Ülkemizde son yüz yıl içinde yaşanan sayısız darbeler ve darbe teşebbüslerinin acı sonuçları hafızalarımızda tazeliğini korurken, 15 Temmuz 2016 gecesi, ilkel toplumlarda görülen ve gerçekten de ilkel zihniyetlerin ürünü olan yeni bir darbe girişimi ile milletçe büyük bir şok yaşadık. Rabbimiz’e şükür ki çok büyük bir darbe kalkışması olmakla beraber amacına ulaşamadı. Bu menfur darbe karşısında canı pahasına kutlu bir direniş sergileyen halkımıza, yine onurlu bir mücadele veren kahraman vatansever polisimize, bu darbeyi kabul etmeyerek gerektiğinde canı pahasına komutanlarına karşı çıkan silahlı kuvvetlerimizin vatansever subay ve erlerine, gerek dergimizin sahibi Şenel İlhan ve gerekse tüm Feyz ve Gönül Dergisi camiası ve çalışanları adına en derin şükran ve minnet duygularımızı ifade etmek isterim.
Halkın oyları ve iradesiyle iktidara gelmiş meşru bir hükümete ve yine halkın iradesiyle seçilmiş meşru bir cumhurbaşkanına karşı yapılmış bu menfur darbe girişimi, en hafif tabirle, halkın iradesine karşı en çirkin bir saldırı ve küstahça yapılmış en ağır bir hakarettir. Böyle bir aşağılamayı ve zilleti kabul etmek veya sineye çekmek, onur ve izzetini önemseyen hiçbir insana da millete de elbette yakışmaz. Nitekim milletimiz şanlı bir direnişle ecdadına yakışır bir kahramanlık örneği sergileyerek hem ecdadının ruhlarını mesrur ve memnun etmiş hem de tüm dünyanın hayret ve hayranlığı içinde tarihin sayfalarına yeni bir ibret levhası hediye etmiştir.
Evet, bu menfur darbeye karşı halkımızın neredeyse tamamının destansı ayaklanışı gösterdi ki kendi inancını veya ideolojisini halka deli gömleği gibi giydirmek isteyen darbeci zihniyetlerin bu ülkede başarı şansları artık kalmamış, özgürlüğüne ve iradesine kahramanca sahip çıkan halkımız bu tür zorbaların bu günde ve gelecekteki tüm heveslerini kursağında bırakmıştır. Yine yaşadığımız bu acı tecrübeden de açıkça görünen odur ki bundan sonra da hiç kimseler böyle bir şeye heves bile etmesinler, çünkü bu halk artık zorbalara teslim olacak, zilleti kabul edecek zavallı bir halk değil, şanlı tarihinde olduğu gibi kutsal değerleri uğruna, özgürlüğü uğruna her şeyini tereddütsüz ortaya koyacak bilinçte, şuurda, yiğitlik ve kahramanlıkta bir halktır.
Bugüne kadar yaşadığımız darbelerin acı sonuçları, darbelerin yıl dönümleri vesilesiyle medyada gündeme geldikçe üzülüyor, kahroluyoruz. Adeta tarihte geriye gidip yapılan bu haksızlıklara, iftiralara ve adaletten uzak yargılamalara karşı koymak istiyoruz. Ben kendi adıma vicdan sahibi herkesin bu duyguları yaşadığına inanıyorum. Hatta oylarıyla seçtikleri Başbakan Adnan Menderes’i ve arkadaşlarını idama terkeden o günkü baba ve dedelerimize karşı içimde büyük bir kırgınlık ve kızgınlık duyuyorum. Çok şükür bugün bu pişmanlığı yaşamayacağız. Bir sürü şehit verdik ama irademizle seçtiğimiz cumhurbaşkanımızı ve yine irademizle seçtiğimiz hükümetimizi darbecilerin eline bırakmadık. Bu darbeciler eğer başarılı olsalardı meydana gelecek acı sonuçları düşünmek bile istemiyorum. İşte bu üzücü sonuçları Rabbimiz bizlere yaşatmadı, çünkü biz millet olarak yapmamız gerekeni yapmada geri durmadık, tereddüt etmedik, bu şuur ve tavır ve bu fedakârlık çok önemliydi, bunu ortaya koyabildik. Elhamdülillah inanıyorum ki bundan sonra bu milletin düşmanları daha çok korkacak ve bu milletin dostları da artacaktır. Ve inşallah bu olayın etkileri geçtikten sonra bu milletin bahtı daha da açık olacaktır.
