Sevgi, Sabır, Merhamet Olmadan Salih Amel Olmaz / Prof. Dr. Remzi Kaya

Salih amel nedir? Salih amelin gidilen yol ile ilgisine dair neler söylenebilir? Salih amelin kapsamına neler girer?

Salih amel, salih ve amel kelimelerinin birleşiminden oluşan bir terimdir. Kur’an-ı Kerim’de 80 civarında salih amelin geçtiği ayet vardır. Bu ayetlerin hepsini incelediğimizde karşımıza önemli bir veri çıkmaktadır. Yüce Allah ve Hz. Peygamber’in (s.a.v.) rızasını kazandıran amele salih amel denilir. Esası şöyledir: a) Marifetullah yani Allah’la beraber olmadır. Kur’an’da dört kelime bunu ifade eder. Hayırda yarışma (Fatır, 35/32); İhsan (Nahl, 16/90) ve (Bakara, 2/112); Kalb-i selim (Şuara, 26/89); Zü haz (Fussilet, 41/35) ayetleri bunu açıklar. Söz konusu dört kelime inananın bütün azalarının Allah’la beraber olduğunu ifade eder. b) Nefsin tezkiyesi, yani nefsin annesinden doğduğu gibi günahsız olması demektir. Günahlardan temizlenmiş bir nefis anlamına gelir. Salih, nefsin günahsız olduğunu ifade eder. Salih, Kur’an ve Sünnette Allah ve Peygamberin razı olduğu istikamet üzerinde olan doğru mü’min demektir. İnanan mü’min bütün azaların Allah’ı görüyor gibi kontrol altında bulundurmasıdır. Kur’an’da salih, doğru ve güzel olan kulluğu ifade eder. Konuyla ilgi amelle birlikte kullanılan 80 civarındaki ayetin dışında müstakil geçen ayetler de bulunur. Yüce Allah ve Hz. Peygamber sevip razı oldukları şeyleri salih kelimesiyle ifade ederler. c) Amel kelimesi ise söz konusu iki güzel kelimenin fiile dönüşmesidir. Salih amel sahipleri cennete gidecektir. Bunun karşıtı olan “Amelü’s-Seyyiat” kötü amel yani şeytanın istediği fiillere denir. Şeytanın istediklerini işleyenler de cehenneme gideceklerdir.

Salih amelin nihai hedefi nedir? Öncesinde neler olmalıdır? Kişinin salih amel ile donandığı en azından kendi nezdinde nasıl anlaşılmalıdır?

Salih amelin hedefi Allah ve peygamberin rızasını kazanarak ahirette Hz. Peygamber’e komşu olup Allah’ın cemalini görmektir. Öncesinde insan fıtrat inancını şirksiz ve günahsız bir şekilde korumaktır. İnsan temiz, günahsız olarak dünyaya gelmektedir. Söz konusu temizlik salih amel kapsamında bulunan tevbe ve güzel amelleri oluşturur. Bir kimsenin salih amel sahibi olduğunu anlaması kendisine soracağı soru ile anlaşılır. Her mü’min idarecidir. Üzerinde beş vasıf bulunması gerekir. 1) İhlaslı bir inancın gereği adalet sahibi olması. Söz konusu adalet her yaratılan için geçerlidir. 2) Dünya işlerinde doğru karar verebilmesi için istişare etmesi gerekir. 3) Kendisine gelen haberlerin doğruluğundan emin olması gerekir. Emin olmadığı haberlerle ilgili müspet menfi konuşmaması gerekir. 4) Din, vatan ve iffet konularının dışında sabırlı olması gerekir. 5) Yapacağı işlerde kalbine danışarak yapması gerekir. Bu işi şöyle yaparsam Allah ve peygamberi razı olur mu? Kalbi evet derse yapmalı, hayır derse sakınılmalıdır. Bunun ölçüsü de “Bu fiil bana yapılırsa memnun olur muyum?” sorusunu sorması gerekir. Kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmamalıdır.

Salih amelin insan kendi, insan Allah, insan insan, insan çevre açısından kavramsal çerçevesine dair neler söylenebilir?

Birine zarar veren kendine zarar vermiş olur. Azalarına sahip olunması gerekir. Bütün azalar Allah’ın kontrolünde olduğu düşüncesiyle hayatını tanzim etmesi gerekir. İnsan Allah ilişkisi; Allah’la barışık olması gerekir. Kendini bilen Allah’ı bilir, kendini unutan şeytanın arkadaşı olur. Maide 55. ayet ve Haşr 18. ve 19. ayetleri mihenk görevi görevini hatırlatırlar. İnsan; Hucurat 10. ve 13. ayetin ihtiva ettiği şekilde kardeş olarak bütün insanlar kâmil ibadet ve ahlaken benden üstün olabilir diyerek kendi noksanlarını düşünür. Tebliğ ve temsili birleştirerek hareket etmesi gerekir. Allah’ın rahmeti her yaratılanı kapsamış, Hz. Peygamber de rahmet peygamberidir. Öncelikle Maide 55. ayetinde ifade edilen bütün inananları kardeş görüp diğer insanların sağlam inanması için gereğini yapması gerekir. İnsan yeryüzünde Allah’ın halifesidir. Kendisine, ailesine, dinine, vatanına ve tabiata sahip çıkması gerekir. Tabiatın dengesinin bozulması insanların yaptıkları hatalardan dolayı olur. Bunun neticesinde başına belalar gelir. İnanan insan idareci konumundadır. Öncelikle ailesini ve insanlığı ateşten korumak, salih amel işletmek için dini doğru öğrenip, doğru öğretmek durumundadır.

Salih amel bir eğitim unsuru olarak değerlendirildiğinde, bir çaba olarak nasıl öğrenilebilir? Yaşam boyu öğrenme ve süreklilik nasıl olmalıdır?

Eğitim ve öğretimde Hz. Peygamber örnek alınarak inananlara, müşriklere, münafıklara, ehl-i kitaba nasıl yaklaşmış ise o şekilde ilişki kurması gerekir. Burada tebliğ-temsil çok önemlidir. İnandığını yaşama ve yaşadığını söyleme demektir. Kendi yaşamayan bir mü’min hiçbir fayda sağlayamaz. Bunun için Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sahip olduğu şu hasletlere sahip olmamız gerekir. Güzel ahlak, sabır, sevgiyi esas alma, şefkat ve merhamet sahibi olmak, teşvik etmek, kötülüğe iyilikle karşılık vermek, özendirmek, nefis ve bedenle cihat, afv ve hoşgörü; hep güzelleri ön plana çıkarmak gerekir. Yüce Allah ve Hz. Peygamber güzeldir, güzeli sever, müjdeler, korkutmaz ve sevdirir. Şu dörtlük çok önemlidir.

Güzel odur güzel görür âlemi,

Güzelin güzel olur kelamı

Güzelin güzel yazar kalemi, 

Güzel görür, güzel düşünür, güzel yaşar. 

Yüce Allah kendisinin ve Hz. Peygamber’in istediği gibi kul ve ümmet olmamızı nasip eylesin. İstikametten ve salih amelden ayırmasın.