiyet ile ilgili sorular sorup duruyordu. Ben de cevap vermeye gayret ediyordum. İslam'da kadınlara baskı var diyordu, sanki bana taş atıyormuş gibi geliyordu. Tabi bu durum beni fazlasıyla rahatsız etmeye başladı. Bu sefer ben de ona İslam'ı anlatabilmek için Kütüphaneye gitmeye başladım. Sorularına cevaplar buluyor, onunla sohbetler ediyorduk. O da bana yeni sorular sormak için kütüphaneye geliyordu. Ben Marcel'e Almanca Kur'an meali hediye ettim. Araştırdıkça gördük ki, hayatın anlamı İslam…

Almanlar için değişmek kolay değil

Dr. Marcel Murat Rössel: Almanca Kur'an tercümesinin başında Akide Temelleri vardı. Mantığım bana dedi ki, bu benim için doğru yol… Hayatımın yolu işte bu dedim. Almanlar için değişmek kolay değil. Benim için de kolay olmadı. Çok büyük ve eski bir geçmişe dayanan muhafazakâr bir milletiz. Ama İslam'ı önce aklım mantığım kabul etmişti bir kere. Artık benim için dönüşüm başladı. 1-2 yıl içinde bütün sorularımın cevabını bulmuş oldum. Bu süreç iman süreci değil, kabullenme süreciydi. Artık kalben de İslam'a sevgim artmıştı. 2000 senesinde Wiesbaden İTİB Diyanet Camii'ne gittim ve bir Hocanın önünde Şahadet kelimesini söyledim. Böylece Müslüman oluşumu alenileştirdim. Daha öğrenecek çok şeyimiz olduğu kesin ama kabullenmek ve başkalarının karşısında durabilecek bir psikolojideyim…

Bu çok önemli.

Ali Kemal Pekkendir: Peki etrafınız ve özellikle ailenizin sizin Müslüman olmanıza karşı tavrı nasıl oldu?

Büyük kardeşim ve teyzem benim İslam'ı seçmeme karşı koydular, kabullenemediler

Dr. Marcel Murat Rössel: Annem bana tolerans gösterdi. Beni anlamaya çalıştı. Zaten babam vefat etmişti. Fakat büyük kardeşim ve teyzem benim İslam'ı seçmeme karşı koydular, kabullenemediler. Tabi din kavramını bilmedikleri için İslam'ı bir kültür değişimi gibi zannediyorlar ve bizim kültürümüz zaten var, ne ihtiyacımız var gibi düşünüyorlar. Ben Alman kültürünü yaşayabilirim ama Müslüman bir kimlikte; tabi ki dinimizde buna mani bir durum yok… İslamı bir nevi Türkleşme veya Araplaşma gibi algılanması çok yanlış. İslam evrensel bir dindir ve çağlar üstü ve kültürler üstü bir dindir.

Ali Kemal Pekkendir:  İslamiyet'in sizin üzerinizde ne gibi tesirleri oldu?

Ramazan'da her gün dua etmeye başladım...

Dr. Marcel Murat Rössel: İki önemli olay anlatacağım. 15 sene boyunca sigara içmiştim. Günde 20 adet içiyordum. Fakat 2 sene önce Ramazan'da dua ettim bırakabilmek için… Daha önce 6 sene sigarayı bırakmak için mücadele etmiştim fakat başaramamıştım. Ramazan'da her gün dua etmeye başladım. 8 gün sonra sanki otomatik olarak kendim bıraktım. "Ben bırakmadım, Allah bıraktırdı" diyorum… 2 sene geçti hiç canım sigara istemedi. Bu bana Allah'ın bir lutfü oldu.

Ateistlerin ölümlerine şahit oldum. O anda  atmosfer hiç güzel değil.

İkinci olay ise: Çalıştığım hastanede Gastroenteroloji  Sevisinde - Mide Pankreas Barsak kanserlerinden dolayı her gün pek çok insan ölüyor. Bunların çoğu benim elimde vefat edip son nefeslerini veriyorlar. Ölenlerin bir kısmı inançsız, ateist... bir kısmı ise imanlı.

Ben ölüm anlarında ateistlerin yüzündeki acıyı görüyorum… Ağlamazken ağlama acısını görüyorum. Ateistlerin ölümleri anında atmosfer hiç güzel değil. Ruhlarını vermek, teslim etmek istemiyorlar. Bu manzarayı tarif etmek çok zor ama inanılmaz bir ibret tablosu diyebilirim.

