Amenerresülü'nün yani Bakara suresinin son iki ayetinin fazileti hadis-i şerifle bildirilmiştir. Ayrıca kıymetli bir dua olduğu da haber verilmiştir. Peygamber Efendimiz, Mirac'ta Allah-ü Teala ile görüşmesini, konuşmasını şöyle anlatır: Allah-ü Teala bana hitap ederek buyurdu ki: - Amenerresülü bima ünzile ileyhi min rabbi (Allahın Resülü, Rabbinden kendine nazil olana iman etti.)
Ben dedim ki: -Evet ya Rabbi, sana iman ettim. "Vel mü'minune küllün amene billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rusulihi la nüferriku beyne ehadin min rusulihi" (Mü'minlerin hepsi de Allah'a meleklerine, kitaplarına ve Peygamberlerine iman ettiler.) "Onun peygamberlerinden hiçbirini diğerlerinden ayırmayız. Hepsini de hak peygamber olarak kabul ederiz." dediler. Mü'minler, Yahudilerle Hristiyanların düştükleri hataya düşmediler. Nitekim, Yahudiler yalnız, Musa aleyhisselamı, Hristiyanlar da yalnız İsa aleyhisselamı peygamber kabul etmektedirler. Müslümanlar ise Kur'an-ı Kerim'de belirtildiği gibi hepsini de hak peygamber olarak kabul etmektedirler.
Bu sırada, Allah-ü Teala şöyle buyurdu;
-La yükellifüllahi nefsen illa vus'aha, lehe ma kesebet ve aleyhamektesebet. (Allah, hiçbir kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını yüklemez. Herkesin işlediği kendi lehine, yaptığı kötülük de kendi aleyhinedir.)
"Dönüş yine Sana'dır."
Daha sonra buyurdu ki:
-İstediğini iste! İstediğin verilecektir.
Ben de dedim ki:
-Gufranını "Bağışlamanı, affetmeni" istiyorum. Ey Rabbimiz. Sonunda dönüş yine sanadır.
Allah-ü Teala benim bu isteğime şöyle cevap verdi:
-Seni bağışladım. Ümmetinden, benim birliğime inanıp senin hak peygamber olduğunu tasdik edenleri de bağışladım. Daha sonra Allah-ü Teala yine buyurdu ki: -Ya Habibim, iste istediğin verilecektir.
Ben dedim ki: -Rabbena la tüahızna in nesina, ev ehta'na. (Ey Rabbimiz, unuttuklarımızdan, hata ettiklerimizden bizi sorguya çekme!)
Allah-ü Teala buyurdu ki: -Unuttuğunuz, yahut hata ettiğiniz veya zorlandığınız şeyler sebebiyle sizi sorguya çekmem, cezalandırmam.
Sonra yine buyurdu:
-İste! İstediğin verilecektir.
Dedim ki: -Rabbena vela tahmil aleyna ısran kema hameltehü alellezine min kablina. (Ey Rabbimiz, bizden evvelki ümmetlere yüklediğin gibi üstümüze ağır yük yükleme!)
Allah-ü Teala yine buyurdu:
-Ya Habibim, iste istediğin verilecektir.
Ben dedim ki:
-Rabbena vela tühammilna ma la takate lena bih. (Ey Rabbimiz, takatimizin, gücümüzün yetmeyeceğini bize yükleme. Çünkü benim ümmetim zayıftır.)
"Bize yardım et!"
Allah-ü Teala buyurdu: -Ya Habibim, iste istediğin verilecektir.
Ben dedim ki: -Va'fü anna, Vagfirlena, Verhamne. Ente Mevlana fensurna alel kavmilkafirin. (Ey Rabbimiz, bizden sadır olan günahları sil, bağışla, bizi hesaba çekme, bizi koru! Sen Mevlamızsın bizim. Kafirler zümresine karşı bize yardım et.)
Benim bu isteğime cevaben Allah-ü Teala şöyle buyurdu: -Bütün bu isteklerini sana verdim. Eğer sizden, sabırlı yirmi kişi olursa bunlar ikiyüz kişiye galip gelecektir.