Milletçe yaşanmasını bir daha istemeyeceğimiz büyük bir olay yaşadık ve bir sürü şehit verdik. Şehitlerin kaybı her ne kadar geride kalanlar için kolay olmasa da bu acıyı olduğundan fazla büyütmek, dünyaya olduğundan fazla değer verenler için bir malzeme olabilir. Hâlbuki şuurlu her Müslüman’ın hayallerini elbette ki şehitlik duyguları süslemelidir. Bu duygulardan mahrum bir milletin zaten kutsal değerleri için kahramanlık destanları yazması da ve akabinde bu kutsal değerlerini koruması da mümkün değildir. Evet, bu darbe girişiminde maddi ve manevi büyük zararlar yaşadık ama şer olan her olayın müminler için eğer olaya hikmetli bir bakışla bakabilirsek bir de hayır cephesi olduğu görülecektir. Bu sebeple bu menfur girişim birçok hayırları da beraberinde getirmiştir. Olayların bu cephesini de görüp şükretmek ve bir an önce toparlanmak gerekir. Mesela, bu olaydan çıkarılacak hayırlar çoktur ama bize göre âcizane olarak önemli şu birkaç tespiti yapabiliriz:
Millet olarak darbelere karşı içimizde nasıl bir öfke biriktiğini gördük, bunu düşmanlarımız da gördü, bu önemlidir.
Yine darbeye karşı, elimizde hiçbir silah olmadan imanın verdiği bir güçle sırf Yaradan’a sığınıp hayatı pahasına kahramanca nasıl onurlu bir mücadele verebildiğimizi ve açıkça bu şuura erişmiş olduğumuzu gördük. Yine bu tavrımızı dostlarımız da düşmanlarımız da gördü ki bu da çok önemli bir tespittir.
Düşmana karşı, parti taassubu vs. gibi birçok farklı taassubu bir kenara bırakıp bir amaç uğruna birlik olduk, olabildik, bu da çok önemli bir tespittir. İnşallah bu beraberliğin devamı da gelir. Çünkü bu ülkede farklı ırklar, farklı dinler, farklı görüşler olarak birlikte yaşamasını öğrenmeli, bu kültürü mutlaka kazanmalıyız; bu olay belki iyi bir başlangıç olur.
İçimizdeki düşmanları ve zararlı unsurları tespit ettik ve büyük bir oranda da bunları bertaraf ettik. Bu çok önemli bir kazanımdır. Ordunun, yargının, eğitim kurumlarının ve devletin tüm kurumlarının içinde kümelenmiş zararlı unsurların ve hainlerin tespiti ve ortaya çıkması için böyle bir darbe girişimi, netice itibariyle hayra vesile olmuştur. Yaşadığımız bu acı kayıpların, maddi ve manevi zararların en azından böyle bir hayra hizmet etmiş olması kıymetlidir. Bu kazanım da acılarımızı azaltıp yüreğimize biraz olsun su serpmektedir...
Ülkemizde yapılan bu menfur darbeye hâla adam gibi bir kınama yapamayan batılı ülkelerin malum iki yüzlerini bir kere daha gördük. Yine yanımızda olan bizi destekleyen dost ülkeleri ve halklarını da görmek için de bu olay bir fırsat oldu...
Elbette böyle daha bilemediğimiz nice faydaları olmuştur. Fakat şu günlerde en önemli olan, birlik ve beraberliğimize sahip çıkmak, zayıf anımızı gözetleyen harici ve dâhili düşmanlarımıza fırsat vermemektir. İnanıyorum ki artık bu millet yeni bir sürece girmiştir; bu süreç maddi manevi hayırlarla dolu bereketli bir süreç olacaktır. Yeisten, korkudan, ümitsizlikten kaçalım. Rabbimiz “eğer inanıyorsanız güçlü olan sizsiniz” buyuruyor. İman ve tevekkülümüzü güçlü kılalım; böyle yaparsak Rabbimiz’in de yardımı bizimle olacaktır inşallah.
Darbeye karşı tek yumruk olan ve adeta tarih yazarak bu darbeyi geri püskürten kahraman milletin bütün aziz evlatlarını kutluyor, bu uğurda verilen şehitlere Allah’tan en yüce makamlar diliyor, darbecileri ve darbeci zihniyetli herkesi de şiddetle kınıyor ve lanetliyorum.
Allah (cc) bir daha böyle acıları yaşatmasın bu aziz milletimize diyerek sizleri ve kendimi Allah’a emanet ediyorum aziz okurlarım.