Peygamberimiz’in Dilinden Sağlık Tavsiyeleri / Prof. Dr. Sefa Saygılı

Peygamber Efendimiz (as) her mübarek sözünde olduğu gibi, sağlıkla ilgili olanlarda da kıyamete kadar değeri kaybolmayacak hakikatlere işaret etmiştir. Bu hadislerin hastalıkların tedavisine değil, daha çok sağlığın korunmasına ve sıhhatli yaşamaya yönelik tavsiyeler olması dikkat çeker.

Sağlıklı olmak

Sağlığın kıymeti, şu veciz ifadelerle izah edilmiştir:

“İki nimet vardır ki insanlar bunların kıymetini bilmezler: Sağlık ve boş vakit.” (Buhari, Rikak, 1)

“Kimin günlük yiyeceği olduğu halde, sağlığı yerinde olur ve güven içinde bulunursa bütün dünyayı elde etmiş demektir.” (Tirmizi (A. Parlayan), H no: 2346)

Resulullah’ın (sav) Allah’tan (cc) en çok dileği sağlık ve afiyettir.

Her derdin devası vardır

Yine Peygamberimiz (sav) her derdin devası olduğunu ve bunu aramamız gerektiğini bildirmiştir:

“Hak Teâla derdi verdi, devayı da beraber verdi ve her derde bir nesneyi deva eyledi: Böyle olunca derdinize deva (ilaç) edinin. Fakat haram nesne ile deva edinmeyin.” (Ebû Dâvûd, C.4. H.no: 3874)

“Ey Allah’ın kulları! Tedavi olun; çünkü Allah, yarattığı her hastalık için mutlaka bir şifa veya deva yaratmıştır. Ancak bir dert müstesna, o da ihtiyarlıktır.” (Tirmizi, C.2. H.no:2038)

Fazla yeme!

Haddinden fazla yemek ve şişmanlık, insana çok zarar verir ve birçok hastalığa sebep olur veya kolaylaştırır. Peygamberimiz çeşitli hadis-i şerifleri ile bu konuda da iman sahiplerini uyarmıştır:

“Bütün hastalıkların anası çok yemektir.” (C. Sağır, 1/36)

“İnsanoğlu karnından daha kötü bir kap doldurmamıştır. Belini doğrultacak kadar üç lokma yemek insana yeter. Eğer ille de fazla yemek isterse karnının üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de nefese ayırsın.” (İbni Mace, H.no: 3349)

“Allah’ın en nefret ettiği kişiler; çok uyuyan, çok yiyen, çok içen kimselerdir.” (İmam Gazali)

Zararlı şeylerden kaçınma

Dinimiz, insan tabiatına aykırı olan zararlı gıda ve nesneleri yasak etmiştir. Bu durum insan sağlığını ve neslini koruyan önemli bir unsurdur. Alkollü içkiler, uyuşturucu, domuz eti haramdır.

Haram gıdayı sadece kullanmak değil, üretmek ve ticaretini yapmak da yasaklanarak toplumun korunması sağlanmıştır. Tedavide de haram nesnelerden kullanmak men edilmiştir.

“Her kim haram nesne ile tedavi edilse Hak Teâlâ o derde şifa vermez.” (Ebû Dâvûd, C.4. H.no: 3874)

Temiz olmak

Temizliğin önemi saymakla bitmez. Hem yaşama sevincini artırır hem de pek çok hastalıkta koruyucu olarak rol oynar. Dinimiz abdest, gusül ve daha birçok amel ile temizliği emretmiştir. Bu konudaki sayısız hadisten biri:

“Biriniz elinde et ve yağ bulaşığı olduğu halde yatar da başına bir şey gelirse kimseyi suçlamasın.” (Tirmizî: Kitabu’l-Et’ime, H.no: 1360)

Beslenme

Temiz ve gıda değeri yüksek besinleri almanın dayanıklı olmayı ve hastalıklara karşı korunmayı sağlayacağı muhakkaktır. Efendimiz (sav) çeşitli gıdaları ümmetine tavsiye etmiştir.

“İnek sütü ile tedavi olun. Ümit ederim ki Allah (cc) onda şifa bulundurur. Zira inek her ottan yer.” (Rudani, C.4. H.no:7479)

“Sarımsağı yiyin, onunla tedavi olun. Zira o, yetmiş derde devadır. Eğer bana melek gelmemiş olsaydı ben de muhakkak yerdim.” (Ramuz El-Ehadis, C.2. H.no: 4258)

“Ekmeğe hürmet edin! Çünkü Allah onu göğün bereketinden indirmiştir.” (Taberâni, Mu’cemu’l-Kebîr)

“Kabak hem dimağı besler hem aklı artırır.” (Ramuz El- Ehadis, C.1. H.no: 2469)

“Benim nazarımda lohusaya taze hurma, hastaya da bal gibi şifa yoktur.” (Ramuz El-Ehadis, C.2. H.no: 4676)

“Sirke ne güzel katıktır.” (Ebu Davud, C.4.  H.no: 3820)

Perhiz ve oruç

Perhiz ve orucun, insan sağlığına sayısız faydalar sağladığı bilinmektedir. Bu konuda Peygamberimiz:

“Hastalıkların başı çok yemektir. İlaçların başı perhizdir.” (El-Medhal, K. Hafa)

“Oruç tutun, sıhhat bulursunuz.” (Feyzü’l-Kadir, 4/212)

“Oruç tutun. Nefs ve şehvet kuvvetini sakinleştirir.” (Neseî, Sıyam: 43)

Hareket ve yürüyüş

21. yy. insanlığının önemli bir sağlık koruyucusu olarak kabul ettiği hareketli olmak ve yürüyüş yapmak da hadis-i şeriflerce tavsiye edilmektedir.

