Asrın Felaketinin Ardından Psikolojimiz Nasıl Olmalı? / Abdulkadir Yılmaz

Asrın felaketi depremin kayıpları ve acıları çok büyük oldu, görülüyor ki unutulması hafızalardan silinmesi ve ruhlarda yaşattığı yıkım ve travmaların tedavisi hiç kolay olmayacak. Şu bir gerçek ki, bu felaketin bizden alıp götürdüklerinin hepsinin telafisi mümkün değil, yani giden canları geri getiremeyiz. Kalanlarda meydana getirdiği ruhsal ve bedensel yaraların hepsini sarmak da mümkün değil. Ancak bu felaketin acısını bir nebze dindirecek ve depremzedeleri rehabilite edecek tek şey iman kuvvetimiz ve ahiret inancımız olacaktır. Zira müminler olarak bu tür felaketlere ve musibetlere ahiret inancını bir kenara koyarak bakamayız.

Bizler tek dünyalı varlıklar değiliz, bizim asıl kalıcı vatanımız burası değil. İnancımıza göre tüm yaraların sarılması, fiziksel ve ruhsal travmaların tedavisi cennette mümkün. Orası öyle bir yer ki bütün eksikler tamamlanır, tüm özlemler sonlanır ve tekrar ayrılma korkusu olmadan, yürekler hiçbir endişe kaygı yaşamadan sonsuz bir huzur ve mutluluk orada tamamlanır. İşte bu iman duygusu ve düşünceleri bizim için ne kadar gerçekçi, inandırıcı ise bu acılara karşı direncimiz o kadar kolay olur. Bu nedenle insanın imanı çok önemlidir. Bu âlemin sahibine, her şeyin yaratıcısına imanın kuvveti çok önemli.

Demek istiyorum ki, işte bugün bu imanımızdan çok büyük destek almalıyız. Aciz varlıklar olarak yapabileceğimiz şeyler sınırlı, maddi kayıpları telafi edebiliriz, ama canlardan kayıplarımızı, bir sürü organlarını kaybeden ve engelli hale gelen yurttaşlarımızı nasıl tedavi ederiz.

Bu nedenle depremden önce tedbirleri alırken değil ama depremden sonra başa gelenlere sabır noktasında kaderci olmak gereklidir. Allah’a sığınmak ve yeniden başlangıçlar yapabilmek adına kaza ve kader inancı, ehl-i sünnetin iman esasları arasındadır.

Bizler imtihandayız, ibadetleri yapmak, yasaklardan kaçınmakla sınandığımız gibi musibetlere karşı duruşumuzla da sınanmaktayız. Bugün bu acılardan büyük dersler çıkaralım ki bu acıları...

Yazının tamamını dergimizden okuyabilirsiniz.