Feyz'le, çeyrek asra yakın bir zamanı geride bıraktık. Hiç şüphe yok ki Feyz denince akla, Başyazarımız Şenel İlhan Beyefendi gelir. Bu üniversitenin zirvesindeki büyük insan O... Sonrasında da O'ndan doğru ölçüleri öğrenerek hayatlarına anlam veren Feyz talebeleri ve gönüllüleri…
Şahsen kendimle dahi konuşamadığım iç alemimdeki gizli şeyleri, Şenel İlhan Beyefendi'nin çok kısa sürede çözerek, yine kendimden bile gizlediğim gerçeklerimi bana anlatması, yani beni, benle yüzleştirmesi, sonra sorunlarımın temeline inip hiç incitmeden, ürkütmeden espritüel bir şekilde mizah katarak çözülmesi, hep Şenel İlhan Beyefendi eliyle olmuştur.
Bizler, zilletli, kompleksli ve kendinden kaçan kişilikler iken, bizi silik olmaktan kurtarıp ayaklarımız üzerinde durmamıza vesile olan bir mektebin öğretmenidir O. Yetiştirdikleri insanları da kendi ölçüleri ile ölçülendirerek hizmet meydanına salıveren deha insan, Şenel İlhan Beyefendi…
O bize, İslam'ı doğru anlamayı, geleneği korumayı, aynı zamanda gelenek korunurken de çağın şartlarına göre donanımlı olmayı öğütledi. Sadece öğütlemekle mi yetindi? Aynı zamanda bunları bize öğretip aklımıza ve ruhlarımıza nakış nakış işledi. Tabîki biz O'nun ne hızına yetişebildik ne de enerjisine... Ancak ilim kırıntılarından bir nebze nasiplenebildik. Maddi-manevi ve psikolojik sorunlarımızın bizi korkuttuğu zamanlarda, O'nun cesaretinin arkasına sığındık. Kişilik kazandık, ruh bulduk, şuurlandık ve çelişkilerimizden kurtulduk. Kendimizi kimliksiz ve kişiliksiz hissederek boşluğa düştüğümüz zamanlarda, O'nun yardımıyla gerçek şahsiyetimizi bulduk. Aidiyet hissiyle Feyz'i referans gösterirken, yine Şenel İlhan Beyefendi'nin şemsiyesi altında açan çiçekler olduk…
Dini bir temel eğitim almış olmama rağmen, Üstad Necip Fazıl'ın benzetmesiyle; tam bir "kaba softa, ham yobaz" olduğumu Şenel İlhan Beyefendiyle tanışınca anladım. İnsanlara dinimizi anlattığım, kürsü ve minberlerden seslendiğim zamanlarda ne kara cahillikler yaptığımı, O'nun bizlere ayna olmasıyla bugün kendime itiraf edebiliyorum ancak. Evet, Seyidimiz bize Ehl-i Sünnet itikadının burçlarına tırmanmayı öğretti. Kur'an ve sünnet çizgisinde sabit kalmayı, edep üzere yürümeyi, ariflerin, gönül dostlarının önemini ve ahir zaman bilincini aşıladı hep. İlmimizi Şenel İlhan Beyefendi'den alırken, manevi konularda ise O'nun yaşantısını bizzat örnek alarak bu sayede de tek kanatlı kuş olmaktan kurtulduk. Yani, ilmiyle aklımız ikna olurken O'nun örnek teşkil eden büyüleyici şahsiyetiyle de ruhlarımız esenlik buldu... Şenel İlhan Beyefendi'yi ne kadar anlatsak O'nu anlatmaya kelimelerin kifayetsiz kalacağını biliyoruz. Evet,ne kelimeler O'nu anlatmaya kifayet edebilir ne de O'nun gibi bir insanı anlatmaya bizim gücümüz yeter!
Hani derler ya; "Anlatmakla anlaşılmaz, ancak yaşanır." diye. İşte, Feyz'de yaşananların her bir hatırası da tıpkı öyle. Yani, ciltlere sığmayacak türden. Neler yoktur ki Feyz gecelerinde? Bugün Türkiye'nin her bir köşesinde, başka başka adreslerde konaklasalar dahi, Feyz'in yani Şenel İlhan Beyefendi'nin tedrisatından geçmiş neferler görmek mümkündür. Öyle ki bu insanlar Feyz'den çok şey öğrenmişlerdir. Hem de hayatlarının dönüm noktası olan cinsten!
