Kasım sayısı ile yine birlikteyiz. Bu sayımız ağzına kadar fikir dolu... Abdulkadir Yılmaz, "Hayatı Kul Olarak yaşamak" isimli makalesinde, kulluğun iradeyle olan bağını ve Hz.Peygamber'in bu konuda çok çetin bir sınav verdiğini anlatıyor. Aynı makalede ibadetin mantalitesini şöyle açıklıyor: "Dinimiz ibadetin manasını genişletmekle, beşer hayatını ıslah etmeyi, hayatın güçlüklerine sabırla göğüs germeyi, müşterek hayrı elde etmek için çalışmayı ve kötülükle mücadele etmeyi hedef edinmiştir. Nezih ve kaliteli bir hayat için beşeri ve sosyal kuvvetleri toplumun hayrına kullanmak gerekir. İslâm'ın getirdiği ilâhi esaslar ve ibadetteki geniş anlayış bu hayırlı neticeleri temin etmeye kâfidir."
Muhammed Vasıf Geylani ise "İhlas" konulu makalesinde ihlas sahiplerinin ihlası nasıl elde ettiklerini anlatıyor.
Yusuf Kaplan'la yapılan geniş mülakata bu sayıda da devam edildi. Bu sayıda konumuz "İslam'ın Medeniyet Projesi" idi. Geçmişi değil, geleceği konuştuk aslında. Çünkü Asr-ı Saadetten başlayan özgün manevi maceramızı bugün nasıl şekillendirebiliriz sorusunun cevabını bulmaktı amacımız. Gerçekten dikkatle okunması ve üzerinde ibret ve hikmetle düşünülmesi gereken bir mülakat oldu. Yusuf Kaplan'a bu fikir işçiliği ve mesaisi için ne kadar teşekkür etsek azdır. Yayınlaması bizden, okuması sizden...
Psikiyatrist Dr.Erdoğan Erdinç ise mesleki nosyonuyla bu sayıda aramıza katıldı. "Mutluluğun Anahtarı" isimli makalesi hepimize, hayata dair herkesin anlayabileceği bir dille, önemli ip uçları sunuyor. Hayatı bir de bu gözle okumamızı bize öğütlüyor. Yazısında herkesin düstur edineceği incelikler mevcut olup, mutlaka okunmalı.
Halime Alçay, makalesinde evliliklerin enkaza dönmemesi için küçük büyük herkese huzurlu, düzgün ve irfani bir hayat yaşama hususunda ciddi tahlilleriyle tavsiyelerde bulunuyor.
"Seni Nasıl Seviyorum isimli" makalesinde Ali Serdar Cinemre "Aşkı" anlatıyor. Ama ne aşk... Hakikaten okumak lazım. Aşığın yazdığını bence başkası da anlatamaz. O nedenle siz mutlaka bu yazıyı okuyun demekle yetineceğiz.
"İyiliğe ve güvene susamış toplum" isimli makalesinde Alper Yücel Zorlu, Asr-ı Saadetten bir örnekle, insanlığın Efendisinin (s.a.v) kendi yaşadığı toplumda, dost, düşman herkeste ne tür bir güven duygusu oluşturduğunu ve bugün insan ilişkilerinde neredeyse tamamen silinmeye yüz tutmuş bu orjinal duygunun manevi temellerini nasıl atacağımızı, güvensizliğin toplumda açtığı yaraları, sebep ve sonuçlarını ele alıyor.
Sizleri Kasım sayısıyla başbaşa bırakıyoruz. Aşk ola...