“En hayırlı tedavi burundan ve ağızdan alınan ilaçla, hacamat ve yürüyüşle yapılan tedavidir.” (Mecmaü’l-Adab)

Günün değişik saatlerinde kılınan beş vakit namazın da insanı rahatlattığı muhakkaktır.

Güneş çarpması

Güneşte fazla durmaktan dolayı oluşan hastalıklara karşı Peygamberimiz ümmetini şöyle ikaz etmiştir.

Ey Ali! Güneş’i karşına alıp oturma! Çünkü Güneş’in karşısında oturmak hastalıktır. Onu arkana alman ise şifadır.” (El-Metalibu’l-Aliye, C.2. Hno: 2404)

Anne sütü

Bugün her çocuğun doğumdan itibaren en az 6-12 ay içmesinin şart olduğu kabul edilen anne sütünün önemini 14 asır önceden şu sözü ile belirtmiştir:

“Çocuğa, annesinin sütünden daha yararlı ve hayırlı bir süt yoktur.” (Müsned-ü Zeyd, s. 481)

Sıkıntının ilacı

Çağımızda hızlı şehirleşme, aile yapısının değişmesi, az çocuk cereyanı, mesleklerin otomatikleşmesi, kalabalık ve gürültü gibi faktörlerle kişiler giderek toplum içinde yalnızlaşmakta, stres ve sıkıntı içine girmektedirler.

Peygamberimiz çok sıkıntı çekmenin zararlarını şu hadisleri ile bildirmiştir:

“Bir kimsenin kaygısı çok olursa bedeni hasta olur. Ahlâkı iyi olmazsa nefsine zarar gelir. Münazarayı çok yaparsa mürüvvetten düşer, kerameti gider.” (Ramuz El-Ehadis, s. 441)

Fakat mü’minin sıkıntısı (kaygısı) diğer insanlara göre fazladır:

“Dünyada kaygısı en büyük olan insan mümindir. Zira hem dünyası hem de ahireti için kaygı çeker.” (Camiü’s-Sağir, No: 680)

O zaman ne yapmalı? Yine Efendimiz’e (sav) kulak verelim.:

“Ey Abdülmuttalib oğulları! Size bir bela, hüzün, meşakkat veya bir sıkıntı gelirse “Allah Allah Rabbüna La Şerikeleh” deyin.” (Câmiü’s-Sağîr, 1/491)

“Yolculuk edin. Sıhhatli olur, ferahlık duyarsınız.” (Ahmet b. Hanbel, 3/280; Aclunî, 1/445)

Su

Peygamber Efendimiz (sav) suyun tatlısını arar ve dinlenmişini tercih ederdi. Hatta bunun için uzak yerden bile su getirttiği olurdu. Kireçli ve kirli suların böbrek taşlarından, çeşitli infeksiyöz hastalıklara kadar birçok rahatsızlığa yol açtığını biliyoruz.

Su hakkında:

“Dünya ve ahiret içeceklerinin efendisi su’dur.” (Kenzü’l-Ummâl)

“Zemzem suyu her ne niyetle içilirse o nesneye deva olur” buyurmuştur. (Camius Sağir 5:404, Hadîs No: 7760)

Güzel koku

Dinimiz güzel kokuya da ayrı bir önem vermiştir:

“Kendisine güzel kokulu çiçek sunulan kişi, sakın onu reddetmesin. Çünkü taşınması kolay olduğu için kişiyi minnet altında bırakmaz. Güzel kokusunu koklayarak ondan faydalansın.” (Müslim, Elfâz 20, (22 3))

“Üç şey vücudu sevindirir ve gelişmesine sebep olur: güzel koku, yumuşak elbise giymek, bal içmek.” (Şiratü’l-İslam)

Bal ve hacamat

Bal, Kur’ân-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde şifa unsuru olarak zikredilmiştir. Hacamat (kan verme) de yine şifa kaynağıdır.:

“Şifa üç şeye münhasırdır: Bal şerbeti içmek, hacamat aleti vurmak, ateşle dağlamak. Fakat ümmetimi -son bir ihtiyaç olmadıkça- ateşle dağlamaktan menederim.” (Buhâri, Tıb 3; Ahmed bin Hanbel, Müsned 1/246)

Netice

Peygamber Efendimiz’in (sav) tavsiyeleri incelendiğinde bugünkü bilgilerimizle tam uyum sağladığı görülür. İslamiyet, hasta olmadan önce gerekli tedbirleri alarak sağlığın korunmasına önem vermiştir. Burada bu konudaki hadis-i şeriflerin bir kısmına yer verdik. Karantinadan göz hastalıklarına, ateşli olana soğuk tatbikatına kadar birçok modern metoda işaret eden hadis-i şerifler de bulunmaktadır.