Din Eğitiminde Bilgi ve Davranış İlişkisi / Dr. Ali İlhan

Dinî davranış derken neyi kastediyorsunuz? İbadet ve ahlak bağlamında dinî davranışları tanımlayabilir misiniz?
Bu fırsatı verdiğiniz için size ve derginize teşekkür ediyor sizleri ve okurlarınızı sevgi ve saygı ile selamlıyorum.
Bismillahirrahmanirrahim,
Dinî davranış derken dine ait olan, kaynağını dinde bulan dinî emir ve yasakları ifade eden her türlü davranışı kastediyoruz. Dinî davranışları ikiye ayırabiliriz. Bir kısmı, irade, niyet, istek, sabır, şükür, teslimiyet gibi duygularımızı ifade eden kalbî davranışlar; diğerleri dışarıdan, doğrudan gözlemlenen ibadetler ve ahlakî davranışlardır. Bu çerçevede ahlakî davranışlarımız dinî birer davranış kabul edildiği gibi ibadetlerimiz ya da yasaklanan fiillerden kaçınmamız da bir ibadet, bir davranış sayılmaktadır. Namaz ibadeti bir davranış olduğu gibi musibet anında sabır ve şükür dahi bir davranıştır. İyi ve güzel davranışlar için Kur’an-ı Kerim ayrıca “salih amel” kavramını da kullanır. İslam’da haramlar tayin ve tespit edilmiştir. Ama helal ve güzel olan davranışlar geniş tutulmuş, sınırlandırılmamıştır. İyi, güzel ve faydalı olan tüm davranışlar salih amel kavramı içinde kabul edilmektedir.
İman bir inanç olduğu halde aynı zamanda bir davranış olarak da kabul edilmektedir. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Davranış, insanda gerek zihinsel gerek duygusal gerekse davranış düzeyinde öğrenme sonucu meydana gelmiş yeni durumlardır. Refleksler, ani hareketler, istem dışı tepkiler davranış kabul edilmemektedir. Çünkü bunlar öğrenme sonucu meydana gelmemiştir. Bu tanıma göre iman bir davranıştır. Kalbin birer fiili sayılan niyet, irade, istek ve tasdik ile kalpte meydana gelmiş yeni bir haldir. Kalpte meydan gelen değişimdir. Kalbe yerleşen bir iman, varlığını ancak kişinin amellerinde ve ahlakında gösterir. Kalp derken biyolojik kalbi kastetmiyoruz; duyguların merkezi olan manevi bir merkezi kastediyoruz. Hz. Peygamber (s.a.v.), bir hadisinde şöyle buy...

Yazının tamamını dergimizden okuyabilirsiniz.