Bu yazı “engin yürekli”lere adanmıştır
Aklınıza geldiğinde heyecanlandığınız
Görmediğinizde özlediğiniz
Hatırasıyla bile kederlerinizi unuttuğunuz
Kendisinden bahsederken yüzünüzü tebessümün çevrelediği
Ve de gönlünüzün huzurla dolduğu birileri var mı hayatınızda?
Yoksa
Kendinize bir bakın
Başkalarının hayatında ne kadar yer ettiğinizi
Sizi hatırlayanlarda ne denli bir duygu bıraktığınızı
Sevginin müspet veya menfi etkileşimini
Gönül kazanma becerinizi
“Kalp kırmayı Kâbe’yi yıkmakla” eş tutup tutmadığınızı
Yüreğinizde münkere dair bir şeylerin var olup olmadığını gözden geçirin
“Hayat her zaman insana gülmüyor”
Bazen kara bulutlar dolaşır üzerimizde
Umutların bittiğini zannettiğimiz anlar
Anlamsız bir kasvet kaplar yüreğinizi
Neden olduğunu bilemezsiniz
Ya da “nedeni” aşikardır
Belli yahut belirsiz bir sebebi vardır hüznünüzün
Ama etkisi aynıdır
Somurtmaya başlarsınız, hiçbir şey açmaz sizi
Çareler üretmeye koyulursunuz
“Sinemaya mı gitmeli, ya da sahilde mi dolaşmalı
Yok yok, akşama şöyle fasıllı bir yemek yemeliyim
Ama tek başıma da olmaz ki
Tiyatroya mı gitsem
Yok, olmuyor, yalnız çekilmiyor hiçbir şey
Ama canım kimseyle de konuşmak istemiyor” diye
Ve sonra yine kararsız tek başınıza kalırsınız.
Aniden
Sevinçle bezenmiş bir heyecan kaplar yüreğinizi
“O”nu hatırlamışsınızdır çünkü
“Onu arasam, ya çok iyi olur, muhakkak gelir” diyerek
Heyecanınızı mutluluk hareketleriyle dışarıya yansıtırsınız
O
Kederinizi dinleyen, hüznünüze ortak olan
Gülümsemesiyle sizi mes’ud eden
Sadece “var olduğu” için olsa bile
Yaradan’a şükürlerinizi ilettiğiniz
Gecenin sabaha yakın saatleri de olsa
Çekinmeden arayabildiğiniz nadidelerinizdendir zira
Çevrenizde böyleleri varsa
Kendinizi şanslı hissetmelisiniz ve ayrıcalıklı
Dostluklar, arkadaşlıklar ve bütün iyi ilişkiler önemlidir
Yabana atılmayacak kadar kıymetlidir
Hepsi ayrı birer “değerdir”
Kolay elde edilebilecek kazanımlar değildirler
İşte bunun için kıymetleri iyi bilinmeli
Ya da bu “değer”leri elde edebilmek için
Yoğun da olsa çaba sarfedilmeli
Bir büyük şöyle der
“Allah, kullarına bir nimet verdiğinde onu geri almaz
Zira bu onun şanına yaraşmaz
Ancak kul bu nimetin kıymetini bilmeyip atarsa camdan dışarı
Artık gitmiştir giden”
Büyüklerin sözü sözlerin büyüğüdür değil mi?
Boşa söylemezler “onlar”
“Ya hayrı konuşur ya da susarlar”
Güzelliğe dair her şeyin kıymeti bilinmeli
Sağlık, zaman, aile…
Ve dostlar önemsenmeli
Aksi takdirde alacaktır onu veren
Sonra sonu gelmeyen bir pişmanlık kaplayacaktır
“Keşke”lerle başlayan cümleler bitmeyecektir
Düşünsenize
İyilerin ve iyiliklerin bittiğine dair söylentilerin olduğu bir zamanda
Size yakın olan, yüreğinizin bir yanını verdiğiniz
İsmini zikrederken bile
Gülümsemenizi saklayamadığınız
Hatırladığınızda
Onunla birlikte geçirdiğiniz bütün anları hayal ettiğiniz
“Salih” ve “sadık” olduğu için
Hatırasıyla, “yaratılan tüm güzellikleri” düşündüğünüz
Yokluğunda, varlığınızı anlamsız saydığınız
“Yapma Allah aşkına, artık kimseye güvenilmez
‘Babana bile güvenmeyeceksin bu devirde’ diye boşa söylenmemiş
Hem bir elin parmakları kadar bile yoktur ‘vefakâr’ olanlar
Vefa artık sadece bir semt adı” dediklerinde
Göğsünüzü kabartarak atılsanız
Varlığından onur duyduğunuz
Bir “gönüldaşınız”ın bir dostunuzun olduğunu söyleseniz
Hatta sayesinde onun gibi “temiz yürekli” insanlarla tanıştığınızı
Ve “gönül insanlarının” hiç bitmeyeceğinden emin olduğunuzu
Bütün iştiyakınızla belirtseniz
Hoş olmaz mı sizce de
Hadi şimdi bir düşünün
Etrafınıza bakının
Sahi çevrenizde
Bir elin parmaklarını geçecek kadar
“Dost bildikleriniz” yok mu
Vardır
Artık size düşen kıymet bilmektir, değer vermektir
Onu veya onları kaybetmemek için elinizden geleni yapmaktır
Yoksa,
Tez zamanda edinin
Gülüşünüzü ve ağlayışınızı paylaştığınız biri olsun
Ya da birileri
Hayat “paylaşmak” ile güzeldir
Ve o muhteşem klişe
“Paylaşıldıkça artan tek şey sevgidir”
Ne dersiniz
Dostunuz ya da dostlarınız olsa
Sevseniz onları
Yalnız kalmasanız hiç
Sevginiz artsa hep
Sonra
Sevgi
Daha ne olsun
Paylaşmaya değmez mi
Ekmel Geçer