Müslümanların ölümleri çok güzel

İnançsız ateislere göre tahrif olmuş bir din olan Hristiyanlar daha iyi. Ama imanlı Müslümanların ölümleri çok güzel, bu bir gerçeği ortaya koyuyor. Bu benim uzun zaman süren bir gözlemimdir. Müslümanlar ahirete inandıkları için daha rahat ölüyorlar… Hastanemize Kuveyt'ten pek çok kanser hastası geliyor tedavi olabilmek için. Gerek bu Müslüman Kuveytli hastalar gerek dindar Türk hastalar vefat etmek üzereyken, simalarında büyük bir huzur ve rahatlık görüyorum. Ölüm anlarında başlarında bulunuyorum, görüyorum ki kalb huzuru ile ruhlarını teslim ediyorlar, sanki buluşmaya gidiyor gibi rahatlar. Bu durumu Avrupa'da anlamak mümkün değil. Bu durumun başka bir açıklaması yok, sadece imanları sebebiyle olduğuna iyice kanaat getirdim.

Ali Kemal Pekkendir: İslamiyet Almanya'da nasıl gelişiyor?

Araştırmacı ruha sahip çok Alman var

Dr. Marcel Murat Rössel: Almanya'da Müslümanlar giderek çoğalıyor. Araştırmacı ruha sahip çok Alman var. Bir kısmı İslamiyeti, Kur'anı,  Faslı, Türk vs Müslümanlardan işitiyorlar.. Ama çoğunluk olarak önce kitaplardan araştırarak okuyarak öğreniyorlar. Tabi sonra Müslümanlarla karşılaşıp kaynaşıyorlar. Hatta öyle Alman Müslümanlar var ki hidayete ulaştıktan sonra Arabistan ve Mısır'a gidip 5 yıl kalıp Arapçayı öğrenenler var. Burada benim hanımın da bir Müslüman bir türk olduğu için bana bir çok açıdan yardımı olduğunu söyleyebilirim.

www.waytoallah.de websitesinde pek çok Alman Müslüman hakkında yazıları okumak ve onların İslam'ı tanımasının hikâyesini öğrenmek mümkün. Pierre Vogel (şimdi Ebu Hamza) gibi Müslüman alimler çıkıyor, Tebliğ ve İslam'ı yaymak için Almanya'ya geri dönüyorlar.. Ülkemizde her gün pek çok Alman ve hatta İtalyan Müslüman oluyor.

Almanların İslam'a geçişi 3 yoldan gerçekleşiyor:

1-İslami Kitapları, bunun içinde iman hakikatlerinin olduğu Risale-i Nur ve Kur'an Tercümelerini de okuyarak…

2-Müslüman Türk ve Arap arkadaşları sayesinde…

3-Daha önceden Müslüman olmuş Almanları dinleyerek…

Dört Alman Müslüman ortak olarak bu kreşi açtılar.

Bizim Wiesbaden'da bir tane İslami Kreş var çocuklarımız için. Dört Alman Müslüman ortak olarak bu kreşi açtılar. Çocuklarımızın eğitimi için önemli bir yer. Ayrıca Allah nasip etti, 2003'de Hacca gittik, ne muazzam bir görüntü. Her renk ve ırktan insanlar gelmişler ve Allah'a teslim olmuşlar. Hacc'da birçok müslümanla tanıştık. İslam dünyasından da pek çok Müslüman tebliğ ve İslami hizmetler için ülkemize geliyorlar. Allah onlardan razı olsun.  Buradan ilgililere www.islam.de sitesinde Almanyadaki İslami hizmetleri, soru ve cevapları ile okumaları mümkün.

Ali Kemal Pekkendir:  Bu güzel mülakatı hazırlayıp Feyz Dergimize ulaştırmayı nasib eden Cenab-ı Hakk'a sonsuz şükrederiz. “Haza min Fazlı Rabbi”. Biz Müslümanlar olarak İslam'ın doğru anlaşılması için çok gayret etmeliyiz ve bundan dolayı da tebliği elden hiç bırakmamalıyız. Bu bizim mesleğimiz olmalı.

Dr. Marcel Murat Rössel: Şüphesiz bu söylediklerinize katılmaktayım. Sizden birçok aydınlatıcı bilgiler edindim. Ben de buradan başta size ve Feyz Dergisi'ne teşekkür ederim. Okuyuculara faydalı olacağı umuduyla…Ne güzel sizin gibi  müslümanları tanımak...