Faik Amca

FAİK AMCA

73  yaşında ,uzunca boylu,ak saçlı ak sakallı,nurani bir çehreye sahip olan Faik amcayı geçen sene ki yaz tatilinde tanımıştık. Onu bize Nazan Teyzem getirmişti.Bizde kaldığı süre içinde evimiz misafirle dolup taştı.Onu dinleyenler,bizi ihya ettiniz çok istifade ettik diyerek elini öpüp huzurundan ayrılıyorlardı.Zaten Ankarada da hep  aydın kesime sohbet ediyormuş. Dış görünüşünde ki heybetine rağmen ,konuşmasıyla da gönüllere huzur ve güven dağıtıyordu,herkese sevgiyle yaklaşıyordu.Bizleride hiç yanından ayırmıyordu.Sakalıyla oynamamızdan büyük haz duyuyordu.Bizde kendisini çok sevmiştik. Hatta kardeşim Beyza ile birlikte yazdığımız şiir karşısında duygulanıp ağlamıştı.İç dünyası böyle engin bir sevgi ile dolu olan bu güzel insanın meğer hiç çocuğu yokmuş(Faik Efendinin 1963 yılında 18 yaşında iken vefat eden fahrisinden başka çocuğu yoktu). Hiç kimseyi kırmayan ve hiç kimseden de incinip kırılmayan Faik Amcayı asla unutmuyoruz.....

Faik Amcacığım

Bembeyaz sakalın

Pespembe dudakların

O güzel yüzünle

Işık saçıyorsun bize

Seni çok ama çok seviyoruz

Sevgili Faik Amcacığımız

Sen bir güneşsin

Yolumuzu aydınlatan

Hep senin yolunu izleyeceğiz

Ve seni daima seveceğiz

Seni çok ama çok seviyoruz

Sevgili Faik Amcacığımız

            02/10/1994

                                            İSLAMIN NURU

 

Bütün alemleri ,en güzel bir surette ve emsalsiz yaratan ,nezdi Barisinde , din olarak İslam dinini tasvib eden ,bütün insanlara ve bilhassa müslümanlara kardeşce birleşip kaynaşmayı , maddeten ve manen yardımlaşmayı emreden Cenab-ı Rabbül Alemin'e şükran borcumuz sonsuzdur.      Kullarına , kendilerinden daha şefkatli olan büyük Mevla , bu yardımlaşmanın mahiyyet ve hakikatini , usul ve keyfiyetini şöyle beyan buyurur: "iyilik etmek fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın; günah işlemek, haddi aşmak hususunda yardımlaşmayın."Maide .3      Bütün ka,nat Zatı Ahmedisi ve nur-u Muhammedisi şerefine yaratılan; kudsi emirlerini tutmak her müslümana vacib olan,ve din i mübin i İslamı muhafaza hususunda ümmetine,yek diğerinin yardımcısı olmalarını emir ve 

tavsiye buyuran Fahri Kainat Efendimize ,binlerle salat ve selam olsun.     "Birbirinize haset etmeyin , yek diğerinize arka çevirmeyin, kin ve nefret beslemeyin;bilakis hep birlikte Allahın kardeş kullarından olunuz" diyen O Zat-ı Akdesin ; kafirlere karşı gayet çetin ve metin, fakat kendi aralarında son derece merhametli olan muhterem ve mükerrem akrabasından ,muazzez ve mübeccel dostlarından , ve onların yolunda giden bahtiyarlardan Allah razı olsun. Cenab-ı Hak;bütün insanları ,Zat-ı Barisini güzel ve mukaddes isimleriyle, cemal, kemal ve celal sıfatlarıyla tanıyıp bilmeleri ve bu şuurlu bilgiden doğan kulluk vazifesini ilahi bir vecd ve neşe içinde eda etmeleri için yaratmıştır. Bu kudsi zaferede ancak İslamın  usul ve adabına riayet etmekle ve onun emir ve hükümlerini , hayatın her safhasında ameli bir şekilde tatbik eylemekle erişilir.

Allahu Tealanın (CC) en esaslı emirlerinden birisi de; her ferdin , gücünün yettiği nisbette insanlara  nasihat etmek vazifesiyle mükellef bulunmasıdır ki, Kur an da buna Emri bil maruf, nehyi anil münker ani iyilikle emretmek ve kötülükten sakındırmak  namı verilir. Artık böyle mühim bir vazife ile mükellef olan asil fertler ve bu fertlerden teşekkül eden mesud cemiyet , din kardeşliğinin kudsi haklarına riayet etmiş olurlar ki; onların sözleri ile özleri, ilahi bir ahenk içerisinde birbirine bağlanmak bahtiyarlığına ermiş sayılır.Maddi ölçülere sığmayan bu ulvi gayelerin tahakkuku uğrunda yaşayan mücahidlerin cihan kıymet mesaileri ile , din i mübinin şeref ve ismeti , hürmet ve kudsiyeti mahfuz ve masum kaldığı gibi , ümmeti islamiyyenin , ferdi içtimai bütün hakları da emniyet altına alınmış olur.

Bu mühim vazifenin kıymet ve ehemmiyeti , birçok ayeti kerime ve pek çok hadisi şeriflerde beyan buyrulmuştur. İki cihan saadeti; manevi kardeşlikten doğan ihlasla dolu yardımlaşmaya , Allah için birleşip kaynaşmaya bağlıdır...

İmam ı Buhari , umumi nasihatin lüzum ve zaruretini beyan babında mealen şu hadisi şerifi rivayet eder: "Dinin kemali, Allah ve Rasulü için, müslüman hükümdarlara ve umum müslümanlara nasihatten ibarettir" Allah için nasihat; Allaha iman etmek, emirlerini tutup nehyettiği şeylerden kaçınmak, her şeyde O'na dayanmak, yapılan her işte  O'nun rızasını kastetmek, Allahın sevdiklerini sevmek, yerdiklerini yermek; müminleri dost, münkirleri düşman bilmek, hülasa: O'nun rızasında fani olmak,  muhabbet ve marifetiyle baki kalmaktır. Allah’ın Resulü için nasihat; O'nun hak peygamber olduğunu tasdik etmek, sünnetini ihya edip ve ümmetinin hukukuna riayet eylemekten ibarettir.

Müslüman hükümdarlara nasihat; Onlara itaat, hak ve hakikatin müdafaası, emniyet ve asayişin temini, ümmeti İslamiyyenin menfaati uğrunda kendilerine her vasıta ile yardım etmek, onlara karşı kötü niyet besleyenleri ,  mantıki delillerle ikna ederek gönüllerinden kin ve nefret,  haset ve intikam hislerini gidermek ve kendilerine hüsnü zanla gece gündüz dua etmektir. Umum müslümanlara nasihat; ehl-i imana karşı son derece şefkatli ve merhametli olmak, hiç bir ferdi cezalandırmamak, din kardeşliğinin mukaddes hukukuna en titiz  ve en temiz bir hassasiyetle riayet etmek ; faydalı bilgileri bilmeyenlere seve seve öğretmeyi en şerefli bir vazife olarak kabul etmek; müminlerin mallarını ,canlarını ve namuslarını tam bir ihlas ve samimiyetle müdafaa etmektir.