Kur’an’da Delil ve Delillendirme / Dr. Adem Bıyıkoğlu

Öncelikle delil ve delillendirme deyince ne anlamalıyız?
Delil, sözlükte işaret, alamet, emare, yol gösteren, mürşit, rehber, kılavuz, haber veren; delâlet ise, yol göstermek ve irşat etmek anlamlarına gelmektedir. Istılahta ise delil, istenilen şeye götüren demek olup, kendisiyle delil getirilenin bilindiği her şeyi içine almaktadır. Delilin bilgisi medlûlün varlığına dair bilgiyi gerektirmekte, yani delil getirilen şeyin bilinmesini sağlamaktadır. Delalet ise, kendisiyle başka bir şeyin bilgisine ulaşılan şey, başka bir şeyin bilgisini gerektiren bilgidir.
Delil kelimesi Kur’an’da kılavuz, yol gösterici anlamında kullanılmakta, bazı ayetlerde de kılavuzluk etmek, göstermek, haber vermek anlamlarında aynı kökten türeyen fiiller yer almaktadır. Kur’an’da ayrıca ilim, sultan, ayet, beyyine, burhan, hüccet gibi değişik adlarla yer verilen delile büyük önem atfedilerek inanç ve düşüncenin mutlaka delile dayandırılması doğruya ulaşmanın vazgeçilmez şartı olarak görülmektedir.
Delil ve delillendirme kimi zaman eşanlamlı olarak kullanılmakla birlikte esasen delil, delil getirilen şeye götüren bilgiyi, delillendirme ise delil getirme işlemini ifade etmektedir.
Kur’an’da delil ile ilgili kavramları kısaca izah edebilir miyiz?
Kur’an’da delille ilgili olarak ayet, burhan, beyyine, hüccet, sultan kavramlarının kullanıldığı görülmektedir.
Ayet kelimesi sözlükte alamet, delil, işaret, zahir/görünür ve açık alamet, mucize, nişane, sabit alamet, bir yere yerleşmek, bir şeye sabitlemek, bir yerde kalmak, şahıs, ibret, emare/belirti gibi anlamlara gelmektedir.
Ayet kavramı Kur’an’da tekil ve çoğul olarak 382 defa geçmekte olup delil, (1) ibret, alamet, işaret manasında Yüce Allah’ın varlığını/birliğini, kudretini ve rahmetini gösteren tekvînî ayetler, (2) peygamberlerin gösterdiği mucizeler, inkârcı kavimlerin başına gelen azaplar, kıyamet alametleri ve (3) tenzîlî ayetler, Kur’an’ın belli bölümleri veya tamam...

Yazının tamamını dergimizden okuyabilirsiniz.