Tevessül nedir? Kur’an ve hadislerde, Sünnette nasıl ortaya konulmuştur?
Tevessül, kelime olarak, vesîle edinmek, aracı yapmak ve vâsıta kılmak anlamlarına gelmektedir. Istılahî olarak “ilim ve ibadetle Allah’a yaklaşmak, Allah’a yakın olmak için bir vesîleye sarılmak, O’nun rızasını istemek” şeklinde tarif edilen tevessül, Kur’ân ve hadisler göz önüne alındığında “Allah’a yakınlığı yani kurbiyyeti sağlayan şeyler” olarak anlaşılmıştır. Tasavvuf literatüründe ise “başta peygamberler olmak üzere vefat etmiş olan sâlih zâtlar, âlim ve velîler vesîle kılınarak, onların adı anılarak Allah’tan bir şey isteme” şeklinde tanımlanır.
Kur’ân-ı Kerim’de tevessül kelimesi geçmemekle birlikte aynı kökten gelen vesîle kelimesi Maide Suresi’nin 35. ayeti ve İsra Suresi’nin 57. ayetinde yer almaktadır. Müfessirler bu ayetleri tefsir ederken “vesîle” ile ilgili olarak; Allah’ın (c.c.) hoşnutluk ve rızasını elde etmek, Allah’a yaklaşmaya neden olan araçlar, kendisiyle Allah’a yaklaşılan iyi, yararlı ve güzel davranışlar, Allah’a yaklaşmaya sebep olan her türlü taat ve ibadetler şeklinde yorumlara yer vermişlerdir.
Kur’ân-ı Kerim’de sınırlı olarak yer bulan “tevessül/vesîle” konusu, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hadislerinde çokça yer almaktadır. Bunlardan en ünlü olanı “mağara hadisi” olarak bilinen rivayettir. Hadis-i şerifte; bir mağarada mahsur kaldıklarından dolayı sıkıntıya düşen üç arkadaşın, maruz kaldıkları bu sıkıntılı durumdan kurtulmak amacıyla daha önce sırf Allah’ın (c.c.) hoşnutluğunu, rızasını kazanmak için yaptıkları güzel, iyi ve yararlı işlerini vesîle kıldıkları anlatılmaktadır. (Buhârî, Büyû` 98, İcâre 12, Hars ve’l-müzârea 13, Enbiyâ’ 53, Edeb 5)
Buhârî’nin aktardığına göre, tevessül konusunda meşhur olan bir diğer rivâyet de şöyledir: Hz. Ömer, bir kuraklık ve kıtlık senesinde Hz. Abbas’ı aracı kılarak; “Allah’ım biz, sana dua ederken Hz. Peygamberi (s.a.v...
Yazının tamamını dergimizden okuyabilirsiniz.