"Temizlik İmandandır." (Hadis-i Şerif) Zat ve sıfatıyla temiz olan Rabbimiz, bizleri de kulluk ve ibadetlerde temiz olarak kabul etmek ister. Kullarına ibadeti emreder ve ibadetlerde temizlikten geçer. Allah-u Teâla insanlara bir çok nimetler sunmuş, insanların batınlarını temizlemesiyle nur ve feyzini mükafat olarak göndermiş, ibadet etmesi ve temizlenmesi için de billur çağlayanlar akıtmış, bize sunulan nimetler karşısında, halen temizliğin müslüman için ne kadar önemli olduğunu anlayamayanlar elbette vardır. Allah-ü Teâlâ'nın huzuruna çıkmak için nimetlerin şükrünü bilmek ve Allah'ın temiz kıldığı şeylerle temizlenmek gerektiğini bilenler mutlaka vardır.
Çünkü İslâm dini, temizlik dinidir. Kulluk vazifesi temizlik ister, Allah'ın övgüsüne mazhar olan ve nuruyla aydınlattığı Resulümüz insanların en temiziydi. Bizler de temizlik hususunda Peygamber efendimiz (SAV)'i iyi örnek almalıyız. "Temizlik imanın yarısıdır" (Müslim) buyurmuştur. Allah-u Teâlâ Kur'ân-ı Kerîm'de; "Allah'ın muradı sizi sıkıntıya koşmak değil, velakin, sizi temizlemek ve üzerinize nimetini tamamlamak istiyor ki şükrediniz." (Maide-6)
Ayet ve hadisteki temizlikten maksat, batın temizliğidir. İnsanın batınının temizliği de aynı zamanda dış temizliğini gerektirir. Temizlikten bahsederken onun derecelerinden de kısaca bahsedelim.
Temizliğin dört derecesi vardır;
1- Hadesten hubustan, yani bedeni abdestsizlik ve cenabetten, pislik ve kirden temizlemek.
2- Azaları cürüm ve günahtan temizlemek.
3- Kalbi kötü huy ve sevilmeyen adi hasletlerden temizlemek.
4- Sırrını (kalbini) Allah'ın gayrısından temizlemektir ki, bu Peygamber ve sıddîklerin temizliğidir.
Temizlikten gayenin gösteriş olmayıp hayır olması, Allah-u Teâlâ'nın nimetlerine karşı bir şükür olmasıdır. Temizlikle uğraşmak insana, Allah'ı ve ibadeti hatırlatmalıdır. Kadınlarımızın çoğunluğu günlük temizlik işlerini yaparken, eşyanın temiz olacağını düşünebiliyorlar da aynı temizliğin kendileri için de gerektiğini düşünemiyorlar, öyle bir hale gelmişler ki, şuranın buranın temizliği derken namaz vakitleri geçip gidiyor. Günlük temizliği bitirememenin üzüntüsünü duyanlar, Rabbi'nin huzuruna durmakla elde edecekleri temizliğin farkında değiller, asıl bu konuda üzülmek lâzım.
Müslüman için en kıymetli sermaye zamandır. İnsan lüzumundan fazla temizlikle zamanını israf etmemelidir. Günlük olarak beş vakit namaz kılsın, bunun için beş kere abdest alsın, dolayısıyla azaları beş defa yıkanmış olur. O anda kişi anlamalı ki; Allah-u Teâlâ'nın nimetinin temizliği ile bizler temiz oluyoruz ve şükretmelidir, yine anlamalı ki Allah-u Teâlâ'nın huzuruna durabilmek temizlik ister. Namaz kıldığı için, elbisesindeki ve kılacağı yerdeki necasetten temizlenmesi gerekmektedir. İbadetlerin gerektirdiği temizlik üzerine temizlik yapılmamalı (bazı durumlar istisna), fazlası şeytanın tuzaklarından olabilir. Şeytan bizlere kalp temizliğini unutturmasın. Kişi farza uysun, haftada en az bir veya iki defa cenabetlikten temizlenmesi ve gusletmesi ile elde edeceği temizliği hiç bir Avrupalı elde edemez.
Yaşantımızı sünnet üzere kurarsak; hem sünneti yaşamaktan sevap kazanmış, hem de yaşantımızda daha temiz ve daha sağlıklı olduğumuzu görürsünüz. En basit şekliyle; yemeklerden önce ve sonra ellerimizi ve ağzımızı yıkamalıyız. Abdestten önce ve yatmadan önce yemeklerde ve diğer hallerde misvak kullanmamız sağlığımız için olduğu kadar ibadetimizin sevabını da artıracaktır. Bunu Peygamber efendimiz ne güzel dile getirmiştir (SAV); "Misvak kullandıktan sonra kılınan bir namaz, misvaksız kılınan yetmiş namazdan daha faziletlidir." buyurur. Diğer bir mübarek sözünde de; "Niçin sararmış dişler ile huzuruma giriyorsunuz? Misvak kullanınız" buyurmuştur.
Toplumumuzda ki; misvak mı? Fırçamı? tartışması yerine, tartışmalardan vazgeçip, sünnet üzere yaşamaya çalışın. Girip çıktığımız yerlerde dahi temizlik hususunu unutmamalıyız, en küçük dikkatsizlik büyük azaplara neden olabilir. Diyelim ki; tuvalet adabını bilmeyen bir insan, ayakta su dökse veya oturduğu halde üzerine sıçrantı gelse bu hal dikkatsizlik sebebiyle yıllarca sürse; temizliğe dikkat edilmediğinden kişiyi, kabir azabına götürebilir. Aynı zamanda, temizlik yapılan yerlerde ve temizlenilen yerlerde de bazı hususlara dikkat etmek gerekmektedir. Bu sebepten banyolarda da dikkatli olmamız gerekiyor.
Peygamber efendimiz; "Sizden hiçbir kimse hamam ettiği yerde su döküpte sonra orada abdest almasın, vesvesenin çoğu bundandır." buyurdu. Sanırım yaşantımızda temizliğin ne kadar önem arzettiği anlaşılmıştır. Şu hakiki bir gerçek ki; Müslümanım diyen her insan iman sahibidir, imanın kemalatı temizlikten geçer, imanlı bir insanın oturup kalktığı yerde temizdir.
Fakat temiz gibi görünen her insan imanlı değildir. Temizliği beşerin bozuk ölçüsüyle düşünmek acaba akıllılık mıdır?