İmam-ı Gazali devrinde kafirle, münafıkla, felsefecilerle, kısacası islam muarızlarıyla tek kişilik ordu misali mücadele vermiştir. İmam-ı Gazali'nin devrinin de nasıl bir devir olduğunu sanıyorum tüm müslümanlar bilirler. Ortalık asrımızı andırıyordu.
Ebu Cehil gibi alçak meşrepliler, Mevdudi gibi, Teymiyye veya Efgani gibi düşük şahsiyetler at oynatıyordu. Ya o iman ve ahlak kahramanı ne yaptı? Bizim liderlerimizin tabii hepsinin değil hissedemediği ve asla hissedemiyeceği büyük bir sorumluluk hissetti. Ve tek başına emin olunuz o kafirlerin münafıkların ve sapıkların hakkından geldi. Kimine Allah dedirtti, kimine İmam-ı Azam. Şimdi Allah için düşünün, İmam-ı Gazali gibi kendimizi sorumlu hissedemeyişimizin sebebi nefsimizden kurtulamayışımız değil mi? Allah'a hakiki manada kul olamayışımızdan başka şey aramakta şuursuzluk değil mi? İsterseniz bir de İmam-ı Rabbani devrine dönelim. Hayret edeceksiniz, O ki, ikinci binin yenileyicisi ismini alacak kadar büyük bir insandı. Zamanındaki bölük bölük islami cemaatleri birleştirdiği gibi münafığı, kafiri, sapığı, Gazali'nin yaptığından da güzel perişan etti.
İstiyor musunuz, Abdülkadir Geylani'ye Mevlana Halid-i Bağdadiye inelim. inelimde görelim. Bak Allah'ın evliyası neler yapıyormuş. Bakın, bakın bir de iserseniz bu mübarek evliyalar en çok kimden çekmiş. Kafirlerden mi veya münafıklardan mı? Tabii onlardan da çektiler. Yalnız, müslümanlardan bilerek veya bilmeyerek evliyaya, alime, hatta islam'a düşman müslümanlardan en çoğunu çektiler. Gazali o kadar iftiralara uğradı ki, o kadar çok hakaretlere uğradı ki, kesinlikle aldırmadı. Yılmadı ama bir kaç derviş kılıklı cahil müslüman, kafirleri bıraktı, sapığı bıraktı da Gazali'yle uğraştı. İmam-ı Rabbani'yi de müslümanlar apar to¬par dört yıl hapsettiler. Ya İmam-ı Azam? Yedi yıl zindanda dayak yiyerek yaşadı. Ve orada öldü.
Bunları yapan hep müslümanlardı. Hem de islam adına yaptılar. Şimdi durum hiçte farklı değil. İslam adına müslümanlara her türlü zulmü en çok yine müslümanlar yapıyorlar. Sözü uzatmayalım. Tarihi biraz tetkik edenler açıkça görecekler ki nerede bir zalim hükümdar var, karşısına bir veli çıkıp doğruyu söylemiş şehit edilmiş. Nerede bir haksızlık var, yine bir Allah dostu çıkmış, gereğini yapmıştır.
Şimdiki don kişotların yaptığı gibi değil tabii. Bakınız Gazali El Munkızu Mined'dalal isimli kitabında aynen şöyle diyor: "insanların faydalanması için söyleyeceğim şudur: Yakinen anladım ki sufiler gerçekten Allah-ü Teala'nın yolunda süluk edenlerdir. Onların davranışları, davranışların en güzeli, gittikleri yol, yolların en doğrusudur, ahlakları ahlakların en güzeli ve faziletlisidir. Dünyadaki bütün akıllı kimselerin akıllarını, hikmet sahiplerinin hikmetlerini, şeriatın sırrına vakıf olan alimlerin ilimlerini, onların tutum ve ahlakını daha iyisiyle değiştirmek üzere bir araya getirseler bir çare ve yol bulamazlar. Onların iç ve dış yaşayışlarındaki bütün hareket ve hareketsizlikleri Peygamber (A.S.) kandilinin nurundan alınmadır. Bilindiği gibi yeryüzünde Peygamberlik nurundan başka kendisiyle aydınlanacak başka bir nur yoktur."
Şimdi Gazali'nin bu muhteşem sözünden sonra sanıyorum aklıselim olan herkese sofi olmak veya kendini sakim akıl seviyesine düşürüp Gazali de kimmiş deyip, yukarıda anlattığımız cahil müslümanların arasına katılmak düşüyor.
Ne zaman uyanacağız? İhtiyacımız var... Muhtacız. Gazalilere, Abdülkadir Geylanilere, Mevlana Halidlere, onlara savaş, açmak değil kucak açmak zamanı gelmedi mi yoksa? Geldiyse elhamdülillah, koşun Gazali gibileri arayın, yok demeyin. Çünkü Allah var ve yalancıları da görür...