Nerede Olursanız O Sizinledir

İcad (sade yokluktan var etmek)  yüce Allah’a ait olduğu gibi imdat (var etmekten sonra ard arda yardım göndermek) de yüce Allah’a aittir. Mesela bir şey kaldıracaksın, o şeyi kaldıran güç tükenir hemen ardından yüce Allah (c.c.) sana bir güç daha bağışlar; bir ses çıkaracaksın, sesin kesilirse yüce Allah (c.c.) hemen ardından bir ses daha yaratır. Bir şeyi dilersin, hemen o dilek tükenir yüce Allah (c.c.) hemen o dilekten sonra başka bir dilek bağışlar. Sadece insan için değil bütün varlıklar aynı minvaldedir.

Anlaşılıyor ki yüce Allah (c.c.) her an her şeyden haberdardır ve her an her şeye gerekeni bağışlar. Öyle ise yüce Allah (c.c.) bir saniye dahi yarattıklarından ayrılmaz. Yardımı ile rahmeti ile bereketiyle onlarla beraberdir. 

Hatta bir an bile (hâşâ) o zâtı pak âlemden gafil olursa bütün âlem, ulvîsi ile suflîsi ile altüst olur. Tıpkı arabayı süren kişi gibi. Sürücü kısa zaman elini direksiyondan çekse veyahut arabadan ve sürmesinden gafil olsa behemehal trafiğin büyük belasına uğrar. Ancak kâinat yok olsa bile yüce Allah’a hâşâ zeval olamaz. Zira hem ezelidir ve hem de ebedidir. 

Ey insan! Yüce Allah (c.c.) bir saniye dahi yardımını senden kesmez, bir saniye dahi senden gafil olmaz! Sen de daimi olarak ibadetiyle, şükrüyle, zikriyle uğraşıyor musun, kulluk hakkını yerine getiriyor musun, haram dikenliğinden sakınmak için dünyada yaşam sürdürüyor musun?

Bil ki gaflet, kalpte en büyük kirdir. Kirli ayna görüntü veremediği gibi kirli kalpte tecelli, nur olamaz ve tecelliden arınmış gönül sırları göremez, sırları görmeyen insan hakikatlere varamaz. Hakikatlere varamayan insan kulluk görevini de yerine getiremez. Kulluk görevini yerine getirmeyen kimse hayvan gibidir, belki daha aşağıdır.

Görmüyor musun, sahibi ineği dağa bırakır, akşam olunca inek sahibinin kapısına gider. Sahibi sağmaya giderse sakin durur, kolaylıkla sağılmasını sağlar. Ama bir yabancıya aynı muamelede bulunmaz. Bir inek, sahibini kapısını ve vazifesini bilir de sen tekrim sıfatına sahip olduğun halde Yaradanına karşı yaptığın görevi, emrine itaat etmeyi, yasak ettiği alanlardan uzaklaşmayı bilmezsen, tanımazsan, yapmazsan, derece itibariyle bir hayvandan daha düşük değil misin? 

Allah (c.c.) mealen buyurur: “Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah-akşam zikret ve gafillerden olma.” (A’râf, 7/205)  Gafil olup namazını kaçırma, gafil olup kalbini yüce Allah’ın zikrinden ayırma… 

Evet, Yüce Allah (c.c.) “...Nerede olursanız O sizinledir...” buyurmaktadır. Yüce   Allah ile beraber olmak ancak Allah’ın emrine uymakla ve yasaklarından sakınmakla olur. Ergenlik çağından bugüne kadar yüce Allah ile ne kadar berabersin?

Ey insan! Yüce Allah (c.c.) seni yokluğun karanlığından varlığın nuruna çıkardı, hiçbir şeye sahip olmadığın halde sana beden organlarını ve yeteneklerini verdi, hayatını sürdürebilmen için sana akıl, anlayış ihsan etti. Mülkü olan dünyada bir iş kaynağı, bir kazanç tahsis etti… Haktan reva mıdır emrine koşmayasın, yasak ettiği haram batağına giresin, sevmediğini sevesin, isteğine uygun olmayan davranışlarda bulunasın. Halin bu olunca dünyada veyahut ahirette veyahut da her ikisinde azaba, musibete, acı eleme uğrarsan suç kimindir, düşünmüyor musun?

Ey insan! “...Nerede olursanız O sizinledir...” veciz ve kutsal cümlesini kendine ayna et, her an o aynayı seyret, seninle beraber olan yüce Allah’ın kulluğunu düşün, bir de aciz naçiz olan varlığını göz önüne getir, ona göre davranışlarda bulun!

Bu aynaya bakmazsan, baktığın halde ibret almazsan, ibret aldığın halde ibrete göre davranmazsan, kaliten çok düşüktür hatta bastığın topraktan daha ziyade düşüktür. Çünkü toprak, vazifesi olan bitki ve bereketten hiç de ayrılmaz ama sen ilahi emirleri yerine getirmediğinden görevden çok uzaksın! Hayvanattan değilsin ki öldükten sonra toprağa yeksan olasın. Sen insansın, ölümden sonra hayatın yine devam eder. Çalış ki ruh kuşu beden kafesinden uçtuktan sonra gene makamına doğru uçabilsin. Alçalmaya yön alırsa esfel-i safilin’e gider. Dünyada boşu boşuna ömür geçirdiğinden dolayı üzüntü çektiğin gibi ahirette de azaba uğrayacağından dolayı derin üzüntülere ve pişmanlıklara düçar olursun!

Yüce Allah, akl-ı selim, rızasına uygun davranışı bize nasip eyleyip bedenimizi emirlerinde kullanmada yardımcımız olsun. Allah, kadir-i mutlak, her şeyden haberdardır.