Feyz'in istikameti, istikrarı ve öğrencileri, Başyazarımız, Şenel İlhan Beyefendi'nin elinde şekillenmiştir. Şenel İlhan Beyefendiyi kelimelere dökmeye ve O'nu anlatabilmeye bizim derinliğimiz kifayet etmiyor. Edebi lugatimiz de… Nasıl yetsin ki? Karşınızda okyanuslar gibi bir insan ve O'nun karşısında yağmur damlası küçüklüğündeki bizler… Bu nedenle duygularımızın sadece gönlümüzden kalemimize dökülebilen çok az bir kısmını sizlerle paylaşabildik, kapasitemizin el verdiğince…
Evet, Feyz Dergisi, 230 sayılık ölçü dolu arşiviyle ve 20 yıllık mazisiyle, dergicilikte önder bir isim olurken, Şenel İlhan Beyefendi de istikrarı bozmadan nasıl yayıncılık yapılacağının öğreticisi oldu. Günümüzde yayın yapan dergilerden birçoğunun yöneticileriyle karşılaştığımızda; "Biz kadrolarımıza Feyz Dergisi'nin çalışma yöntemini benimseyin, onları kendinize örnek alarak çalışın,diye öğütlüyoruz" itirafında bulundular. Bu gerçek de göstermektedir ki, aynı kulvarda yayın yapan birçok derginin gerçek fikir babası, aslında Şenel İlhan Beyefendi oldu. Çıktığı ilk günden bugüne gelinceye kadar, yaşanan zorluklar karşısında Feyz'in yayın çizgisini koruyan Şenel İlhan Beyefendi, dergimizin yayın akışını da hiç durdurmadı...Yayın hayatı boyunca çok nazik süreçler yaşansa da hak ve hakikati anlatmaktan asla yorulmadı ve her türlü sıkıntı ve çileye göğüs gererek örnek bir mücadele insanı olduğunu bizzat gösterdi. Tıpkı mübarek cedleri Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz gibi… Feyz Araştırma Grubu'nun yaptığı mülakat, röportaj ve köşe yazıları ile hak dostlarının havuzundaki ilmi mirasları, 230 aylık yayın serüveni boyuca nice ilim ve gönül erbabı, kitlelerle buluşturuldu.
Şenel İlhan Beyefendi, İslami cemaat mensuplarına İslam kardeşliğinin sadece gönüllerde ve sözde değil, özde olmasını ve sosyal yaşantımızda hayat bulmasını öğretti. Yani, futbol takımı taraftarlığı gibi fanatizmde olmamayı, cemaat taassubu yanlışlığına düşmemeyi bizlere öğretti. O yüzden de Feyz dergisini ziyaret eden, bizzat onun hizmetinde olmayı şeref bilen alim, arif ve büyük gönül dostlarının sayısını biz bile unuttuk.
Şenel İlhan Beyefendi tam bir denge insanı. Kur'an'ın emrettiği ölçüler içinde kalmayı ve nerede nasıl davranılması gerektiğini çok iyi bilen ve talebelerine bunu öğreten büyük bir değer, örnek bir insan...Parmakla gösterilen, işte Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) evladı denilen büyük bir insan... Tam bir ilim, aksiyon ve ahlak insanı… Doğrusu onun yazılarından, sohbetlerinden, oturup kalkmasından, hal ve duruşundan çok nasiplendik, çok bilgilendik. Sadece kendisinden mi? Kendisine ulaşamadığımız zamanlarda da onun yetiştirdiği güzide talebelerinden alabildiğince istifade ettik. Birçok kalem erbabının kendisini taklit ettiğine yayıncılık hayatımızda çok tanıklık ettik.
Şenel İlhan Beyefendi'nin sohbetleri ve yazıları gönül ve zihin bulanıklıklarının en etkili iksiridir. Hızına yetişilmez; sohbetlerini not almaya vaktiniz olmaz. Kısacık bir sohbette bile sayısız bilgi, ilim, ölçü, ahlak ve feyz, sağnak sağnak yağar... Tabi ki bu sohbetler sonrasında etrafında olanların yüklendiği ve kolayca ulaştıkları ilmi ve manevi miras, Rabbimiz tarafından bahşedilmiş torpilli insanlar olduğumuz şeklinde addedilir nasiplilerince. Zaten, böyle bir donanım karşısında sohbetleri dinleyenlerin de donatılmaması mümkün mü?
Ömrünü, günümüz insanının ayyuka çıkmış sorunlarını çözmeye, bu sorunlar karşısındaki ezilmişlikten, yenilmişlikten kurtarmaya ve yeniden inşa etmeye adayan Şenel İlhan Beyefendi'den Allah (c.c) razı olsun. Allah onu başımızdan hiç eksik etmesin.
Allah'a emanet olun.