Mutlu yaşama sanatı, gurur ile yüzsüzlük sınırları arasında kalan geniş alanı, akıl ve gönülle değerlendirmektir.
Dünya nimetlerine önem vermeyen felsefesi ile ünlü filozof “Diyojen”, bir gün çok dar bir sokakta, zenginliğinden başka hiçbir özelliği olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:
-Ben, bir serserinin önünden kenara çekilmem, der. Diyojen, kenara çekilerek şu karşılığı verir:
-Ben çekilirim.
İnsanın, gururu ve büyüklenmeyi bir kenara bırakarak, olduğu gibi görünmesi kadar güzel bir huy olamaz.
Ama her güzel şey gibi, güzel huylara ulaşmak da zor. Olay sadece olduğunuz gibi görünmekle, ya da göründüğünüz gibi olmakla bitmiyor. Bir de olmak istediğiniz gibi görünmek var ki, en zoru ve en tehlikelisi bu olsa gerek. Çünkü, istediğiniz gibi olamazsanız eğer, o görüntüye ulaşabilmek için, yanlış şeyler yapmak zorunda kalıyorsunuz demektir. Mecburen gurur denen kalkana sığınıyorsunuz. Oysa o kalkan, sadece bir yönünüzü gizleyebiliyor. Bir anlamda, kendinizi inandırıyor ama aldandığınızın farkına varamıyorsunuz. Önemli olan, kim olduğunuzun farkına vararak, olduğunuz gibi görünmenizdir.
Şems-i Tebrizi’ye göre, “Allah’a ulaşmak için insanın önünde dört engel vardır: Şehvet, çok yemek, mal ve mülk, gurur ve kibir.”
Gurur ve kibir, insanı dış etkilerden korurken, içine kapanık, tedirgin ve korkak yapar. Bunun sonucu, yalnızlık ve mutsuzluktur.
Gurur kalkanına sığınan insanın, mutlaka bir eksiği vardır.