GİRİŞ
Geçmiş toplumların kültürel, ekonomik ve siyasi yapıları hakkında fikir edinmek ve Kur’an’ın bu konuda ne dediğini tespit edebilmenin en önemli argümanlarından birisi hiç kuşkusuz Kur’an kıssalardır. Tarihin derinliklerinde geçmiş toplumların yaşadığı ve insanların ibret alıp bir takım dersler çıkarmalarını sağlayan hayatın içinden yaşanmış gerçeklikler olarak tanımlanan kıssalar; insanlık tarihi hakkında farklı açılardan bilgi almamızı sağlayan önemli tarihi referanslardır. Pek çok açıdan geçmiş toplumlar hakkında bilgi veren Kur’an, toplumu oluşturan bireylerin ve onu idare ve sevk eden lider konumundaki idarecilerin birbirlerine karşı yerine getirmekle yükümlü oldukları sorumlulukları ve yapmakla mükellef oldukları ödevleri hatırlatmıştır. Bunu yaparken de gah peygamber ve toplumu gah o toplum içerisindeki idareciler ve onların tebaaları arasında yaşanan diyaloglar geçmişe adeta bir projeksiyon tutarak muhataplarının gözleri önünde canlanan sahnelere dönüştürülmüştür. Böylece Kur’an, indiği dönemin, şimdinin ve geleceğin birey-toplum ilişkilerini sağlıklı bir zemine oturtmayı amaçlamıştır.
Kur’an-ı Kerim Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e (s.a.v.) kadar her dönemde yaşayan peygamberler ve toplumları arasındaki mücadeleye dair örnekler sunar. Her bir örnekte peygamberlerin ve kendilerini irşad etmekle görevlendirildiği toplumlarının birbirleriyle yaşadıkları diyaloglar temelde tevhid eksenli olmakla birlikte detaylarda farklı boyutları olan ilişkilerdir. Esasen bütün peygamberlerin ve tarih boyunca hakka davet eden mürşitlerin ana gayesi tevhittir. Ancak davet eden ve edilenlerin kişisel özellikleri, kullandıkları argümanlar, yaşadıkları problemler ve bu sorunları aşmada uyguladıkları metotlar farklı olabilmiştir.
Kasas suresinde de diğer örneklerden farklı olarak ve bireyin toplumu değil sağduyulu bir topluluğun aşırılıklarıyla toplumu fesada sürükleyen ve kendilerine de zarar veren Kârûn’û ıslah ve irşad etme mücadelesi anlatılm...
Yazının tamamını dergimizden okuyabilirsiniz.