Halveti Üstadı Kasım YAĞCIOĞLU Hocaefendi “O KİŞİYE BENDE HAYRANIM”

Muhterem kardeşlerim! Ben de şuradaki cemaatin dedesi sayılırım çünkü benden yaşlı kimse yok burada. Benden yaşlı bir kişi vardı  Hakk’ın rahmetine kavuştu, Faik Efendi…Allah makamını alî etsin. Dünyada kalan akrabayı taallukatına güzellikler ihsan eylesin. Allah bizleri dinden imandan ayırmasın, birgün ben de yolcu olabilirim. Benden sonrakiler bu işi devam ettirir, onun için Allah cümlemize iyi günler nasip eylesin. Cenab-ı Hakk bana bir vazife verdi, sebep olanlardan Allah razı olsun, biz bilmiyorduk bugünkü hâle geleceğimizi. Sonra biraz daha büyüdük, biraz daha büyüdük derken on yedi on sekiz yaşımızda başımıza sarığı koyduk, sırtımıza cübbeyi giydik, o günden bugüne kadar Kur’ân’a hizmet ettik, hâlâ da ediyoruz Allah’a şükürler olsun.

Sevgili kardeşlerim! Biliyorsunuz Peygamber Efendimiz (sav) tek başına başladı, Hazreti Ömer r.anh. ile birlikte kırk kişi oldu. Kırk kişi olduğu gün bütün dünyaya meydan okundu. Ey insanlar! Allah birdir, Hazreti Muhammed (sav) de O’nun Peygamberidir. Kırk kişi Mekke müşrikleriyle mücadele etti, oradan Medine’ye, bütün Arap yarımadasına, sonra  dünyaya böylece adım adım geçildi. 

O’nun zamanını Asr-ı Saadet ismiyle nitelendiriyoruz. Fakat bugün Ahir zamandayız. Elhamdulillah Peygamberimiz aynı peygamber din  aynı din ama ümmet biraz zayıf kaldı.

Bir tane doğru adam varsa beş yüz tane de  yanlış adam var. Allah bugünün şerlilerinden bizleri muhafaza buyursun. Değerli kardeşlerim, bakın İslamiyet ne güzel bir din. Peygamber Efendimiz (sav) “İstanbul’u fetheden komutan ne güzel komutandır, İstanbul’u alan asker ne güzel askerdir.” diyerek İstanbul’u müjdelemiş. Evlatlarım! Peygamber Efendimiz’in bu güzel müjdesine nail olmak için Mekke’de, Medine’de ne kadar sahabe varsa İstanbul’a hücum etti, İstanbul’u feth ederiz diye.

Biliyorsunuz Peygamber Efendimiz’in halası bugün Kıbrıs’ta yatıyor, ben Kıbrıs’a gitmedim ama hep gitmek istiyorum. Ey anacığım, ey benim anam, sevgili anam! Sen Medine’den kalktın da ne diye buralara geldin? Peygamber Efendimiz’in (sav) sözüne inandığı için canını feda etmeye gidiyordu ve orada bitirdi ömrünü. Yine Peygamber Efendimiz’in (sav) çok sevdiği mihmandarı Ebu Eyyûb el-Ensarî Hazretleri seksen yaşının üzerindeydi. Deveye iki büklüm binip yola koyulunca kendisine “Nereye gidiyorsun?” diye sordular. O da “İstanbul’un fethine gidiyorum.” dedi. “Yahu sen kılıç kaldıramazsın, kalkan tutamazsın.” dediler. O da “Ben o askerle gideyim, Peygamber Efendimiz’in (sav) ne güzel asker dediklerinin içinde bulunayım.” dedi. Bakın ben buraya ayağımın rahatsızlığına aldırmadan ta İstanbullardan Feyz ordusunu görmek için geldim. Yani Allah rızası için geldim. Sizin birlik beraberlik içinde oluşunuza, sizin birbirinize olan saygınıza, sizin birbirinize olan samimi davranışlarınıza hayran olduğum için geldim. Bunu da samimi olarak söylüyorum. Tabi yaşlandıktan sonra bir insan dünyadan nasıl gideceğini hep düşünür. Artık bu yaştan sonra bizden çok büyük işler büyük hizmetler çıkmaz. Gençliğimizde heves ettiğimiz işleri yapamayız. Şöyle düşündüm: Ben birgün Hakk’a yürürsem, Cenab-ı Hakk benden bu emanetini alırsa, hiç kimse gelmese Feyz Dergisi’nin cemaati bana yeter, dedim. Allah sizden razı olsun.

Bir şeye çok memnun oldum. Gelirken bizim Hacı Mehmet “Hocam altı bin hatim yapılmış.” dedi. Seneye bu on bin olmalı. Cenab-ı Allah size nasıl bu salavat-ı şerifleri getirme aşkını verdiyse, nasıl bu Kur’ân-ı Kerim’i hatmetme aşkını verdiyse, nasıl size bu sûreleri okuma aşkını verdiyse, Cenab-ı Hakk’tan benim isteğim: Ya Rabbi! Bu aciz kulunu reddetme. Yetmiş beş milyonun yetmiş beşini de Kur’ân’a âşık eyle ya Rabbi, Kur’ân’a âşık eyle ya Rabbi…

Sağlam bir komutan çıkacak. Allah zamanın sahibine hizmet etmeyi bana da hepinize de nasip etsin.  

Sizin hepinizin bir kişiye teşekkür etmesi lazım, zaten ediyorsunuz. Hepinizin kalbinde de meşale gibi yanıyor. Size bu terbiyeyi, bu suyu, bu ahlakı, bu birliği, beraberliği sağlayan o kişiye ben de hayranım. Benim de böyle birbirlerine kenetlenmiş çok samimi bir cemaatimin olmasını isterdim. Böyle arslan gibi insanlar yetiştiren Şenel İlhan Efendi’ye ben de sizin kadar hayranım hayran…