Resulullah Efendimizi anmakla hayatımıza bir şeref ve bereket katmayı umut ediyoruz. O'nu ve temiz alini ve yoldaşlarını zikretmekle sözlerimize bir anlam katmayı amaçlıyoruz. Bu hüzün çağında o hüzün Peygamberini hatırlamakla acılarımızın hafiflemesini, çaresizliklerimizin çare bulmasını temenni ediyoruz. O'nu anmakla, zor zamanda ayakta kalmanın, O'nun yolunda yürümenin imkanlarını arıyoruz. O'na olan şiddetli ihtiyacımızı belirtmekle, O'nun dışında çare olmadığını, kapısının dışında başvurulacak bir kapının bulunmadığını söylüyoruz. Çünkü şuna kaniyiz ki her zamankinden daha çok O'nu arıyoruz. O'na olan ihtiyacımız gün geçtikçe artıyor. Umuyor ve diliyoruz ki Efendimiz, o diriltici soluğuyla çağımıza seslensin. Çünkü dertlerimize derman olacak bütün tekliflerin O'nda olduğuna iman ediyoruz. Mübarek hayatının kendi çağıyla sınırlı olmadığına, vefatının üzerinden asırlar geçmiş olsa bile ruhaniyetinin ve etki gücünün devam ettiğine yürekten inanıyoruz.
Doğrusu, İslam alemi olarak çok iyi bir durumda olduğumuz söylenemez. Hatta çok kötü bir durumda olduğumuzu da rahatlıkla tesbit edebiliriz. Sosyal, siyasi ve iktisadi anlamda dünyayla baş edecek durumda değiliz. Her zaman öncelediğimiz ahlaki konumumuzda da ciddi sorunlar yaşıyoruz. Kısacası, bir buhran çağında biz de payımıza düşen bunalımlardan nasibimizi alıyoruz. Durum bu iken Müslümanlar olarak çok sağlam ve kendimize mahsus dayanaklarımızın var olduğuna iman etmişiz. Onlara sarılır ve onları hayatımıza yansıtabilirsek, çağın getirdiği tüm sorunların üstesinden gelebiliriz, buna da inanıyoruz. Bu dayanaklarımızın başında Allah'ın kitabı ve Resülü'nün sünneti gelir. Denilebilir ki, çağın getirdiği sorunlardan korunabilmenin yegane yolu, bu iplere sıkı sıkıya bağlanmaktan geçer. Bundan dolayı, O'nun doğum yıldönümlerini vesile kabul ederek, kendimizi bu sıkıntıların dışında nasıl tutabiliriz, Allah Resulü'nu hayatımıza tekrar yön verici olarak nasıl katabiliriz, bunlar üzerinde ciddi ciddi düşünmek zarureti ile karşı karşıyayız. Şunu açık bir şekilde ifade edelim: Biz, Efendimizi, hayatımıza tekrar yön verici bir konuma getirmenin mecburiyetini ve kaçınılmazlığını ifade etmek istiyoruz. Bunun gereğine inandığımız için de Efendimize ve onun arkadaşlarına çok değer veriyoruz.
Resulullah Efendimiz bizim için her açıdan örnektir. Allah onu alemlere rahmet olarak gönderdi ama aynı zamanda örnek alınmasını da emretti. O, bütün güzel huyların birleştiği, bütün güzelliklerin şahsında bir araya geldiği müstesna kişiliktir. Allah, İslamı din olarak gönderdi ve Resulullah Efendimizi de bu dini uygulamak ve emirlerini insanlara ulaştırmak üzere görevlendirdi. Bundan ötürü O, insanlara söylediği herşeyi önce kendi nefsinde tatbik etti. Çünkü, Allah'tan, insanlara ulaştırılmak üzere gelen tüm emir ve yasakların, hatta daha fazlasının ilk muhatabı O'dur. Bundan dolayıdır ki biz, İslam'ın, dolayısıyla tüm varlığın doğru bir şekilde anlaşılmasının biricik yolunun O'nu anlamaktan geçtiğini dile getirmekten çekinmiyoruz.
O, insanların en şereflisi olmasına rağmen Allah'tan en çok korkan ve ona en çok yalvarandı. O'nun tüm günahları affedilmişti ama buna rağmen Allah'a kulluktan hiçbir zaman geri durmadı ve dine hizmetten hiçbir zaman geri kalmadı. Emrinde ve hizmetinde çalışmaya hazır onca insan bulunmasına rağmen kendi işini kendi yapardı. Çocukları sever, yaşlılara hürmet ederdi. Hayvanların bile hakları olduğunu ve buna riayet edilmesi gerektiğini söylerdi.
Büyüklüğe tevazuun ne çok yakıştığını görmek isteyenler O'na baksınlar. Tarih, Onun kadar mütevazi ama O'nun kadar onurlu hiç kimseyi göstermedi. Ve hiç kimse arkasında O'nun gibi büyük ve temiz bir isim bırakmadı.
Fani dünyamıza şeref verdin, onu anlamlandırdın. Doğrusu, Sana doyamadık Efendim. Seni sevdik ve her zaman özlemini büyüttük yüreğimizde. Seni sevmeyi ve özlemeyi de ibadet bildik. Seni hiçbir zaman unutmayacağız. Efendim, ‘taptaze bir haberdir' gelişin. İyi ki geldin, hoş geldin.