Hüznün bel bağladığı katran ruhlarımızın tesellisi Sendedir Efendim. Taş üstüne taş bağladık. Aşılması zor kayalarla doldu Sana giden tüm yollar. Sana ulaşmak zordu Efendim... Sen yokken, Sana ulaşmanın aşılmaz zorluklarına zorlandık. Üzerimizde, bütün kuralların yok sayıldığı tüm oyunlar oynandı. Her kalıba girdik. Tüm kıyafetler giydirildi. Çeşit çeşit kokular sürüldük. Bağlandık, bağımlı olduk pis kokan bu yığınlara. Bağladılar bizi, Seni unutturacak olan bütün yollara. Sana attığımız her adımda, üzerimize koştular, ateş savurdular hiç korkmadan, hiç acımadan ve usanmadan. Vurdular büyük küçük genç yaşlı demeden. Melekler uçtu Sana, daha anne karnındayken...
Sen yokken biz ne olduk Efendim! Varlığınla şereflenmiş kainata inat, tüm varlığa ve gerçeğe inat kan yağdırdılar üzerimize. Kan koktu elbiseler... Her yollar denendi, savunmasız Sensiz bırakacak her yol... Sana gelecek tüm saatlerimizi çaldılar. Aylarımızı, yıllarımızı aldılar. Boş bir çerçeve için, geçen anı, ehemmiyetsizliğe sürgün ettiler. Yordular ömrümüzü, içi dolmayan bir boşluğa... Ömür tüketildi ve yorgun bakışlarla, boş baktırıldık boş geçen zamanın asıl gerçeklerine...
Yastayız... Sana hicran geceler, Sana tutsak her heceler. Sen ki, umudun bittiği an umuttun katran kalplere. Şifaydın Sensizliğin sararttığı, tüm renklerin anlamsızlaştığı hasta ruhlara. Sen ki... Hangi cümlelerle ifade edebilirdik Seni... Hangi sözler Sana yeter...
Herşeyin tükendiği, buhar olup uçtuğu andayız, Seninleyiz!.. Sensizliğe bırakılmak istenen, bütün kayaların karşısında ayaktayız. Bütün yollara karşı dimdik ayakta... Seninleyiz O Arafat Dağı’nda... Ve Sen bizlere veda etmedin!.. Seni dinliyoruz Efendim. Söylediğin her sözün şahidiyiz. Şahidiz Efendim gören gözlerin aydınlığına... Şahidiz Efendim, bizleri yaşatan tek gerçeğe... Şahidiz Efendim, hüzün dolu yıllara... Şahidiz Efendim, İslam nurunun zaferine!.. Sen de Efendim şahit ol, şahit ol ümmetinin bu haline!.. Şahit ol Sensizliğe atılan her uçurumun kıyısından dönüşümüze. Senin eksikliğini arayan bu yüreklere gel Efendim... Gel ki bahar gelsin...
İçimde sen eksiksin!.. Her zerrem eksik...
Seni görmeyen göz, Sensiz kör!
Yüzünü görmeyen yüz nasıl aydınlık olur
Karanlıklar içindeyim...
Gecem karanlık gündüzüm karanlık
Aydınlığa susadım Sana susadım...
Gel de şu bi çareye
Bahar ol...
Gözüne ışık, kulağına ses, gönlüne huzur
Can tenden usanmadan gel...
Biliyorum ki; Sen sevdiğinle berabersin
Yoksa... Hayır!
Bu düşünce beni eritmeden gel
Yetiş! Seni sevenin imdadına
Yetişki dirileyim
Bir ışıkla gel, ışığınla yol ol yoluma...
Her işittiğim ses, Sen ol...
Baktığım her yerde Seni görmek istiyorum
Sana bakacak göz yok! Biliyorum
Sana bakamayacak her zerreme yazık...
Ağlayacağım...
Yer ile gök arasındaki mesafe kadar
Kan akıtsam az!
Seni görmeyen gözlere...
Yok oldum eksikliğinde
Seni bekliyor yokluğum
Sen de can bulmayı
Sen de sevmeyi
Sen de sevilmeyi
Sen de yaşamayı
Sen de ölmeyi...
Sensiz atan kalp durmalı artık!
Sana vuslat baharımdır
Ne zaman bahar ?