Ebu Kasım el-Haki'ye: "İmansız olarak ölmeye sebep olan bir günah var mıdır?" diye sormuşlar; o da şu şekilde cevap vermiştir:Üç şey vardır ki, -Neuzübillah- insanın imanının kendisinden alınıp, imansız olarak dünyadan ayrılmasına sebep olabilir:
1-) Üzerinde bulunan iman ve islam nimetine şükretmeyi terketmektir; bu hal, insanın dünyadan imansız olarak ayrılmasına sebeb olabilir. Hakikaten insan biraz derin olarak düşünürse, Allah-u Zülcelal'in bize iman vermiş ve islam dinine girmekle şeref-lendirmiştir. Bu nimete şükretmeyi terketmek, sekarat esnasında imansız olarak dünyadan ayrılmaya ve kıyamet gününde de ebedi olarak cehenneme girmeye sebep olur. Onun için daima; bizim için çok büyük bir şeref olan iman ve islam nimetinin kıymetini bilip: "Ya Rabbi! Bana bu iman nimetini verip, İslama girme şerefini nasip ettiğin için, sana sonsuz hamd-ü senalar olsun." diye Allah-u Zülcelal'e şükretmemiz lazımdır.
2-) İnsanın kendisinden imanın alınmasından korkmamasıdır. Oysa bu korkuyu daima kalpte hissetmek lazımdır. Peygamberler ve evliyalar dahi bu korkuyu taşımışlardır. Peygamberler emin oldukları halde bu korkuyu taşıdıklarına göre, bizim gece-gündüz bu korkuyu hiç aklımızdan çıkarmamamız lazımdır. Her ne kadar bunu yapamı-yorsak da; yine de son halimizden emin olmayıp biraz korkarsak, Allah-u Zülcelal bizim imanımızı İnşaallah-u Teala muhafaza edecektir.
3-) İnsanların birbirleri arasında bulunan haklara riayet etmeyip, birbirlerine zulüm yapmalarıdır; halbuki insan dünyada daima mazlum olmalıdır. Çünkü kıyamet gününde bir çok insan, zalim olan kimsenin yakasından tutarak: "Senden imanını almayıncaya kadar razı olmam." dediği zaman, zalim olan kişi ne yapabilir ki?
Allah-u Zülcelal mazlum olan kulu razı oluncaya kadar, zalimden alıp ona verecektir.
Onun için insan bunlara çok dikkat etmeli, daima imanını muhafaza etmeye gayret gösterip, son nefesinde halinin ne olacağını düşünerek, o zamana hazırlık yapmalı ve diğer insanlara zulüm yapmaktan uzak durmalıdır. Bu üç sıfatı üzerinde bulundurursa, Allah-u Zülcelal'in kendisine nasip etmiş olduğu iman nimetini muhafaza etmiş olur.