Feyz 240. Sayı Editörden

Her yıl, her daim, her dem tekrarlanır “üç aylar”ın oluk oluk feyzi; yeni inşirahlar, yeni irfanlar, yeni canlar için… Bekleyen gönüllerde bir müjdedir her an. Ufuktaki müjdenin erlerine ve onları taşıyan kalplere yeni oluşların kapılarını açar; rahmet için, tecelli için, aşk için, muhabbet için… Kabı genişleyenlere irfan okyanusundan sırlar sunar, susayan gönüllere ilaç olmak için.

Feyz’i Feyz yapan da üç ayların kadrini kıymetini bilmesidir. Kendimizle yüzleşmek için tam bir fırsat olan üç ayları en güzel şekilde değerlendirmenizi diliyor, hepimize çok faydalı olması dileğiyle dua ediyoruz.

Bu sayımız, tüm bu güzelliklerin itina ile işlendiği manevi bir sergi gibi. Hasan Tahsin Feyizli, kendisiyle yapılan ‘kulluk şuuru ve şükür’ konulu röportajda, günümüzü kasıp kavuran “manevi körlük”, gaflet, şuursuzluk ve nimetlerin şükrünü eda edememenin sebepleri üzerinde duruyor. 

İlim ve irfan ehli Seyyid Vasıf Geylani Efendi, kâinatın O’nun hürmetine yaratıldığı ve Allah’ın (cc) “habibim” dediği sevgili Peygamberimiz’in çocukluğunu ve gençliğini etkileyici bir üslupla anlatıyor. Bütün zamanlar O’nu (sav) en güzel şekilde anlamak için seçilmiş müstesna zamanlardır bize göre. Dikkatle, ibretle, hikmet gözüyle okunması gereken satırlar bunlar.   

Enver Geylani Efendi, Hz. Peygamber’in öz amcasının oğlu Abdullah b. Abbas’ın (ra) hayatını anlatıyor. “Abdullah’ı bu dinde fakih kıl ve tevil ilmini de O’na öğret.” duasının tecellileriyle bu ümmete her zaman çok ama çok faydalı olmuş ve ilim ehlinin önünü açan, güçlü bir damar olan bu büyük sahabenin örnek alınacak hayatını, bir ilim ehlinin kaleminden okuma ayrıcalığını kaçırmayacağınızı düşünüyoruz.  

Yine bu sayımızda Üstad Necip Fazıl’la geçen güzel zamanlarını, beraberliğini ve hatıralarını İsmail Karakaya, sizler için anlattı. Gerçekten de tam bir dava ve aksiyon adamı olan Necip Fazıl’ı anlamakta bizler için kilometre taşlarından biri olabilecek bu mülakatı siz değerli okurlarımız için derledik. Üstad hakkında hiç şüphesiz daha söylenecek çok söz var. Tadımlık da olsa doyurucu olduğunu düşünüyoruz. 

Dergimiz yazarlarından Dr. Mehmet Öztürk ise “Allah’ın boyasıyla boyanmak” başlıklı makalesinde; “Sentetik ve sun’i renk ve boyalardan arınıp ‘Allah’ın boyası ile boyanmak en büyük dua ve temennimizdir.” diyor. İnsanın manevi değişiminin dinamiklerini bu makalede büyük bir zevkle okuyabilirsiniz. 

 

Üç ayların kutlu ikliminde, güzellikleri birlikte paylaşmak ümidiyle…