İzafi Değer - Mutlak Değer

Evet, birşeyin, bir "mutlak değeri" bir de "izafi değeri" vardır. Mesela size bir arkadaşınız tarafından hediye edilen güzel birşeyi düşünün... O hediyenin mutlak değeri, hiç şüphesiz onun ekonomik bedelidir. İzafi değeri ise, sizin o hediyeye verdiğiniz değerdir. O hediyenin ekonomik bedeli küçük bile olsa, sizdeki izafi değeri büyüktür ve asla siz onu parayla tartmaya kalkamazsınız... Ve o hediyenin sizdeki maliyeti, ona verdiğiniz izafi değerdir.

İslam ise başlıbaşına bir "mutlak değerdir." Ve bizim İslam'a verdiğimiz değer asla o mutlak değeri ne büyültür ne de küçültür. Demek ki, İslam'ın mutlak değer dediğimiz alanı bizlerin tasarrufuna kapalı bir alandır. Öyleyse önemli olan, İslam'ın bizim kendi içimizdeki kıymeti, iç dünyamızdaki değeri yani bizdeki "izafi değeridir." Bu anlamda bizler kendi içimizde, İslam'ın bizdeki izafi değerini artırmayı başardığımız kadar kıymet kazanırız ancak...

Yani İslam'a verdiği değer ve bu husustaki gayreti, İslam'ın o insandaki izafi değerini yansıtır. Çünkü insanın değerini artıran şey, emeğidir. İnsan, yapısı gereği emek verdiği şeyi çok sever ve emek vermesi de, sevmesini sağlar. Mesela anneler çocuklarını, çocukların annelerini sevdiklerinden daha çok severler. Evet, insanın değer verdiği ve emek sarfettiği şey İslamsa eğer, o emek, İslam'ın insandaki izafi değerini gösterir. Bu nedenle ibadetteki, zikirdeki meşakket, emirlere uymadaki meşakket insan için çok büyük bir lütuftur ve bizler İslam'ın bizdeki izafi değerini artırmak istiyorsak, Allah için emek vermeli, çok çalışmalı; çok gayret etmeliyiz.

Nitekim İslam'ın insana emrettiği ibadetler, İslam'ın bizdeki izafi değerinin artmasıyla sonuçlanırken, aynı zamanda bizdeki iman ve inancı alabildiğine pekiştirecek, güçlü ve kuvvetli bir iman sahibi yapacaktır. İşte, İslam'daki ibadet mentalitesi, insanın imanını böylece artırmaya ve imanı, insan için vazgeçilmez bir değer kılmaya yönelik çok büyük bir lütuftur...

Sabah namazını kılmak için yatağından kalkan ve soğuk suyla bile olsa abdestini alan bir insanın yaşadığı güçlük ve bunu aşmak için gösterdiği çaba, İslam'ın o insandaki izafi değerinin ve bu izafi değere bağlı gür imanının göstergesidir.